FETÖ vs Al Capone

1920/30’larda başta Şikago, ABD’yi rüşvete, haraca, uyuşturucu ve alkole boğan kişi idi Al Capone.

Sayısız filmlere konu olmuş bu adam ile zamanın mevcut adalet sistemi baş edememişti.

Nasıl etsin, maaş listesinde polisler, polis şefleri, memurlar, siyasiler, Savcılar, yargıçlar ve hatta yüksek yargı üyeleri, senatörler, guvanörler, kim yoktu ki!

Ve o zamanın ABD başkanı, çok güvendiği bir adama Eliot Ness isminde bir üst düzey FBI ajanına tam yetki vererek, özel ve küçük bir birlik kurdurdu.

Sonradan bu birliğin ismi, The Untouchables, yani dokunulmazlar, ünvanı altında efsane oldu ve hatta film ve belgesellere konu oldu!

Onlar dokunulmazlardı, çünkü rüşvetçi değil, tam inanmış adamlardı.

İki FBI ajanı, bir eski bir de yeni polis, bir maliye müfettişi! Hepsi topu bu.

Ve bu adamlar, Al Capone ve çetesine savaş açtı.

Sonunda ise ABD’de büyük bir suç olan vergi kaçakçılığından tutuklandı, yargılandı ve Alcatraz hapishanesinde öldü!

Bizim de başımızda malum bir FETÖ belası var.

Gerek bağlılıkla gerek rüşvet gerek şantaj ile birilerini kendine hizmet ettiren FETÖ!

Neredeyse 3. sene-i devriyesine geliniyor iken 15 Temmuz’un, maalesef FETÖ ile mücadele neredeyse sekte uğramayı bırakın, zoraki yapılan bir iş mil haline geldi.

Sonuçlarını 31 Mart seçimlerinde gördük!

Ordunun içi, Emniyetin içi, MEB, Yargı, velhasıl tüm devlet kadroları daha halen FETÖ’cü ile dolu ve daha da önemlisi, özel sektöre hiç girilmedi bile!

Bu akla ziyan rehavet, hatta işgüzarlık, 31 Mart seçimlerinin malum sonuçlarını doğurdu.

Halbuki bu mücadeleye ilk başlayanlar, buna baş koymuş, hatta vücut koymuş, cansiperane bu işin üstüne giden profesyonellerdi.

Tabii iktidar içinde de kavga etmedik insan kalmadı, küstürüldüler, hatta görevi bıraktılar.

Çünkü görevlerini mukaddes bilenlerin sürekli önleri birileri tarafından tıkanıyor, tıkanıklık giderilince ise, iş, işten geçmiş oluyor ve av, yuvayı terk etmiş oluyordu!

Ve itibar suikastleri peş peşe geldi, hatta ciddi tehditler bile.

Ve bunlar, 15 Temmuz’dan önceye ait bir dönemdi!

Bu insanlar el çekmek zorunda kaldıktan sonra, kusa bir süre sonra da 15 Temmuz, hain darbe girişimi yaşandı!

Bu kez, devlete inananlar, var güçleri ile darbecilerin üstüne gittiler.

Gittiler de kurunun yanında orantısız bir şekilde yaş da yandı.

Bir mağdur ordusu ortaya çıktı.

Yani suçsuzluğu tescilli, iadesinde sakınca olmayan on binler, halen dönmeyi bekliyor.

Evet, irili, ufaklı operasyonlar yapıldı, yapılıyor. Ancak, görünen o ki yarım ağızla yapılıyor.

Eğer öyle olmasa idi, sayısı meçhul bu kadar kripto FETÖ’cü tekrar toparlanıp, tekrar başa bela olmaya namzet olamazdı. Ama oldu!

Algı ile FETÖ’cü ibaresini ayağa düşürdüler.

Günlük hayatta birbiri ile anlaşamayan, iş hayatında birilerini çekemeyenler, sosyal medyada birinin haklı eleştirisine karşı çıkanlar, hısımlarını otomatikman FETÖ’cü olarak deklare etti, hatta şikayet etti.

Bu durum ise çok büyük boyutta bir bilgi kirliliğine yol açtı ve alakalı emniyet güçleri, bununla nasıl başedeceklerini şaşırdılar.

Gerçekten de FETÖ ile mücadele, bence de klasik emniyet güçlerinin ellerindeki selayetler ile imkanlar ile ve yöntemleri ile içinden çıkılacak bir durum değil!

Çünkü bu işi kovalayan şubelerin, bir de asıl görevleri var, uğraşmak zorunda oldukları.

Zaten bir de daha gelen giderilmemiş bir personel açığı var ilken, üstüne üstelik bu kadar da hassas bir mevzu ile uğraşmak, hem yorucu ve hemde belirttiğim konular sebebi ile neredeyse imkansız.

Ondan dolayı yürütülen faaliyetler, 45 derece güneşin altında ısınan taşın üstüne düşen bir tek su damlası etkisini taşımaktadır.

Zaten, birden fazla birim bu iş ile meşgul.

İstihbarat ayrı, emniyet ayrı, yargı ayrı!

Bize de gereken bir özel birim!

Devletin en tepesinden başka kimseye sorumlu olmayan, eyvallahı olmayan, her türlü araştırma, soruşturma yetkisine sahip ve operasyonel gücü olan bir birim! 

Ve tek işi ise FETÖ ile etkin mücadele olan bir birim.

Her türlü siyasi akımdan arındırılmış, vatana, millete, devlete tam inanmışlardan oluşan bir birim! 

Ne maddi sıkıntısı olan ne siyasi beklentisi olan bir profesyoneller karması! 

Uzun kovuşturmalar ile elleri bağlanmayacak, bürokratik engellere takılmayacak.

Hızlı, kararlı ve etkin çalışabilecek bir birim!

Böylesine bir birim, elbette dallarında uzmanlaşmış insanlardan oluşturulmalıdır. Çünkü bu iş amatör küme işi değil, şampiyonlar ligi işidir!

Eğer böyle bir birim hayata geçirilir ise, çok kısa vadede olmasa da orta vadede önemli bir mesafe katedilmiş olur diye düşünüyorum!

Böyle bir birimi dünyaya anlatmak zorunda da kalmazdınız.

Nitekim 9/11 olaylarından sonra, ABD’de, alelacele hatta yeni bir kurum oluşturdu: Homeland Security!

Yani Vatan Güvenliği teşkilatı!

Mevcut gümrük ve sınır koruma kurumlarına, CIA ve FBI’a ilave ve bunlara da amir konumunda bu kurum.

Kendine has üniformalı birlikleri de var, istihbarat ve araştırma birlikleri, hatta operasyonel gücü için Özel Harekat Birlikleri bile mevcut!

Peki, her şeyde bir şekilde örnek aldığımız ABD’yi, bu özel ve olağanüstü durumlara, olağanüstü refleks gösterme kabiliyetini biz niçin örnek almıyoruz?

İki yıllık OHAL’de bile böyle bir birlik, kurum hayata geçirilmedi, mevcut emniyet ve istihbarat güçleri ile üstüne gidildi FETÖ’nün. 

Sonucunu hepimiz yaşayarak görüyoruz maalesef.

Tabii bizim sesimiz nereye kadar çıkar, bilmem. 

Lakin haklı olduğumu en yakın tarih bize gösteriyor.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 
OGÜNhaber