Yıllar geçtikçe yakınlığımız daha da koyulaşıyor. Gerek İstanbul Üniversitesi Rektörü iken, İletişim Fakültesi'ndeki ''öğretim görevlisi'' pozisyonumuz, gerek Karaköy Rotary Kulübü'ndeki üyeliğimiz Alemdaroğlu ile olan ilişkilerimizi güçlendiriyor. Hatta bir ara, kutsal bir Hac dönüşünde, rahmetli babamıza yaptığı cerrahi müdahale, ailemizde de yakından tanınmasına vesile oluyor.
Prof. Dr. Alemdaroğlu'nun bir yıla yakın süredir, kulübümüzün başkanlığını yapıyor olmasını da eklersek, sevgili hocamızla ne kadar ''samimi'' olduğumuz kendiliğinden anlaşılıyor. ''Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'' derken gerçekten de, milletini seven, halkı ile beraber olan, hakiki Atatürkçü ve vatan aşkıyla dopdolu, sözünde duran, çalışkan, dirayetli, basiretli, nazik ve narin bir şahsiyet ortaya çıkıyor.
Sülalesinin Trabzon eşrafından oluşu, Alemdaroğlu'na ayrı bir özellik kazandırıyor.
Kısacası, hani ''adam gibi adam'' deniyor ya, işte Prof. Alemdaroğlu, ''Adam gibi adam''ların başlarında geliyor. Coşturucu, düşündürücü söylevlerinin dışında herhangi bir yasadışı örgüt veya kişilerle ''ilişki'' kuracağına veya kurabileceğine kimse inanmıyor. Belki de, İstanbul Üniversitesi Rektörü iken, ''başörtüsü'' sorunu ile olan tavırlarından ötürü, dikkatleri çekmiş bulunuyor.
Yoksa, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'ndan bu vatana, en ufak bir ''kötülük'' ''kötülük'' gelmesi ''imkansız'' gibi görünüyor. Ne var ki, ''hukukun üstünlüğü''ne inançla, adli sonucu beklemek gerekiyor.
Değerli hocamıza, sayın başkanımıza ve sevgili arkadaşımıza en azından, alenen ''geçmiş olsun'' dememiz de, bize düşüyor.
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/30.Mart-05.Nisan.2008/Sayı:66/Sayfa:06