Gerçekten de, gerek AKP'de gerek CHP'de Cumhurbaşkanlığı seçimi artık birinci sırayı işgal ediyor. Hatta, CHP ilk defa muhalefetliğini göstererek, seçimi şimdiden bir Anayasa sorunu haline getirmeye çaba harcıyor. CHP, Cumhurbaşkanı ya ''uzlaşma'' ile seçilir veya ''Anayasal kavramlar devreye girer'' stratejisini kullanıyor. AKP'de ise bir ''sıkıntı'' dönemi yaşanıyor. Her ne kadar, Bülent Arınç, Burhan Kuzu, Vecdi Gönül, Abdüllatif Şener ve Nevzat Yalçıntaş gibi isimlerden bahsediliyorsa da, adayın Tayip Erdoğan olacağı hemen hemen kesinleşmiş görünüyor. Çok normal bir gelişme olmadığı takdirde, AKP'nin adayı Erdoğan'ın da 11. Cumhurbaşkanı seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bir ara, parti dışı isimler arasında, hala İslam Ülkeleri Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adı geçmiş olsa da, ibre her halükarda Erdoğan'a kayıyor.
Ne var ki, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, AKP'nin genel seçimlerde beklenen performansı gösteremeyeceği de öne sürülüyor. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, yapılacak anketler bile AKP'nin oy oranında düşmeler gösterebileceği uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Üstelik, şimdiye kadar Cumhurbaşkanı olan liderlerin, mensubu oldukları siyasi partilerin iktidarı kaybettiği de hatırlatılıyor. Nereden bakılırsa bakılsın, 11. Cumhurbaşkanı seçimi, Türkiye'de dengelerin altüst olabileceği bir atmosferin rüzgarlarını şimdiden esiyor veya estiriyor.''
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/12-18.Mart.2007/Sayı:11