Oysa Alevi ile Sünni vatandaş arasında hiçbir fark gözetmemek gerekiyor. Üstelik, Alevilerin Anadolu'nun ''asıl'' nüvesini oluşturduğu biliniyor. Nasıl ki, bir Sünni AKP'li veya MHP'li olabiliyorsa Alevi vatandaşlarımız da, bu partilere tercihlerini kullanıyor. Her ne kadar, Alevileri başka bir grup görüp, gösterme gayretleri zaman zaman yeşeriyorsa da, bu '' girişim'' hiçbir şekilde '' maya'' tutmuyor. Çünkü Alevi vatandaşlarımız, bu gayreti her zaman büyük bir sağduyu göstererek bertaraf ediyor. Tabi ki, Alevi vatandaşlarımızın, bazı özel istekleri ve beklentileri bulunuyor. En azından Genel Bütçe'den pay ayrılması ısrarla isteniyor. Zaten başta Cem Vakfı olmak üzere, çeşitli kuruluşlar bu tür istekleri sıralıyor. Geriye bunu gerçekleştirebilecek bir siyasi parti de, ister istemez Alevi vatandaşların sempatisini kazanması kalıyor. Hal böyle bir seyir takip ederken, siyasi partilerin, Alevi vatandaşlarımıza ısrarla yönelmesi bir oy avcılığını akla getiriyor. Prof. İzzetin Doğan, Fermni Altun gibi şahsiyetlerden bire bir öğrendiğimize göre; '' Alevilik, İslam dışı değil, İslam'ın özü'' sayılıyor. Aslında, sadece siyasi partiler değil, Avrupa Birliği de Alevilerin peşini bir türlü bırakmıyor. Sünni-Alevi ayrımı empoze edilmek isteniyor. Hatta, Alevler'in ''azınlık'' hakkı dillendiriliyor. Oysa her iki inanç kesimi arasında hiçbir sonunun olmamak ise yüreklere su serpiyor. En büyük gelişme olarak da, böylesine ayrım girişimlerinin, bizzat Aleviler tarafından kesinlikle ''red'' edilmesi kabul ediliyor. Gerçekten de, milyonlarca; Alevi-Bektaşi-Mevlevi seçmen, oy avcılığından kendini korumasını çok iyi biliniyor. Tabi ki, ötelerden beri Alevi seçmenlerin '' sempati'' duyduğu CHP gibi MHP gibi partiler de, bu oy avcılığından zarar görmemenin önlemlerini alıyor.
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/18-24.Mart.2007/Sayı:12