Çok mu abartılı buldunuz?
Peki, açıklayalım.
"İktidarın halen peşinden giden öğretmene öğretmen demem!"
Başka ne anlama geliyor peki?
CHP, yani muhalif olmayan gazeteci "yandaş"!
Muhalif olmayan sanatçı "yalaka", hatta saray soytarısı!
Muhalif olmayan herkes, geri kafalı, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, cahil.
Pardon biri kutuplaşma mı dedi?
Devam edelim.
Muhalefet leh'ine karar veren yargıç kahraman, bağımsız, aydın!
Vermeyen ise partizan.
Sokakları yakıp yıkanlar "legal", karşı koyan, müdahale eden polis "illegal", (Aykut Erdoğdu).
Polise karşı gelen, hatta saldıranlar alınları öpülesi pırıl pırıl gençler, polis ise gaddar, zalim.
Hendek ayaklanmasında askerimizi polisimizi şehid edenler "arkadaş", şehit düşenler faşist!
Belediye imkanlarını dağdaki teröriste peşkeş çeken HDP'li teröristler "seçilmişler", onları alaşağı edip kayyum atayanlar soysuz, zorba!
Bu listeyi on sayfa daha devam ettirmek gayet basit.
Ancak eksik olmaması gereken;
İHA/SİHA'larımız katil. Etkisiz hale getirdikleri PKK teröristleri "piknikçi!"
Kaftancıoğlu'na göre hatta devletimiz seri katil!
Yine CHP'ye göre, terörist de olsa imha etme hakkı devlette yok!
Özür dilerim, ama artık midem kaldırmıyor.
Şimdi ben size söyleyeyim.
Kendi meslektaşlarını öldüren PKK'nın siyasi kolu ile ittifak halinde olanların peşinde giden;
Doktor, doktor değil.
Öğretmen, öğretmen değil.
Kaymakam, kaymakam değil.
Memur da memur değil.
Halkı jakoben kafası ile ikiye bölen varsa, insan değil.
Bir kere, milyonluk villalarda keyif çatıp, kapitalizmin dibine vurup, sosyalizm kasan, bir kere solcu değil.
Olsa, olsa sömürgecidir.
Bu milletin, devletin bekasına karşı çıkanlar, Türk değil.
Ülkesini dışarı güçlere şikayet eden, hatta müdahale isteyen, milli değil, demokrat hiç değil.
Devletin kolluk kuvvetlerine karşı insanları kışkırtan, masum değil.
Olsa, olsa ajan provokatördür.
Bu milletin başına otuz yıldır bela plan PKK ile kol kola gezen?
O da insan bile değil.
Tüm bunları bilerek, Millet İttifakına giren ülkücü ülkücü değil, muhafazakar muhafazakar değil.
Önüne gelen her fırsatta hükümeti kutuplaştırma ile suçlayan, özellikle CHP'nin karnesi bu.
Ve bu tutumları üstelik yeni moda falan da değil.
Ben kendimi bildim, bileli bu böyle.
Otuz yıldır bir şekilde Türk siyasetini takip ederim.
Ve otuz yıldır, CHP zihniyeti kutuplaşmanın her daim dikalasını yapmıştır.
Ancak bugün, bu kutuplaşmanın zirvesini yaşıyoruz gibi geliyor.
Tabii, ilerde ne olup biteceği de belli değil.
Siyasette, algı yönetimi dışında, ucuz popülizm dışında, hiçbir başarısı olmayan muhalefetin daha nelere başvuracağını merak ile beklemekteyim.
Tabii bu bekleyiş, endişeli bir bekleyiş.
Çünkü gördük ki, ülke hayrına serçe parmaklarını bile kıpırdatmadılar, kıpırdatmayacakları da aşikar.
Elbette böylesi bir ağzın hemde elini kürsüye vura vura söylenen bu nefret sözlerini esefle kınıyor, bir siyasi parti liderine, zinhar da yakıştıramıyorum.
Yazıklar olsun.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam