Oysa IMF' in gezegenimizdeki sabıkaları, ülke ekonomilerini ''şiddetli'' çöküntülere neden olduğu da biliniyor.
Söz gelimi, 1998'de Rusya'nın ekonomisinin çökmesine yol açan ekonomik politikalardan, başta IMF olmak üzere Dünya Bankası ve ABD hükümetinin sorumlu olduğu gerçeği önümüzde duruyor.
Geçmişte kalan bu feci gelişme için ''IMF modern tarihteki en kötü ekonomik gelişmelerden birine öncülük etti'' deniliyor.
Yardım sağlama görüntüsü altında, empoze edilen ekonomik politikalar çoğu kez tahribat görevi yapıyor. Bu arada, Arjantin'i IMF'nin ''başarı öyküsü'' gösterenler sonra başarısızlığa çare bulamamanın ''keşmekeşi'' içinde kaldığı da unutulmuyor.
Ne var ki, en sonunda da IMF ve Dünya Bankası politikaları acı çeken milyonlarcanın umudu oluyor.
Bir yanlış ve tehlikeli mali çark dönüyor.
Aslında, geçmişteki Arjantin'in çok yakından incelemesi ve bilinmesi gerekiyor. Çünkü Arjantin'in IMF serüveni, Türkiye sürecine yakından uyuyor.
Serbest ticaret politikaları oyun metninin bundan 50 yıl önce yazıldığı da iddia ediliyor.
Venezuella'nın eski başkanı Carlos Andres Pera'nın sözü her şeyi özetliyor.
''Uluslararası Para Fonu (IMF) mermi ile değil, kıtlıkla öldüren ekonomik totalitercilik uyguluyor.''
Gerçekten de, 1980'lerden beri, IMF devletlerin şirket davranışları üzerinde de her tür denetimlerini kullanıyor.
Yani, bir bakıma Birleşmiş Devletler, IMF ile hükümetleri, ülkeleri denetimleri altına alıyor. Nereden bakılırsa bakılsın, IMF'nin, tam anlamıyla ''global tuzak'' kimliği taşıdığı görülüyor.
IMF'den kurtuluş sinyalleri verilirken, yeniden IMF ile olmak, Türkiye'nin gelecekteki ekonomik durumuna şimdiden gölge düşürüyor. Fakat, ne yazık ki, IMF‘in ayak sesleri, sinsi sinsi olsa da duyuluyor.
CRA 17.Ekim.2009 Cumartesi - 01:49:00