''Ergenekon'',''Deniz feneri'',''Kürtçülük'' derken ''Mayın tarlaları'' gibi,''Kıbrıs'' gibi ''Yeni Anayasa'' gibi sorunlar bir geliyor , bir gidiyor.
Bir ara, Akp veya Ak Parti terbiyesizliği sıcak gündemdeki yerini alıyor.
Kim ne derse desin, ülkemizde misli görülmemiş bir kavramlar kargaşası bütün hızı ve tahribatıyla sürüyor.
Sanki ''körler ve sağırlar diyaloğu'' hükmünü giderek icra ediyor.
Gerçekten de, kelimenin tam anlamıyla ''sapla sapan birbirine karışmış'' bulunuyor.
Yetkili, yetkisiz, sorumlu, sorumsuz her ağızdan sesler yükseliyor.
Aynı haberi, aynı olayı çelişkili bir şekilde değerlendiren, manşet üzerine manşet çeken gazetelere sık sık rastlanıyor.
Nerdeyse medya gurupları arasındaki çelişki'' aklaâ€''kara'' gibi ayrışıyor.
Televizyonları da böylesi yelpazelendirmek gerekiyor.
En önemlisi, iktidar ile muhalefet birbirine çoğu kez 360 derece ters düşüyor.
Vatandaş gerçekten, ne yapacağını, kime inanacağını, kime gönül vereceğini ''şaşırmış'' bulunuyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, tarifi imkansız bir ''kaos'' yaşanıyor.
Bu nedenlerle de yönetimlerde ve çoğu değer yargılarında ''boşluklar'' doğuyor.
Önceden belirttiğimiz gibi, boşluklar daima doldurulmaya hazır bekliyor.
Üstelik boşluklar daha da derinleşirse, vatanın bölünmez bütünlüğüne tehditlerin de artacağı kuşkusu büyüyor.
Durum böylesine kritik iken her türlü provakasyon, komplo teorileri yürütülüyor.
Oysa, gelişmelerde yargı sürecinin yaşandığı adeta unutuluyor.
Ne yazık ki, baskılar, ithamlar dineceğine gün geçtikçe budaklanıyor.
Aslında, demokratik ortamda, hukukun üstünlüğünü kabul eden herkesin, payına düşen sorumluluğu kabullenerek ''vicdan muhasebesi'' yapması icap ediyor.
CRA 14.Haziran.2009 Pazar - 04:47:00