Neden mi?
Arkana ne kadar marjinal gruplar var ise alarak, HDP'yi alarak, millete asla tutamayacağın şeyleri vadederek, hasbelkader İBB Başkanı ol.
Projesi senden çok, çok önce başlamış, hatta mevcut olanların üstüne, kendi icraatınmış gibi yat.
Bitirmeye asla cürümün yetmeyenlerin üstüne beton dök, hafriyat dök.
Kısacası, millete zarar ver.
Sen iş başına gelene kadar, iyi – kötü işleyen bir sistemi işlevsiz hale getir.
İSKİ'yi, İETT'yi bile çalışamaz hale sok.
Vadettiğin depreme dayanıklı konutlarının hiçbirini yapma.
Hatta Deprem toplanma alanlarına göz dik, satmaya yelten.
Ucuzlayacak dediğin ulaşıma, suya, ekmeğe, gaza zam – pardon finansal düzenleme – yap.
Yani milletin aklı ile alay et.
İleri biyolojik arıtma tesisine "Temel atmama töreni" yap, onu da bırak, varolan tesisleri de çalıştırma, böylelikle de bir doğa felaketine yol aç.
Çevrecilik nidaları at, sonra da iş başına gelince "israf diye" asma bahçeleri sök, her yeri beton çölüne çevir.
Çöp toplamaktan aciz ol.
Giderlerin bakımını yaptırma, ortalığı sel götürsün.
Yani her şeyi mahvet, olanı düzeni boz, yasal borçlanma sınırını iki yılda yakala, İBB'yi iflasa sürükle.
Sonra da terbiyesizce el ense otur sırıt.
İşin vahim tarafı ise ne yaparsan yap, iki ideolojik konuşma ile dayatacağın bir kitle olsun.
Bir diğer yandan ise söz konusu halk sağlığı olduğu için, arkanı toplayan bir merkezi yönetim olsun.
Sende gider, mahvettiğin her şeyi devlete yıkar, iftira atarsın, devletin düzelttiklerini de kendi hanene yazarsın.
Tıpkı senden önceki yönetimin yaptıklarını, utanmadan kendi hane yazdığın gibi.
Her yerde, demokrasi havariliği yap, ancak muhalefetin, mecliste konuşmasına bile tahammül etme, ses sistemini kapat, hatta elektrikleri kes!
Eh pes!
Ha, bu zorbalığı üstelik bir de alkışlayan yandaşları var.
Halkın tümünü kucaklayacağım de.
Ancak konuşan insanları "seni bulurum" diye tehdit et.
Seninle konuşmaya gelen ahalinin üstüne araç sür, darp ettir.
Bunları sana hatırlatanlara da "bak üzülüyorum ama" de.
Canlı yayında sana soru soranlara, sorular seni zora soktuğu için, zorbalık yap.
Ama ne yaparsan yap, kimse sana dokunmasın, aksine kendini alkışlattır.
Evet, bu dünyada İmamoğlu olmak varmış.
İki yıl evvel, bu kişi o koltuğa oturduğunda, bunun İstanbul gibi bir Davası olmadığını, İBB'yi sadece bir kariyer basamağı olarak gördüğünü yazmıştım.
Bu sözlerimin arkasındayım.
Ancak şunu eklemek istiyorum ki, İmamoğlu, İBB'nin kendisine beş gömlek büyük geldiğini anladı ve "mağdur planını" erkene çekti.
Görevden alınmak için elinden geleni yapıyor, yapacak da.
Bence, İstanbul daha fazla üzüleceğine, sen üzül İmamoğlu.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam