Euro bölgesinin zoraki ayakta tutuluşu

Gazetemizin değerli başyazarı, dünya siyasetine ve ekonomisine sık sık ışık tutmakta. Şahsen öğrendiğim ise dünyada olup bitenlere bir başka gözle bakarak, durumu analiz etmektir.

Elbette ben ABD hususunda ehil değilim, ancak Avrupa’da olup bitenleri gün be gün izliyor ve bunlardan kendimce belli sonuçlar çıkartıyorum!

Geçtiğimiz hafta ülkemizde suni bir Dolar krizi patlak verdi ve maalesef geç alınan bir karar sonrası zararın neresinden dönülse kardıra gelinerek müdahale edildi. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu duruma adeta sevinç çığlıkları atanlar, acaba AB de neler olup bitmekte, bunu hiç düşündüler mi?

İtalya’da yapılan seçimler sonrası ortaya çıkan istikrarsızlık, tüm hızı ile devam ediyor, zira hükümeti kurmakla görevlendirilen aşırı popülistler, Euro karşıtı, AB karşıtı bir ismi ekonomi bakanı yapmak istese de, İtalya’nın Cumhurbaşkanı buna rıza göstermedi! 

Bunun üzerine hükümet kurmaktan vazgeçti tabii AB karşıtları. Hükümet kurma görevini ise, siyaset dışından bir ekonomi profesörüne verildi, o da daha ilk konuşmasında AB’ye mutlak bağlılığını ilan etti.

Şimdi ise İtalya yeniden seçimlere gidecek ve büyük bir ihtimalle de, yine aşırı sağcılar ve sağ popülistler kazanacak. Yapacakları ilk iş ise İtaxit olacak, yani İtalya’nın AB’den ayrılması ve kendi ayaklar üstünde durarak yoluna devam etmesi olacak! 

Elbette bununla beraber Euro’dan da ayrılacaklar ve işte orda dananın kuyruğu kopacak, çünkü o zaman Euro’nun muteberliği sözkonusu olacak!

AB gerçekten çok kritik bir dönemden geçiyor!

Brexit’den sonra güçlü bir ekonominin birlikten ayrılması, başta Almanya piyasalarını derinden etkiledi, etkiliyor.

Yunanistan’ın de facto iflas etmiş olması ve buraya gömülen milyarlarca Euro tüm birlik üyelerinin ceplerinde kolay kapanmayacak delikler açtı.

Diğer yandan Fransa da aylardır süren sokak kavgaları, grevler, ülkeyi ve AB’yi destabilize eden bir diğer faktör.

Macron şeş kaza seçilen bir siyasi çaylak, ancak gittikçe artan baskılara çok fazla dayanabilecek gücü olduğunu sanmıyorum. Karşısında ise, yine AB karşıtı Ulusalcı bir blok var. Ve eminim ki bir sonraki seçimlerde onlar baskın çıkacaklardır.

Diğer üye ülkelerde de durumlar pek iç açıcı değil, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya, ekonomik olarak cüce ve fakat AB’den alınan paylarda dev olan ülkeler!

AB’yi ayakta tutan tek ülke Almanya!

Ancak Almanya’nın da iç sorunları ve git gide artan dış borçlanması, işte bu görevi daha ne kadar sürdürebilir, o meçhul! 

Çünkü Almanların en güvendikleri partnerleri Fransa ve Fransa da artık polisler bile bugün “artık yeter” eylemleri için sokağa indiler!

AB’nin birlik meselesi şu an suni teneffüs makinasına bağlandı, merak edilen konu ise, para sahiplerinin ne zaman kalkıp fişi çekecekleri.

Deutsche Bank’ın binlerce çalışanını kapı önüne koyalı daha bir hafta bile olmadı! 

Tüm bu AB karşıtı baskılara, üye ülkeleri kendi içlerinde ne kadar dayanabilirler ki?

Tabii bu dökülmeler, sadece birliğin değil, ortak para birimi olan Euro’nun da tartışılmak bir yana dursun, biteceğinin göstergesidir!

Almanya bir şekilde hep ABD’ye güvenmişti, AB ne zaman karışsa, ABD bir diplomasi turu yaparak meseleyi hallediyordu. 

Ne de olsa AB’nin kurulması bir ABD projesi idi. İkinci Cihan harbinden mütevellit, özellikle de İngiltere, Almanya ve Fransa, yine birbiri ile savaşa girmesin diye kurulan bir proje!

Ancak ABD de şu an AB’yi ya da Almanya’yı düşünen bir siyasi güç yok. Tam tersi. AB maksadını gittikçe büyüyerek ve ABD’nin karşısına kuvvetli bir ekonomik rakip olarak türemeye başladığından beri, AB, büyük abi ABD’nin gözüne battı!

AB’nin zayıflatılması operasyonu 

AB’ye ağır darbe vurmanın yolu Almanya’dan geçiyordu, hususen de otomotiv sanayiinden!
Ve tam da buraya neşteri vurdu Amerika.

Sırasıyla VW, Mercedes ve BMW’ye, ard arda gelen dizel skandalları ile dünya kamuoyu önünde ağır darbeler indirdi ve trilyon dolara varacak ticari cezalar kesildi! 

Top Managerlere karşı yürütülen “nitelikli dolandırıcılık davaları” da cabası!

Hani bizim muhalifler Hakan Atilla meselesini ballandıra ballandıra anlatıyorlar ya, işte Mercedes’in CEO su şu an ABD’de 25 yılla yargılanıyor!

Tüm diğer Alman otomobil markalarının ABD CEOları ve Dünya CEOları da birlikte!

Ülkemizin geçirdiği finans operasyonu aslında İtalya’da ve Fransa da patlak veren ekonomik istikrarsızlığın Euro’ya yansımasını ve Euro’nun heyelanvari düşmesini önlemenin operasyonu idi!

Önümüzdeki aylar, Avrupa’da çok sıcak geçecek bu kesin. Ancak ülkemizde de sıcak geçeceği garanti!

Akıllı bir ekonomik stratejisi ile Türkiye bu sıcak dönemden çok karlı çıkabilir. Yeter ki ülke içinde istikrar devam etsin!

Bu istikrar devam ederse, ki anca AK Partisi iktidarı ve Sayın Cumhurbaşkanının liderliğinde edebilir, ülke içindeki spekülatörler dahi, hiçbir zarar veremeyeceği gibi, çok yakında hisseleri ayağa düşecek olan özellikle de otomobil markalarının hisseleri toplanabilir!

Demem o ki, seçim öncesi kendisine kur üzerinden siyasi malzeme yapanlar, yaptıklarının bedelini faizi ile öderler!

Çünkü pek çok AB üyesi ekonomileri ile kıyaslandığında, Türkiye halen istikrarlı bir büyüme gösteren bir ekonomi ye sahip! 

Biz yeter ki yerli ve milli olalım. Batı kendi kendine demonte ediyor zaten!

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 
OGÜNhaber