Demek AK Parti’ye küstün!

Bu aralar, her seçim öncesi olduğu gibi, yine birileri ortaya çıktı ve mülakatlardan sonra, hatta adaylar açıklandıktan sonra, bunların sayısı daha da çoğalacak.

Kimi kast ediyorum?
Hani şu güya Reisçi olup, partiye, teşkilatlara, belediyelere, vekillere vs. sözüm ona kızıp, küsüp, atıp tutanlar! 

Peki, hani olmaz ya, bir an düşünelim ki AK Partisi seçimleri kaybetti, hatta Reis de kaybetti! Ondan sonra ne olacak sanıyorsunuz? 

BFK, yani Birleşmiş FETÖ Kuvvetleri, seçimleri kazandıktan sonra, siz herşeyin güllük, gülistanlık olacağını mı sanıyorsunuz? 

İMF’ye bu ülkeyi tekrar köle etmek için binbir gayret gösteren, en büyük idealleri Batı uşaklığı olan bunlar, sizce sadece altı ay içinde, yine hiç yoktan bir kriz çıkartıp, onları besleyenlere diyet borçlarını ödemeyecekler mi? 

Saf mısınız siz kuzum? 

Ülke ekonomisi hakkında hangisinin elle tutulur bir planı var? Hangisi 15 yıldır bir proje üretmiş? Hem niye üretsinler ki, nasıl olsa, ortada çalışıp didinen bir AK Partisi var zaten! 

Bir de siz herhalde 28 Şubat sürecini unuttunuz. Hatırlamak istiyor iseniz, bugün nerdeyse önemsizliğe terk edilen, ancak o zaman kelli felli kalemşörlerinin o zamanki yazılarına bir bakın ve tabii bugünlerde yazdıklarına. İntikam çığlıkları atıyorlar! 

Akılları, fikirleri, içerdeki FETÖ’cüleri acelen dışarı çıkarmak, 15 Temmuz hain Darbe girişimini yapılmamış kılmak, hatta katılanları ulusal kahraman olarak deklere etmek. Şüpheniz olmasın, iktidarın ‘i’ noktasını görseler, 28 Şubat’a Rahmet okuturlar! 

Öyle ya cenahlarında, AK Partisi’ne oy verenlere “evlat acısı yaşamalarını” dileyecek kadar, nefret dolu, gözü dönmüş sözüm ona hukukçular var. Bu kadar şeref yoksunu insanlardan, herşey beklenir! 

Şurdan başınızı bir kaldırın ve tabağınızın dışına bir bakın! 

‘Asla Almanya’da seçim kampanyası yaptırmayız’ diyen Almanya’nın Devlet Bakanı, Ankara’ya geliyor, Akşener ile görüşüp destek sözü veriyor. Ardından Almanya’ya dönerek, “Almanya’da Türk siyaseti istemiyoruz” diye açıklama yapıyor! 

Bu durum zaten başlı başına bir infial! 
Yüzsüzlüğün dik alası! 
İki yüzlülüğün ise kitabı! 


Şimdi bu Avrupa Devletleri elbette ki Sayın Erdoğan’a düşman. Zira o başta olduğu müddetçe, asla istediklerini yaptıramayacaklar. Bunu çok iyi biliyorlar! 

Onun yıkılması için milyarlarca sebepleri var! 

Sizin sebepleriniz neler?

Teşkilatta bir yere mi gelemediniz?
Belediyede ya da iştiraklar da iş mi vermediler? 
Aday oldunuz da red mi yediniz? 
Projeniz vardı da kabul mü görmedi?
Torpil istediniz de, olmadı mı kimse? 

Bu kadar bencilliğin içinden biraz olsa dahi kurtulsanız da, Vatan diye bir mefhum var. Biraz da ona baksanız? 

Gezi’de, 17/25’de, hatta 15 Temmuz’da hep bir olduk ve bu vatanı, canımız pahasına savunmadık mı? Bir ay boyunca, hatta çoğumuz nu güne dek, gecelerini adeta nöbette imiş gibi geçirmiyor mu? 

Şimdi, tam Vatan’ın size ihtiyacı olduğunda, küskünlük mü yapacaksınız? Benim şahsen buna hiç niyetim yok! 

Birleşmiş FETÖ Kuvvetleri topyekün saldırıya geçmiş, aralarına PKK’yı da almış, arkalarına Batı’yı almış iken, ne şahsımı, ne ailemi, ne de herhangi birşeyi düşünebilirim. Ancak vatan müdafaasını düşünürüm ve bunun için de elimden gelen herşeyi yaparım! 

Düşman oklarının hepsinin hedefinde Sayın Cumhurbaşkanı, AK Partisi ve dolayısı ile benim Ülkemin, Devletimin, bekası var iken, geri kalan her şey ancak teferruattır. Öteye geçmez. Geçmemeli. Bu partinin bir genel başkanı var ve kimin aday olacağını da, olmayacağını da, kendisi ince eleyip sık dokuyarak tayin edecektir! 

Her kim, ne olursa benim şahsen kabulümdür! 

Her samimi vatan evladını da bu çizgiye davet ediyorum elbette.

Tehlikenin boyutu

Belki farkına varmışsınızdır. Ancak durumun vehametinden dolayı ben acizane bir hatırlatayım:
BFK (Birleşmiş FETÖ Kuvvetlerinin) en büyük başarısı, an itibariyle tam da bu melun teşkilatı Türkiye’de Sol, Laik, Kemalist ve Ulusalcı kesime kabul ettirmiş olmasıdır. Gözü Erdoğanfobya’dan dönmüş bu kesim, tüm deliller bağra bağıra Akşener’i ve CHP’yi FETÖ’nün siyasi ayağı olduğunu, bangır bangır göstermesine rağmen, bir “çıkış yolu” olarak görüyor! 

Mantık şu; Erdoğan gitsin de, AK Partisi gitsin de, kim gelirse gelsin, ne olursa olsun! 

Zaten çoğunun tuzu kuru olan bu vatandaşlar, beka derdinde değil, vatan derdinde değil, millet derdinde hiç değil! 

Tek hedefleri, tek gayeleri, “Erdoğan gitsin”!

“Ha tamam gitsin, ne olacak” diye sorduğunuzda, hiç biri asla cevap veremiyor, vermiyor! 

El İnsaf! Ve şimdi, “içimizde” olup da, hangi sebepten olursa olsun, bu mantığa negatif söylemler ile katkı sağlayanlar, kime hizmet ettiklerini idrak etmeliler! 

Yarın çok geç olacaktır! 

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 
OGÜNhaber