Deprem Seferberliği İlan Edilmeli!

Gerçekten de, yediden yetmişe herkes, depremle yakından ilgileniyor.
Hele, muhtemel bir depremde Marmara Denizi'nde oluşabilece dev dalgaların boyu tartışılıyor.

Şimdilik 5-6 metrede karar kılınmış görünüyor.
Beyanatlar birbirini kovalıyor
Önlemlerden ise hiç bahis yok.

Hükümetin ve ilgililerin inanılmaz suskunlukları endişe doğruyor.
Öteden beri deprem ile ilgili yorumlarımıza ta Japonya'dan ilgi duyan yer bilimci Dr. Ali O. Öncel'in görüşlerine yeniden yer verirken, ilgililerin dikkatlerini çekiyoruz

Dr. Öncel; ''Calışma gruplarımız yok ama konuşanlarımız çok'' diyor ve ekliyor:
''Amerika ve Türkiye'de birbirinin ikizi iki büyük fay sistemi büyük depremleri oluşturuyor. Faylardaki, bu benzerlik maalesef deprem konusunda yapılan çalışma sistematiğinde görülmüyor.

Amerika'da deprem çalışmaları gruplar tarafından yapılır ve ortaya çıkan çalışma (grup) olarak gösterilir. Maalesef, ülkemizde bu çalışmalar gruplar eliyle değil, kişilerin kendini özverisi, algılama ve yapma becerileri ile orantılı olarak yapılır ve açıklanır.''

Dr. Öncel, bu yüzden de ülkemizde ''depremciler birbirine girdi'' ya da ''deprem profesörleri uzlaşamadı'' gibi kamuoyunu ilgilendirmeyen faydasız bilgi bombardımanının basın yolu ile kanalize olduğunu da öne sürüyor.

Çözüm olarak da, benzer faya sahip Amerika'daki gibi çalışma gruplarının ivedilikle kurulmasını öneren Dr. Öncel, ''Bu yol, hem çalışanların güvenliğini sağlayacak, hem de deprem gibi önemli bir ilim dalına halkın güveninde bir sarsılmanın olmaması sağlanacak'' uyarısında bulunuyor.

Ülkemizde, deprem çalışması yapabilecek bir iki grubu oluşturacak sayıda bilim adamı olduğu sanılıyor.
Dr. Öncel'in iddiasına göre, grupların oluşturulmasında güçlük çekileceği yolunda.
Bu yüzden de dışardan deprem bilimadamlarının göreve çağrılmasını da öneriyor.

Aslında benzer bir yapının ülkemizde kurulduğu da biliniyor.
TÜBİTAK'ın organizesi ile Başbakanlığa bağlı olarak çalışmalar yapan Ulusal Deprem Konseyi, kendi imkanlarınca incelemeler yapıyor.
Konseyin web sayfası:
http/ www.tubitak.gov.tr/index.html olarak biliniyor.

Ne var ki, Amerika'daki çalışma gruplarının raporları, hem Japonya'daki konsey çalışmaları ve verilen sonuçlar internet üzerinden, herkesin anlayacağı şekilde halka ve bütün dünyaya açıklanırken, ulusal deprem konseyinin web sayfasında pek böyle bilgiye rastlanmıyor.

Dr. Öncel buna da değinerek, ''Doğru bir kararla kurulan bu konseyin çalışmaları, Amerika ve Japonya'daki çalışma biçimi, etkinlik ve verimlilik kriteri gözönüne alınarak ya yeniden yapılandırılmalı, ya da farklı başlıklar altında çalışma gruplarının ivedilikle kurulması ve etkinleştirilmesi gerekir'' vurgusunda bulunuyor.

''Deprem mutlaka geliyor'' diyerek, ''dehşet'' saçma yerine, bilimsel çalışmalar ve verilerle, kamuoyunun öne çıkarılmasının tam zamanı yaşanıyor.

Oysa; iddia da olsa, bulgu da olsa, hatta tahmin de olsa, Türkiye'nin ve özellikle İstanbul'un büyük bir deprem tehlikesi altında bulunduğu ortaya çıkıyor.

Büyüklüğü, hatta ne zamana kadar olması gerektiği bile söylenebilen depreme topyekün bir seferberlik ilan edilmesi gerekmiyor mu?

Geçen hafta belirtmiştik, deprem artık ''ulus ve güvenlik'' sorunu haline gelmiş bulunuyor.

Her ne kadar, bir musibet olmadan, nasihat alınmıyorsa da, milli bir ''deprem seferberliği''nin ilan edilmesinin tam zamanı yaşanıyor. 

 


kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/08-14.Haziran.2008/Sayı:76/Sayfa:06

Gazete baskısı için tıklayınız.
OGÜNhaber