15 Temmuz’a bir gün kala verilen 44 beraat kararı ve akabinde yapılan terbiyesiz provokasyon, bilahare, kinimin hala dipdiri olduğunu ve her geçen gün daha da arttığını gösterdi!
Bundan dolayı da tekrar kendi çapımda sürdürdüğüm mücadele ye daha fazla enerji harcamaya itti beni!
Gözlerim Avrupa ya dikildi, özellikle de FETÖ’nün yeni merkezi olan Almanya’ya!
Ve hiç de şaşırmadığım bir durum çıktı karşıma!
Ezelden beri yaşadıkları yerlerde azılı FETÖcü olan kişiler, oralardan sırra kadem basarak kaybolmuşlar!
Yeni ikamet yerleri olarak da Türk nüfusunun az veya hiç olmadığı yerleri seçmişler. Faaliyetlerini de ikamet ettikleri yerlerin dışlarında devam etmekteler!
Kendilerinden olmayan hiç kimseye güvenmiyor, hiç kimseyi içlerine almıyorlar. Hele de Türk olan hiç kimse ile herhangi bir bağlantı kurmuyorlar!
Jet hızıyla Alman edilmişler!
Darbeyi çok önceden bildikleri için, darbe teşebbüsü sırasında Yunanistan ve Bulgaristan taraflarında, sınır önlerinde beklemişler!
Darbe başarısız olunca ise, dönerek İspanya’ya doğru yol almışlar!
Sayıları ise binlerce kişi!
Şu an mesela, birkaç bilinen yüzün dışında (ki Almanya’da bunlardan bir tanesi Ercan Karakoyun) hiçbirinin sosyal medyada kendi adlarına, kendi resimleri ile hesapları yok!
Olan hesaplar dondurulmuş veya sadece arkadaşlara açık!
Ancak Pensilvanya’dan algı yönetimi emri gelince, aktifleşiyor, Twitter, Facebook’a yükleniyor ve sonra yine kayboluyorlar!
Çoğunun kamuflesi sol görüşlü gibi görünmek!
Bu hesaplar ile yoğun Erdoğan ve Türkiye düşmanlığı yapılıyor!
Türkiye karşıtlığı, hatta düşmanlığı ile bilinen DW (Deutsche Welle) dahi FETÖ’nün Almanya’yı merkez tutmasından rahatsız olmuş.
Almanya’nın tercih edilmesinde ki en önemli etkenler olarak, Berlin yönetiminin, özellikle darbe firarilerine, genel olarak FETÖ firarilerine adeta kucak açtığı, her türlü yardım ve desteği sağladığını, koruyup kolladığını, hatta iki büyük kilisenin ve dahi yahudi cemaatinin büyük destekler verdiği belirtilmiş!
Bunlar gerçekler!
Bu bahsettiğim ezeli ve azılı FETÖcüler, Alman vatandaşlığına jet hızıyla alınırken, istek üzerine ismleri de değiştirilmiş, yepyeni bir kimliğe kavuşturulmuşlar!
Alman Emniyet Genel Müdürlüğü BKA, Anayasayı Koruma Teşkilatı (İç İstihbarat), be BND, yani istihbarat servisi, sadece buradan kaçan FETÖ’cüleri değil, orada zaten ikamet edenleri de özel koruma altına almışlar.
Kimlik değiştirmeleri, güvenli evlerin tahsis edilmesi ve şahıs koruması sağlıyorlar!
Göze fazla batmadığını sananlar ise, kaynağı belli olmayan büyük paralar ile oynamaya başlamış, ufak esnaflık yaparken, şimdi milyonluk yatırımlar yapar olmuşlar!
Bundan sonraki sürede bunları tek tek deşifre edeceğim!
Şimdiye kadar aldığım tehditlerin ise, vız gelip, tırs geçtiğini bilmelerini özellikle belirtmek isterim!
Ellerinizden geleni, ardınıza koymayın!
Aldığım bilgiler doğrultusunda şunu demek gayet mümkün ki, o da FETÖ nün her yerde son derece organize bir şekilde hareket edip yönetildiği ve bunu ise en köklü istihbarat servislerine parmak ısırtacak şekilde yaptıklarıdır!
BND ye, uzun yıllar istihbarat sağlamışlar!
FETÖ sadece CIA’e hizmet etmekle kalmamış!
Alman istihbaratına da tonla bilgiler yağdırmışlar!
