Şöyle göz ucuyla bir bakıldığında, türban, Sudan Devlet Başkanı ve Yunanistan Başbakanı'nın ziyaretleri, ''Ergenekon Operasyonu'' ekonomide fırtınanın, birbirinden ilgi çekici gelişmeleri insanın ''vah vah meğer nerelere gelmişiz'' demesine yetiyor. Gerçekten de, durup dururken ortaya atılan yeni türban açılımı, beraberinde neler getiriyor, neler götürüyor. Yıllardır süren bu ''trajik'' durumun artık ''nasıl olacaksa'' sonuçlanması gerekiyor. Sudan Devlet Başkanı El Beşir'in ziyareti, bazı çevrelerce ''nedense'' çarptırılmış bulunuyor. Özellikle, yabancı kaynaklı haber-yorum ve ithamların bizleri doğrudan pek ilgilendirmemesi icap ediyor. Sudan'da yaşananların tam gerçeği bir türlü ne tespit edilebiliyor ne de biliniyor. Tabii ki, kimden gelirse gelsin ve gaye ne olursa olsun, her türlü katliam bütün insanlığın sorunu. Ancak, yıllardır sonuçlandırılamayan sorunlar yumağından gelmiş bir lideri böylesine hırpalamaya ne kadar hakkımız bulunuyor. Ne var ki, Anıtkabir'deki defter imzalama seronomisi de asla ''kabul'' edilemez bir görüntü arz ediyor. 49 yıldır ilk defa bir Yunan Başbakanı'nın Türkiye'yi ''resmi'' ziyareti gerçekten de ''tarihi'' ağırlık taşıyor. Ancak Karamanlis'in ''çizmeyi aşan'' isteklerini geçiştirmek de mümkün görünmüyor. Hükümranlık haklarımıza ve içişlerimize karışacak kadar ileriye giden Bay Karamanlis'e, ''konuk'' olmasına rağmen hak ettiği cevabın verilmediğini düşünmemek ve tasalanmamak elden gelmiyor. ''Ergenekon Operasyonu''na gelince, bir defa ''polisiye tefrikaları'' andıran böylesine bir operasyona ''Ergenekon'' ismini vermek, hiç de yakışmıyor. Sanki ''Ergenekon'' ''küçük'' düşürülmek isteniyor. Çeşitli mesleklere mensup,popüler 35 kişiyi toplayıp ''işte bunlar Derin Devlet'' demek gerçekten de çok ''komik'' oluyor. Burada, hem ''devlet'' ve varsa hem ''derin devlet'' yıpratılmak istenirken, birbirine de düşürülüyor. Yasalara aykırı olmasına rağmen operasyona konan ''yayın yasağı''nın ''ters'' işlemisi de görmezden geliniyor. Yayın yasağına rağmen, 35 kişinin ''darbe'' hazırlığı içinde olduğuna dair manşetlerden verilen haberler, bir zamanların ''Yassıada'ya yenikapı'dan tünel açma'' yayınlarını andırıyor. Hele, global ekonomik dalgalanmanın Türkiye'de gündemde tutulmaması, ''bu işin içinde bir iş var'' demekten insan kendini alamayor. Velhasıl, ''kargaşalarla'' dolu bir haftanın panaroması hiç de, ''iç açacı'' görünmüyor.
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/27.Ocak-02.Şubat.2008/Sayı:57/Sayfa:06
Haberin gazete baskısı için tıklayın.