Gerçekten de, Ankara bir kazan gibi ''fokur, fokur'' kaynıyor daha doğrusu kaynatılıyor.
Tabii ki, gündemi Ak Parti hem ''işgal'' ediyor hem de, çoğu zaman belirliyor.
Siyasi akış, Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın girişim, hal tavır ve konuşmalarından sonra oluşuyor.
Erdoğan bir konuşuyor, hemen Baykal, arkadan da Bahçeli cevap yetiştirmeye çalışıyor.
Bu arada bazen, ''hariçten gazel okuyanlar'' da katılıyor.
Yanıtlar ise, zaman zaman daha sert, daha biçimlenmiş şekilde veriliyor.
Ak Parti'nin Anayasa Mahkemesi'nde görülmekte olan davası, gündemin en başında otururken, ayrıntılar da, diğer basamakları adeta ''işgal'' ediyor.
''Ak Parti kapatılır mı?'' ''Erdoğan'ın durumu ne olur'' gibi sorular ise kulislerde dillendiriliyor.
En çok da Ak Parti'nin ''B'' planının olup olmadığı merak ediliyor, soruşturuluyor.
Kim ne derse desin, Ak Parti'nin mutlaka bir ''B'' planı bulunuyor.
Bundan da daha ''normal'' bir gelişme, mantığa aykırı geliyor.
Bu kadar taraflar, bu kadar seçmen ve bu kadar oyun ''sahipsiz'' kalacağını beklemek veya sanmak için, Ankara'da hatta
Türkiye'de yaşamamak gerekiyor.
Hoş, bütün gezegendeki önemli politik kurum ve kuruluşların da bu gelişmelerden haberdar olduğunu da ''peşinen'' kabullenmek icap ediyor.
Velhasıl kaynayan Ankara'da suların durulması, Türkiye'nin en büyük beklentisi halini alıyor.
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/22-28.Haziran.2008/Sayı:78/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.