Askeri kurallar çerçevesinde bakıldığında, oynanan bir kötü komedi gibi duruyor.
Bir yanda askeri dev Rusya, diğer yanda, her bakımda cüce bir Ukrayna var.
Ve güya istilaya kalkışmış Rus ordusu, altı gündür, bir arpa boyu yol alamıyor?!
Aslında Putin ve Rusya, saldırma öncesi, aldatma siyaseti, oyalama diplomasisini uygulayarak, anlaşmaya hazır gibi gözükerek, sol gösterip sağ vurdu.
Buraya kadar, savaşa niyet etmiş bir devletin yapması gereken taktiksel çabaları yerine getirse de ilk iki gün içinde beklenen ve normalinde olması gereken, Kiev'in düşmesi, bir türlü gerçekleşmedi/gerçekleşemiyor.
Tüm dünya medyası paralize olmuş gibi Ukrayna'ya yönelmiş, siren sesleri, düşen birkaç bomba/roket, ağda sakızı gibi uzatıla uzatıla döndürülüyor, bu vesile ile de Putin şeytanlaştırılıyor!
Bugün Rus tarafından Kiev'e ilerleyen 64 kilometrelik bir konvoyun görüntüleri her mecradaydı.
Af buyurun da böyle bir harekatı bir Türk subayı yapsa, derhal divanı harbe verilir ve oracıkta kurşuna dizilir.
O uzunlukta bir konvoy, aralarında mesafe yok.
Yarım yamalak bir hava saldırısı ile yok edilebilir bir hedef!
Ama ne ilginçtir ki, Ukrayna bir el bombası bile atmıyor!
Benzinleri biten Rus askerleri, Ukrayna polis karakoluna girip yakıt istiyor?
Bu nasıl bir komedi Allah aşkına?
Dünyanın sayılı hava Kuvvetlerine sahip Rusya, üç beş uçaktan başka bir şey kaldırmıyor?
Sayısız roket ve füzelere sahip olan Rusya, tarihten kalma İskenderler ile saldırıyor?!
En komik olanı ise sivil bir araç ile Rus tanklarına yaklaşan Ukraynalılar, tanklara molotof atıyorlar?!
Yahu siz kimin aklı ile alay ediyorsunuz?
Asıl mesele ne peki diye soruları duyabilir gibiyim.
Asıl mesele, Batının yeniden konsolide edilmesi, Pandemi sonrası dünyayı, Pandemi öncesine reset edilmesi!
AB, kendi içinde çatırdamaya başlamış, Brexit ile de yok olması başlamıştı.
İçlerinde kavgaların ayyuka çıkmış olduğu, zoraki bir birlik haline gelmiş, pek çok ülke, AB'den de Euro bölgesinden de çıkmayı planlamaya başlamıştı.
NATO, hemen her üyesi tarafından, gerekliliği sorgulanmaya başlanmış, homurdanmalar baş göstermişti.
"NATO'nun beyin ölümü gerçekleşmiş" diyen Fransa'nın Başkanı Macron du.
Avrupa ülkeleri, 1945'den bu yana kendi kıtalarında, kendi içlerinde savaş görmedikleri için, dünyada olan savaşlar onlara çok uzak olduğu için, kendilerini çok fazla güvende hissetmişlerdi.
Zaten tüm dünya ile sıkı fıkı ticari münasebetleri olduğu için de kimsenin Avrupa'ya saldırabileceği, akıllarından bile geçmiyordu!
Putin'in saldırganlığı, hepsini derin bir korkuya sevk etti.
Alman genel kurmay başkanı, Alman Ordusunun "Ülkeyi savunma kabiliyetinde değil!"
"En fazla bir tümen (beşbin asker) toplayabiliriz, silah sistemlerinizin %80'i kullanılmaz durumda" dedi!
Yani AB'nin en güçlü ekonomisinin ordusu yok hükmünde!
Düne kadar NATO'yu bile takmayan Almanya, 24 saat içinde, Alman Ordusuna 100 Milyar Euro bütçe verdi!
Ee, korku nelere kadir!
Tabii sürekli döndürülen "savaş" görüntülerinin bir başka getirisi daha oldu.
Avrupa'lılar birbirlerine kenetlendiler.
Konsolide oldular!
Tabii hepsi Rusya, pardon, Putin karşıtı oluverdi.
Çünkü herkes sorunu Rus halkında değil, sadece Putin'de görüyor ve hepsi Ukrayna yanlısı oldu!
Oldular olmasına da bir başka şey de gün yüzüne çıktı:
İnsanlıkta çifte standart!
Düne kadar AB'nin dış sınırlarında Müslüman/siyahi mültecileri, katleden AB ülkeleri, Ukrayna'dan gelecek olan mületicileri ağırlamak için yarışa başladı!
Bir video ise Ukrayna'dan kaçmak isteyen siyahileri trenlerden atan Ukraynalıları gösteriyordu bugün!
Ve aynı Ukraynalılar, tüm dünyanın desteğini istiyor, mazluma yatıyor!
Kudüs'ün bombalanmasını hoşnutlukla karşılayan Zelensky ise şimdi mağdurlara oynuyor!
Bu "savaşın" tek gariplikleri bunlarla kalmıyor.
Ne hikmetse Beyaz Saray, saldırıların gününü, saatini veriyor, ne kadar süreceğini veriyor, mültecilerin sayılarını veriyor?!
Sanki saldıran Putin değil, ABD!
Olan büyük bir reset atma!
Pandemi ile tüm dünyanın milletleri, ama en çok da AB milletleri, siyasete karşı, hükümetlere ve devletlere karşı diş bilemişlerdi.
Alman siyasileri tamamen sıfırı tüketmiş, ülke içinde çok garip bir hava hâkim olmuştu.
Hemen hemen tüm AB ülkelerinin hükümetleri, inandırıcılıklarını tamamen yitirmiş, milletleri, yavaş yavaş anarşiye yönelmeye başlamıştı!
Tabii böyle bir şey asla olamaz!
Sarı saçlı, beyaz tenli ırk, bu kadar kendini kaybedemezdi!
Hazır Pandemi de bitiyorken, AB'nin başına böyle bir felaketin gelmesi gerekiyordu ve geldi!
Ne hikmetse altı gündür, hiçbir batı medyası ne kovidten bahsediyor ne Omicrondan ne PCR testinden!
Binlerce insan Ukrayna'dan Batı'ya doğru "kaçıyor" ama kimsenin ne maske sorduğu var ne negatif PCR testi, ne de sosyal mesafe!
Aynı şey, sığınaklar içindeki görüntüler için de geçerli!
Ne garip değil mi?
Bir hafta önceye kadar, dünyanın nerdeyse üç yıldır tek ve en önemli gündem maddesi olan Kovidin, hiç önemi kalmadı!
Bu komedi daha be kadar sürer, bilmem.
Eğer batı dünyası, Putin'e yüzünü eğmeyecek bir çıkış yolu bırakmaz ise olacaklar hiç de iç açıcı gözükmüyor.
Ya Putin daha da sertleşecek, saldırganlaşacak, zorla girdiği bu oyundan istediğini alıp da çıkacak, ya da bir şekilde Putin yok olacak ve yerine Batı yanlısı biri gelecek!
Asıl ondan sonra neler olacak, işte asıl soru bu!
Şimdilik, garip bir senaryoyu izlemeye devam edeceğiz, ki sanırım bu da senenin sonuna kadar, Noel yortusuna kadar sürer.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam