Ami go home!

Son barutları Ermeni Soykırımı idi, o da sıkıldı.

Bir kere, kimse kusura bakmasın da Kanstantinoplois senin Babandır Biden!

Burası İstanbul, eski dili ile İslambol.

İyi bilirsin, defalarca geldin buraya.

Nedenine izahatına ve cevabına gelmeden, Türkiye Cumhuriyeti'nin derhal yapması gerekenlere bir göz atalım.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi derhal "Persona non grata" yani istenmeyen kişi ilan edilmeli ve kovulmalı, aynı muameleye uğramamak içinde Washington Büyükelçisi derhal ülkeye geri çekilmelidir.

İncirlik hemen boşaltılıp kapatılmalı, yurtiçinde bulunan özellikle CENTCOM askerleri derhal kovulmalıdır.

Hava sahamızı ABD askeri uçuşlarına da derhal kapatmalıyız.

Bunlar, ABD'yi kendine getirecektir.

Türkiye'nin, dostluğu mu, hasımlığımı, herkes bir görsün ve karar versin.

Joe Biden altındaki yönetim, Türkiye ile ilişkilere çok kötü başladı.

Bu Ermeni soykırımı meselesi ve Türkiye ile iyi geçinmeme meselesi, zaten seçim vaadlerinden di.
(Bu ara, nereden, nereye. Arka bahçeleri olarak gördükleri Türkiye, artık Başkan adaylarının seçim vaadleri içine girmiş!)

ABD zaten Obama'dan beri sürekli bir gerilim peşinde idi.
Patriotları vermeme, PKK'ya yardım, F35/S400 meselesi derken, bu her sene önümüze temcit pilavı gibi önümüze konulan Ermeni meselesini de kullandılar.

Daha da kullanacak bir şeyleri kalmadı.

Gelelim ABD'nin kendi dosyasına.

Yetmiş milyon üstünde kızılderiliyi katleden kendileri.

Bugün Sioux, Cheyenne, Apache, Mascalero, Mohawk, Mohican, Dakota, Lakota, gibi kabilelerin hepsi, topu ancak iki milyon nüfus kalmış.

Pek çok kabilenin artık isimleri dahi bilinmemekte maalesef.

Bunları Bufallo Bill'ler, White Bill Hancock'lar, Custer'ler, Lee'ler, vahşice katletmiş veya tek geçim kaynakları olan Bison'ları milyarlarca katlederek, açlıktan kurmuşlardır.

Bunun yanı sıra, ABD'nin gelişmesinde en büyük katkı, Afrika'dan kaçırılan köleler olmuştur.

Sayısı bile belli olmayan siyahi, beyaz Amerikanların tarlalarında, ya da gemilerde gelirken ölmüşlerdir.

Siyahi zulmü günümüze kadar devam eden bir kara lekedir.

ABD'nin, bitmiş bir savaşın üstüne Japonya'ya salt demek için attığı iki atom bombası, insan haklarına ne kadar saygılı olduklarının da açıkça göstergesidir.

Girdikleri her savaşta milyonlarca insanı öldürmüşlerdir ve buna bugün de devam etmektedirler.

Yani insan hakları hakkında, soykırım, katliam hakkında, yerkürenin üstünde ahkam kesecek en son ülke, ABD'dir.

Ermeni soykırımına gelince.

Böyle bir hadise, asla vuku bulmadığı gibi, birinci cihan harbi esnasında, Osmanlı'yı parçalamak için öne atılmış bir yalandan ibaret olduğunu bilmeyen yoktur.

Tam tersine!

Ermenilerin, Kars, Erzurum, Erzincan, Ardahan da işledikleri katliamların belgeleri belli, hatta canlı şahidleri halen vardır.

Ermeni diasporasının kabullenemediği ve soykırım olarak gördüğü ise:

Hınçak ve Taşnak terör örgütlerinin yasaklanması, çete elebaşları ve mensuplarının yakalanması vakasıdır.

Arşivlerimiz gayet şeffaf ve de açıktır bu konuda.

Verdikleri gerçekdışı ve absürt rakamlara göre ise Osmanlı'nın her Ermeni'yi üç kez öldürmüş olması gerekir.

Neresinden tutulsa elde kalıyor.

Bu şu gerçeği değiştirmiyor ki, o da ABD ve Türkiye ilişkileri artık asla eskisi gibi olmayacağıdır.

Elbette ABD, Türkiye'den asla tam vazgeçemeyecek ve tilkilik peşinde, işine geldiğinde "dostumuz, müttefikimiz" falan diyerek, çıkarlarını güdme peşinde olacaktır.

Zaten uzun zamandır yaptığı, tam olarak budur.

Ancak biz, daha ne kadar bu oyunun içinde olacağız, işe buna ivedi ile karar vermek durumundayız.

Sonuçta önümüze seçeneklerimiz gayet de mevcut.

Gerisini Gİ Joe düşünsün.

Ancak bu bağlamda, bir de Türkiye içine bakmadan geçemeyeceğim.

Sözde İnsan hakları Derneği ve HDP, bugün yayınladıkları bildiriler ile Türkiye'ye değil, Ermenistan'a ait olduklarını alenen sergilemişlerdir.

Meral Akşener'in, Biden'ın açıklamasından Sayın Erdoğanı sorumlu tutması, akıl tutulması olarak görülebilir, ancak bence bilinçli bir provokasyondur.

CHP, Biden açıklanasını yarım ağızla kınasa da hem destek veren HDP ile ittifak halindedir ve hem de İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da bu soykırımı safsatasına destek vermektedir.

Yani bu nasıl perhiz, bu nasıl lahana turşusu?

İçlerinde bulundukları dilemma büyük.

Bakalım, gündemi değiştirmek uğruna hangi algıları, yalanları öne sürecek, politbüroları, şey pardon ajansları!


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber