Bir ülke yönetmiyorsunuz, adeta aklınıza gelebilecek her türlü afet, felaket, darbe, sel, yangın ne anlatalım.
Ne bitmez tükenmez çilen varmış?
Allah bu ülkeye öyle bir lider lütfetmiş ki şükürler olsun.
Ülkemizde, Darbeye teşebbüs eden hainlerle uğraş ve onlarla mücadele et, tam ekonomik olarak güçlendiğin bir zamanda Gezi olayları onu atlattık derken darbe girişimi, onu atlattık derken ekonomik saldırlar, tam atlattık derken yangınlar, seller, tam atlattık derken Pandemi süreci bunu da aştık çok şükür derken Rusya- Ukrayna savaşı ve gıda krizi, enerji krizi, tam yaralarımızı sardık derken, ülkemizden doğal gaz çıkartıyoruz, petrol çıkartıyoruz derken hiç beklemediğimiz anda asrın felaketi Kahramanmaraş merkezli Deprem.
Ne çilemiz varmış diyeceğim ama Hak'tan gelen karşı söylenecek söz olmaz.
İşte Recep Tayyip Erdoğan bu felaketlerle mücadele etmek ve halkının sorunları ile ilgilenmek için adeta bizlere gönderilmiş özel bir lider.
Bu felaketlerin üstesinden hiç kimse kalkamaz.
Böyle felaketlerin karşısında kimse bu süreci yönetemez.
Ne olacak?
Bir gece yarısı 7,7 şiddetinde bir deprem oluyor ve büyük bir yıkım oluyor, anında tüm birimler harekete geçiyor ama baktığınızda müdahale edeceğiniz tek bir il yok, 10 il var. İlçeleri köyleri var. Yollar kopmuş. Köprüler yıkılmış, kim olursa olsun, ne olursa olsun bu felaket bölgelerine anında ulaşmak ve enkazlarına her biri, ne müdahale etmek mümkün değil.
Gün içinde tam organize oluyorsunuz arama çalışmalarına hızlı şekilde başlıyorsunuz ama bir anda 7,6 yeni bir deprem daha oluyor. İşte en büyük yıkım bu sırada oluyor. Kayıp ve yıkıntılar kat ve kat artıyor. Bir ülke için olabilecek en büyük felaket.
Dünya otoriteleri şunu söylüyor 130 atom bombası gücüne bedel bir yıkım diyor. Dünya'da meydana gelen yeryüzünde en büyük depremlerden bir tanesi deniliyor.
Hal böyleyken tüm Dünya ülkemizin yanında yer alırken, ekiplerini seferber ederken, maddi yardımlarını bildirirken, üzüntülerini bildirirken, Yunanistan'la savaş noktasına gelmemize rağmen ilk önce ekiplerini yola çıkardığını söylerken, artık siyaseti bir kenara bırakıp birlik olma ve bir birimize sımsıkı sarılmamız gerekirken, maalesef yine aynı kişiler "bu felaketten ne çıkarabiliriz, nasıl bir açıklarını buluruz, bu felaketten nasıl bir siyaset üretiriz"in derdine düşenlere yazıklar olsun.
Böyle bir yıkım ki 16 bin üzerinde yıkılmış bina varken kendi Belediye Başkanınız dediği gibi dünyanın tüm ekiplerini getirseniz çaresiz kalırlar. Hatay'a mı, İskenderun'a mı, Maraş'a mı, Antep'e mi, Kilis'e mi, Urfa' mı, Osmaniye'ye mi, Adana'ya mı, Malatya'ya mı, Adıyaman'a mı, ilçelerine mi, köylerine mi hangi birine yetişecekler? Ama öyle bir organize olundu ki her noktaya aksaklıklar olsa da, eksikler olsa da Devletimiz tüm gücüyle tüm imkânları ile maddi manevi her şeyi ile ilk andan itibaren sahaya inmişti zaten. Bu sorunları aşacak güce imkana sahip bir ülke olduğumuzu tüm dünya görmüş, bir siz görmemişsiniz. Yazıklar olsun size Kemal Kılıçdaroğlu yazıklar olsun. Buradan size ekmek çıkmaz asla çıkmaz.
Şimdi sizinle vakit geçirecek zamanımız yok, çok işimiz var çok. Acılarımızı dindirmek, Yaralarımızı sarmak için gece gündüz çalışmak zorundayız. Sizler boş insanlarsınız, bizi meşgul edemezsiniz.
Allah bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın.
Allah bir daha bu millete böyle felaketlerle karşılaştırmasın.
Allah acılarımızı dindirsin.
Allah güç versin kuvvet versin.