Ne var ki, ilgi çekici, hayrete düşürücü hatta dehşet dolu olaylar karşısında, neredeyse her çevrede kabul gören ve kullanılan ''Burası Türkiye'' sözünün üzerinde aslında uzun uzun düşünmek gerekiyor.
Çoğu kez çelişkili durumlarda, ilginç olaylarda bu ''deyim'' kullanılıyor:
''Burası Türkiye!''Gerçekten de, ciltler dolusu yazı alacak kapasitede bir cümle bu...
Doğrusu, ''Burası Türkiye''nin böylesine geniş kullanma alanına sahip olmasını yadırgamamak gerekiyor.
Bir bakıyorsunuz, bir ülke ile boğaz boğaza geliniyor.
Arkasından, dostluk ve sıkı işbirliği sergileniyor.
Bir bakıyorsunuz, üzerimizde güç sınamaya kalkışan başka bir devletle ile sıkı-fıkı ilişkilere girişiliyor.
Ardından, beklenmedik bir şekilde, buzlar çözülüyor.
Aslında bunlara şaşmamak icap ediyor.
Çünkü: ''Burası Türkiye!''Ne de olsa, başımıza ''çuval'' geçirildiği, hala sadece acı acı hatırlanıyor.
Hele Kıbrıs sorunu, başlı başına bir ''garibet abidesi'' görünümü arz ediyor.
Tartışılmaması öngörülen milli davalarda bile, her kafadan bir ses çıkıyor.
Çok düşmanımız olduğundan, bu çarpıklığa şaşmamak gerek ama yine de beklenmedik çıkışlar-inişler yapılırken tansiyon allak bullak oluyor.
Oysa her olayın, her sürecin ''ayrı mantığı'' olmakla beraber, mutlaka ''asgari müşterekleri'' de bulunuyor.
Ne yazık ki, bunda da birleşmek, buluşmak mümkün olmuyor.
Çünkü: ''Burası Türkiye!'' CRA 23.Haziran.2009 Salı - 19:57:00