Medya Ve İnsan Gücüne Yatırım!

Ne var ki, medya dünyasında zaman zaman yanlışlar da yaşanıyor. Medya için ''Acaba yanlışlık nerede?'' sorusuna cevap ararken, ''Lüks teknoloji'', ''Haberden uzaklaşma'', ''İnsana yatırım yapmama'' ve ''Dağıtım sisteminin yetersizliği'' ard arda sıralanıyor. Yaşanan olayların odak noktası, bu sorunlar yumağının belki de en dramatiğini, insana yapılmayan yatırım oluşturuyor. Gelecek endişesi Gerçekten de bugün gerek fikir, gerek beden işçileri ve büyük bir özveri ve gelecek endişesiyle ''tevekkül'' içinde, yaşayışlarını sürdürüyor. Dört ve beş müessese arasında sıkışıp kalan medya mensuplarının, gün geçtikçe işsizliğe doğru yürüdüklerini de kabul etmek gerekiyor. 30 kadar üniversitemize bağlı basın- yayın yüksek okulundan mezun olan ve hemen iş bulamayan genç gazeteci adaylarının bolluğu, ister istemez mesleğimizde bir barajın oluşmasına sebep oluyor. Dahası, eskilerden kurtulup deneyimsiz gençler çalıştırma değilimi, tehlikeli bir seyir alıyor... Oysa, eskileri muhafaza edip yeni elemanlar yetiştirmek, belki de bir kurtuluş yolu... Unutulmamalıdır ki, başarılı gazetecilik, yılların verdiği tecrübe birikimi, cesur kararlar, gündüzü geceye katan bir mesai ve her şeyden önce, kişisel fedakarlıklarla gerçekleşiyor. Hesap zamanı Bir gazetenin maliyetinde kağıt, mürekkep, haberleşme gibi masrafların yanında, kadroya ayrılan miktarın bilimsel hesabını yapmanın zamanı gelmiştir sanırız. Belki de kabarık kadrolar yüzünden, astronomik rakamlar görülebilir. Ancak ideal olan, ''az kişiye cok para'' formülünün ötesinde bir seyir gösteriyor. O da, ''Uzman kişiye çok ama çok para'' ile ifade ediliyor. Gerçekten de artık gazetelerimizin her sütunu, her köşesi ve nihayet her sahifesi uzman kişilerin imzalarını taşımalı ve taşıyor. Uzman kişinin yetişmesi ise hem yıllarda, hem de büyük paralara maloluyor. Bu durum, gazete yöneticilerini ürkütüyor. Ne kadar uzman gazeteci yetişirse, medya o kadar sıkıntılar zincirini kırabilir. Denilebilir ki, binlerce liraya mal olan bir gazeteci, bir çırpıda başka bir gazeteye transfer olabiliyor. Böylece harcanan zaman ve para boşa gitmiş oluyor.Gerçekten de, bu gibi durumlara sık sık rastlanıyor. Ne var ki, uzman kişiler çoğaldıkça, bu durum da tersorantılı bir şekilde azalıyor. Üstelik, uzman bir gazeteciye daima yatırım yapmanın hiçbir zararı da olmuyor. Profesyonellik sınırları içinde her şeyi normal karşılamak icap ediyor. Bugün kağıda veya haberleşmeye bir zam geldiğinde, yöneticiler ister istemez bu muazzam girdileri karşılıyor, fakat iş basın mensbuna gelince, bunu yerine getirmekte büyük tereddütlere düşüyor. ''Ucuz olsun'' anlayışı Renk ayrımı makinelerine, çeşitl cihazlara, baskı makinelerine ve burada belirtmek istemediğimiz çeşitli sahalardaki yatırımlara göğüs gerenler, iş insana gelince ''binbir dereden su getirme'' yarışına giriyor. İşin ilginç tarafı ise, bu pahalı cihazların başına ''Ucuz olsun'' diye, stajını yeni bitirmiş elemanlar getiriliyor. Yani, insana yatırım yapılırken, çok dikkatli davranılmıyor. Böylece bir gerginlik havası hüküm sürüyor. Tirajı yükseltmek mecburiyetinde olan gazetelerin, insana yatırım yapmanın mecburiyetini duyması kaçınılmaz oluyor. Er ve geç, uzman gazetecilerin her sahada yetişmesi için, kasaların ardına kadar açılması döneminin yeniden yaşanacağı sanılıyor. Medya alanında harcanan buhca para ve reklam pastasının 3.5 milyar dolara aşmaya hazırlandığı bir dönemde, ''insana yatırım'', daha doğrusu ''uzman gazetecilik'' ister istemez gündeme geliyor.

 

kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/27.Ocak-02.Şubat.2008/Sayı:57/Sayfa:06





Haberin gazete baskısı için tıklayın.
OGÜNhaber