Kumar masası mı? Noter masası mı?

1,5 yıldır bir tiyatro izliyoruz.
Altılı Masa ve toplantıları, tüm gündemi buraya odakladılar, doğrusu bunu başardılar.

Bu toplantılar öncesi sorulan sorular "Kim Cumhurbaşkanı adayı olacak?" Toplantı sonrası neden "Cumhurbaşkanı adayı açıklanmadı?"

Gündem: Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'mu olacak? İmamoğlu'mu olacak? Yoksa Mansur Yavaş'mı olacak?

TV programları vs. herkes bunu tartışıyor.
Tüm bu süre içinde Kemal Kılıçdaroğlu kesin istiyor. İmamoğlu sürekli gündemde "bende istiyorum" diyor, Mansur Yavaş pusuda bekliyor.

Bir başka taraftan bakalım olaya.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı, adam Genel Başkan arkadaş. Ekrem İmamoğlu İstanbul CHP Büyükşehir Belediye Başkanı, Mansur Yavaş ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı.

Ya bakın bir Genel Başkan iki Belediye Başkanına "durun durduğunuz yerde sizi o makamlara ben aday gösterdim saygılı olun isminizin geçmesini dahi istemiyorum, işini yapın, Başkanı olduğunuz Büyük Şehirlerin hizmete ihtiyacı var" deyip otoritesini ortaya koyması gerekiyor. Ama Kemal Kılıçdaroğlu Parti içinde otoritesini çoktan kaybetmiş, diyemez.

Tüm bunlar yaşanırken, Bir Meral Akşener faktörü ortaya çıkıyor.
Her iki Belediye Başkanına sürekli güzellemelerle onlara "Sizi Cumhurbaşkanı Adayı yapacağım bak görün, bütün çalışmalarım bunun üzerine, Bende Başbakan olacağım yeni sistemde" diyerek sürekli ateşe odun atıyor ve İmamoğlu ile Yavaş'ı sürekli gündemde tuttu.

Gelelim 2 Mart Perşembe gününe.
Saadet Partisi Genel Merkezinde Altılı Masa Toplantısı geçiliyor. Meral Akşener toplantı öncesi Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı Adaylını asla düşünmüyor, kafasında sadece Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş var.

Toplantı sona eriyor ve Meral Akşener (İyi Parti) Genel Merkezi hareketli ve Genel Başkan bekleniyor. Meral Akşener geliyor ve ortalık toz duman açıklamalar yapıyor.

Her sözü Altılı Masaya çok sert sözler içeriyor ama iki söz var ki vay ki vay. "Kumar Masası ve Noter Masasında olamayız."

Kumar Masası ve akabinde CHP'li iki Belediye Başkanına çağrı yapıyor "Terk edin bulunduğunuz yeri ateşten gömlek giyin çıkın adaylığınızı açıklayın" diyor. Bu sözler ve açıklamalar sonunda CHP kanadı vekiller, parti yöneticileri, fonlanmış kanallar, sosyal medya inanılmaz sözleriyle Akşener'e salvo yaptılar. Altılı Masa devrilmekle kalmamış ortalık yangın yeri. Hakaretler, küfürler, ağza alınmayacak sözler ardı ardına geliyordu.

Deprem kimin umurundaki onların çok daha önemli sorunları varken değil mi?

6 Mart Pazartesi yeni bir toplantı kararı alınıyor Saadet Partisi Genel Merkezinde. Bu sefer Cumhurbaşkanı Adayı kesin açıklanacak Altılı Masa tarafından.

Toplantı öncesi pazar gecesi hareketli bir gece oldu. Masayı yeniden toplamak için ABD Ankara trafiği neticesinde "Akşener Masa'ya dönecek mi, dönmeyecek mi?" derken İyi Parti Genel Merkezine bir minibüs geliyor. İçinden bir bakıyorsunuz Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş iniyor.

Bir tarafta Genel Başkanları Kemal Kılçdaroğlu, bir tarafta Meral Ablaları arayı bulmalılar ki gelecek siyasi kariyerleri sekteye uğramasın. Görüşme 10 dakika sürüyor ve Meral Hanım araca biniyor kendisini ABD Konsolosluğu karşısında bir Otelde Kılıçdaroğlu ile buluşuyorlar. 45 dakika süren görüşme sonrası, masayı devirdiği Saadet Partisine yani Altılı Masa toplantısına Meral Akşener geri dönüyor.

Nasıl ikna edildi? Acaba tehdit mi edildi?

Bildiğimiz Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse bu iki Belediye Başkanına Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görevi verilecek.

Şimdi burada iki şey soralım.
1- Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını hiçbir şartta kabul etmediniz ve kaybedecek aday olarak nitelendirdiniz, sonrada geri döndünüz. Peki geri dönecektiniz de neden masayı devirdiniz?
2- Her platformda, "Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçeceğiz" diyorsunuz, mevcuta "ucube sistem" diyorsunuz. Peki neden o zaman güçlü yetkileri olan iki Belediye Başkanını Cumhurbaşkanı yardımcısı olmasını istiyorsunuz. Mevcut sistem üzerine tüm planlarınız yapıyorsunuz?

Bu sorulara cevap verebilecek ne konumunuz kalmış, nede takatiniz.

Meral Akşener, son girdiği Altılı Masa toplantısında dayak yemekten beter edilmiş, Barış Yarkadaş'ın yazdıkları doğru ise -ki öyle görünüyor- Akşener bitmiş.

Saadet Partisi önünde Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Adaylı açıklanıyor ve Meral Akşener'in yüz ifadesini ve seyirciye el dahi sallamamasını o anki bitmiş bir ruh halini herkes görüyor.

İki şey canımı çok sıktı.
1- Saadet Partisi Genel Merkezinde CHP- 28 Şubat'ta Rahmetli Erbakan'a yapılanlar hatırlıyorum ve Temel Karamollaoğlu'nun nasıl bir kişilik olduğunu sizlere bırakıyorum. Rahmetlinin kemikleri sızlıyor. Çok yazık.

2- Deprem'de 46 bin kaybımız var 11 il yerle bir olmuş. Acılar taptaze ülkenin tek gündemi ve sorunu bu olmalı ama bunların derdi Erdoğan'ı devirmek, ülke yönetmek falan asla değil. Bu durumu gören halk 14 Mayıs pazar günü gereğini yapacak ve deprem bölgesinin yeniden inşa edilmesi, 15 milyon vatandaşın deprem etkisinden kurtulması, 1,5 milyon vatandaşın yeni evlerine, ticarethanelerine kavuşması için çok güvendiği Recep Tayyip Erdoğan'a gerekli yetkiyi verecektir.

Bu Uluslararası güçlere, PKK, FETÖ gibi teröristlere sırtını dayayanlar inanıyorum bir kez daha hüsrana uğrayacaktır.
OGÜNhaber