Türkiye’de olan askeri sırlar bile BND’ye servis edilmiş!
En çirkini ise, Almanya’da yaşayan FETÖcüler, bulundukları şehirlerdeki Türk nüfusu hakkında raporlar vermişler.
Dernekler, spor kulüpleri, Camiiler, komşuları hatta akrabaları hakkında bilgi aktarmışlar!
İğrençliğin zirvesi bu olsa gerek!
Bu şekilde Alman makamları, mesela kimin çifte vatandaş olduğunu, kimin Türkiye de ne kadar malı, mülkü, Serveti olduğu hakkında bilgi sahibi olmuş!
17/25’den mütevellit ise Alman istihbaratı, Erdoğan’a sempati duyanları bilmek istemiş ve tabii FETÖcüler de tek, tek fişlemişler!
Yani Vatana ihanet yetmezmiş gibi, yıllardır komşuluk yaptıkları insanlara ihanet etmek, sanıyorum ki daha değişik bir kalite!
İğrençlikte Nirvana!
Alman makamlarınca çok iyi korunan FETÖcülerin izlerini sürmek zor ama imkansız değil!
Bundan dolayı da zaten yeni merkezleri, Almanya!
Gazeteleri orada basılıyor, TVleri oradan yönetiliyor!
Türkiye’den kaçan FETÖcü bayanlar ortalık malı olarak görülüyor!
Kocaları Türkiye de hapiste olan ve çıkmaları da zor ya da mümkün olmayan FETÖ’cülerin Almanya’ya kaçmayı başaran eşleri, FETÖ nün Almanya elebaşları tarafından türlü tuzaklar ile münasebete zorlanıp, video ve resimleri çekilip akabinde, dileyen başka FETÖcüler tarafından şantaj yoluyla münasebete zorlanmakta!
Karşı gelenlere, “biz Alman vatandaşıyız, seni Türkiye’ye sürdürürüz” gibi tehdit ediliyorlar!
Hiçbiri pişman değil, hiçbiri vazgeçmiş değil!
Israrla Türkiye’de siyasi akımın değişmesini bekliyorlar! Bunun olacağına da inanıyorlar!
Ben şahsen OHAL’in kaldırılmasını tasvip edenlerden değilim!
Terör ile mücadele de bu kadar yol katetmişken şimdi hız kesmesinden endişe ediliyorum!
Hele de FETÖ ile mücadele de daha başlarda olduğumuzu düşünüyorum!
Netice itibariyle son büyük dalgalar bunu gösterdi!
Toplum vicdanını rahatsız eden son FETÖ kararları da daha çok işimizin olduğunun apaçık göstergesi değil mi idi aslında?
Ben şahsen bir vatandaş ve bir basın mensubunu olarak, elimden geleni yapmaya devam edeceğim!
FETÖye öfkem dinmedi, dipdiri ve bu hep böyle kalacak!
Bu ara 15 Temmuz demişken;
Allah aşkına o gecenin, elinize geçen tüm görüntülerini bir daha izleyin!
Göreceksiniz ki, o gece sokakta milletin özü vardı!
Vatanı seven, liderine samimiyet ile bağlı olan halk vardı!
Sokaklarda göreceğiniz araçlar, insanların binbir zorlukla biriktirip aldığı, normal fiyatlarda araçlardır!
Yüzbinlik, milyonluk araçları göremeyeceksiniz, çünkü yoktular!
Çünkü onlar Darbe gecesi güney sahillerinde idiler!
Ancak iki, üç gün sonra, hatta bir hafta sonra ortaya çıktı bu araçlar ve sahipleri!
Ha yaptıkları da İnstagram için bir iki selfi çekip, ya da sahnelerde bir iki nutuk atıp, sonra yine kaybolmak oldu!
Bügün resepsiyonlarda eksik olmayan “sanatçılar” ki samimi olanları tenzih ederek söylüyorum, ortalıklarda yoktular!
Tıpkı Referandum da olmadıkları gibi, tıpkı son seçimlerde olmadıkları gibi!
Ama ara ara birkaç medyatik olaylarda boy gösterip, sonra da yine suskunluğa büründükleri gibi!
Ve bizim bazı Belediyeler de 15 Temmuz kutlamalarında bunlara tonla para verip, program yaptırdı!
Yazıklar olsun diyorum, başka da bir şey demiyorum!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam