Gerçekten de, Kerkük, içimizde ''derin'' bir yara olma durumunu muhafaza ediyor.
29 Haziran'da OGÜN'de ''Kerkük sadece hoyratlarda kaldı'' başlıklı yazımızın, üstünden kısa bir zaman geçmeden, ne yazık ki, ''kaygılarımız'' acı gerçeklere dönüşmüş bulunuyor.
Defaatle uyardığımız gibi, soydaşlarımız yine kıyımın tehdidi altında inim inim inliyor.
Zaten, intihar saldırısında ''şehit'' düşen Türkmenler'in sayısı bile bilinmiyor.
Kerkük'teki ayırıma dikkatleri çeken yorumumuz şöyle bitiyordu:
''Artık Türkmenler'in can güvenliği her şeyin ötesinden geliyor.
Eğer Türkiye'nin ''cesur'' bir yaklaşımı olmazsa, daha çok Telafer'ler görmek kaçınılmaz bir durum arz ediyor.
Gerçekler, neredeyse hoyratlardan daha acı geliyor Türkmenlere...''
Aradan kısa bir zaman bile geçmeden Türkmenler'in can ve malına, saldırılıyor.
Türkiye de maalesef sadece ''ihtiyatla'' ve ''hassasiyetle'' izliyor.
Tıpkı Kıbrıs'ta olduğu gibi...
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/03-09.Ağustos.2008/Sayı:84/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.