Bu terör örgütlerinin ve özellikle de PKK ve sevicilerinin sürekli kullandığı bir terim olsa da Ahmet Şık denilen kişi bu sözü kullanarak, ardından da Devleti yıkma çığırtkanlığı yapması, karşısında susulacak bir hadise değildir!
Ve evet, bu söylemlerde, Youtuber babanın sirk şovlarından esinlenerek ve cesaretlenerek söylenmiştir.
Tekrar ediyorum: bunları söyleyen kişi, bu devletin ve milletin maaşı ile kendisine Milletvekili dedirten birisi.
Bu bağlamda söyleyeceğim tek şey ise ben değil, bu ve bunun gibi marjinalleri Gazi Meclis'in çatısı altına sokanlar ve halen de orda olmasına tepki göstermeyenler utansın.
Şimdi ise gelelim gerçeklere!
Neredeyse kırk yıldır, asker, polis, öğretmen, işçi, memur, hatta çoluk çocuk, kadın, yaşlı ve bebek demeden insanları öldürenler katil değil, masumları katledenler katil değil de katillere karşı, terörizme karşı mücadele edenler katil, öyle mi?
Güneydoğu halkını onyıllarca geride bıraktıran, ezen, çocuklarını gaspeden, korku hegemonyası kuran, eli kanlı terör örgütü, katil değil, devlet katil, öyle mi?
Okulları, hastaneleri yakan, yıkan, ambulanslara bile roketatar ile saldıran, ağızları salyalı alçaklar katil değil, bunları etkisiz hale getirip, bölgeye barışı getiren devlet katil, öyle mi?
Buna denilecek tek söz, bunları iddia eden her kim varsa, alçaktır, vatan hainidir dir!
Ve bunları iddia eden, şerefe tepki olarak doğmuş Ahmet Şık'a, "canımızdır, kardeşimizdir" diyen meşhur PKK avukatı Sezgin Tanrıkulu'da, bu konuşmaları tek kelime ile konamayan her kim varsa, sıfatları Ahmet Şık ile aynıdır!
Demokrasi demek, her istediğini diyebilme hürriyetine sahip olmak değildir.
Bu şahıs, TBMM kürsüsünden ettiği yemine ihanet etmiş, halkı sokağa yıkmak için çaba gösteren bir alçaktır.
Ancak söylemlerinin, Afyonkarahisar, Güney ilçesindeki seçimlerin hemen ardından gelmesi, başka bir gerçeği de ortaya çıkartmıştır ki, kendisi bunu da söylemiştir:
"Önümüzdeki seçimlerde gidecekler hayalinden uyanılmalı, bu işin tek yolu sokaklar!"
Ve hatta, her Allah'ın günü bir mantra gibi "erken seçim şart" diyen Engin Özkoç bile bu isteğini ağzına alamaz olmuş!
Sanırım çıldırdıkları nokta, tam da bu.
Yaptıkları onca algı, yalan, iftira kampanyalarına rağmen, Necip Türk Milleti, neyin ne olduğunu gayet net görmekte ve de o çok istedikleri seçimlerde, yiyecekleri şamarın kalkan elini, bal gibi de gördüler.
Son olarak, evet Ahmet Şık'a çifte soruşturma açılmış olabilir.
Ancak bu şahsın, kendisine bir Türk Parlementeri diyebildiği her saniye zuldür.
Derhal fezlekelerin görüşülmesi ve bu şahsın da, onun gibi olanların da, vekillikleri düşürülüp, yargı önünde hesap vermeleri elzemdir.
Mahşeri vicdan rahatsızdır.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam