Abd Türkiye'Yi Nasıl Dinliyor?

Gerçekten de şimdiye kadar ülkemizi sarsacak bilgiler, haberler veya söylentilerin mahrecini, çoğunlukla ABD oluşturuyor. Nitekim, son Genelkurmay Andıç'ı ve bir emekli kuvvet komutanımıza izafe edilen notların da, ABD'den
Türkiye'ye yayıldığı anlaşılmış bulunuyor. Her ne kadar, ABD'nin bu bilgilere nasıl ulaştığı, istihbarat derinliği ve imkânları, yüksek düzeyde biliniyorsa da, ayrıntıları daima ''merak'' konusu oluyor. Evet, ABD'nin dünyayı dinlediği veya bütün haberleşmeleri kayıt ettiği artık bir ''sır'' olmaktan çıkmış gibi görünüyor. Ne var ki, ayrıntılar akıllara durgunluk verecek kadar ''komplike'' bir teknik ''ağırlık'' taşıyor. 1960'da Rusya'ya iltica eden 2 NSA görevlisi, ABD'nin 40 ülkenin haberleşmesini dinlediğini açıklarken, bu çarpıcı iddia sürekli inkâr ediliyordu. Dünyadaki bütün telefon, faks, telsiz, SMS ve elektronik posta iletişimini dinleyen ''dev kulak'' Echelon'un varlığı resmi olarak 1999'da Avustralya tarafından yapılan bir açıklama ile su üstüne çıkıyordu. ABD'nin ''dev kulak'' Echelon'un hakkında kısa da olsa bu ilgi çekici tespit ve bilgileri, kamuoyu ile paylaşmak gerekiyor.

İSTİHBARATA 20 MİLYAR DOLAR
1960'lı ve 70'li yıllarda ortaya çıkan yönlü telsiz haberleşme ve uydu teknolojisi NSA'nın işini daha da kolaylaştırdı. Artık havaya çıkan hiçbir radyo sinyali, hiçbir telefon görüşmesi NSA'nın dünya yüzeyine dağılmış binlerce uzmanın eline düşmekten kurtulamıyordu. NSA da halen 21 bin personel görev yapıyor. Bu rakam bazı iddialara göre 50 bin civarında. ABD, elektronik istihbarat için yılda 20 milyar dolar harcıyor. NSA'nın yıllık bütçesi ise 3,6 milyar dolar. NSA'nın Boeing 707 uçak gövdeleri üzerine geliştirilen RG-135 tipi uçakları ABD hava kuvvetleri içinde bağımsız olarak görev yapıyor. ABD donanma gemileri görünümündeki gemiler okyanus ve denizleri denetliyor. NSA'nın yer istasyonlarının ABD büyükelçiliklerinde ya da ABD'ye dost ülkelerin topraklarında ev sahibi ülkelerin denetimine tabi olmaksızın faaliyette bulunduğu sanılıyor. Sistemin parçaları, internet, yeraltı ve deniz altı haberleşme kabloları, telsiz haberleşmesi ya da büyükelçiliklere yerleştirilen gizli aygıtlar aracılığıyla yapılan her türlü iletişimi ele geçiriyor ve uydular vasıtasıyla NSA Merkezi'ne iletiliyor. Echelon'un uydu haberleşmelerini dinleyen gelişmiş anten sistemleri, ABD, İtalya, İngiltere, Türkiye, Yeni Zelanda, Kanada, Avustralya, Pakistan, Kenya topraklarında ve muhtemel diğer bazı ülkelerde de faaliyette. Echelon'un üye ülkelerin yanı sıra açıklanmayan müttefik ülkelerde de dinleme sistemleri var. Bunlardan biri Kıbrıs Rum Kesimi'nde. Rumlar tarafından yakın geçmişte bu üs aleyhinde gösteriler düzenlenmişti. İddialara göre, Echelon sistemine ait Türkiye'de de üsler bulunuyor. Bu üssün Karamürsel'de olduğu iddia ediliyor. Öte yandan Echelon'un miladını doldurduğu düşünülen cihazları çoğu zaman bulundukları ülkenin istihbarat servislerine veriliyor. Bu iddiaya göre de, MİT'in elinde de Echelon'un eski cihazları bulunuyor. Echelon sisteminin verimliliği için internetin yaygınlaşması büyük kolaylık sağlar. Uluslar arası internet ağlarının kilit noktalarına veri iletişimini filtreden geçiren ''Sniffer'' adlı sistemler kullanılıyor. Öte yandan kıtalar arası iletişim hatlarını dinlemek (ABD'nin okyanus tabanındaki tüm telefon hatlarını kontrol altında tutabilmek için bu kablolara dinleme cihazı yerleştirdiği bilinmektedir; Bu cihazlardan biri 1982'de kabloların bakımını yapan bir Fransız su altı ekibi tarafından bulunmuştu.) gibi çeşitli yöntemlerle dünya üzerindeki iletişim sistemlerinden geçen veri paketleri Echelon tarafından toplanıyor. Echelon tarafından toplanan bütün bilgiler, otomatik olarak Echelon ağına bağlı ''filtre'' bilgisayarların içinden geçiriliyor. Her an, yüz binlerce görüşme Echelon'a yakalanıyor. Telefon görüşmelerinin ses kayıtları, hassas ''ses tanıma'' yazılımları ile taranıp otomatikman metne dönüştürülüyor. Bu metinlerde, önceden tespit edilen ''tehlikeli'', ''anahtar sözcük'' olup olmadığı sınanıyor. Eğer böyle bir kelime saptanırsa bilgisayarlar otomatik olarak o görüşmeyi hem ses hem de metin biçiminde dosyalıyor. Ardından, görüşmeyi kimin yaptığı tespit ediliyor ve görüşmeyi yapan kişi izlenmeye alınıyor.

DÜNYAYI DİNLİYORLAR
Dünya yörüngesindeki NASA'ya ait uydular, Echelon Projesi için ses, görüntü ve internet trafiğini gasp edip NSA'ya gönderiyor. ABD Nükleer denizaltıları, kıtalar arasında haberleşmeyi sağlayan, okyanus diplerindeki kablolara gizlice alıcılar yerleştiriyor. Echelon Sistemi için çalışan gemiler okyanuslarda sürekli seyir halindeler. Bu gemiler topladıkları bilgileri NSA Merkezi'ne iletiyor. Boeing 707 gövdeleri üzerine geliştirilen RG-135 tipi uçaklar, taşıdıkları süper bilgisayarlarla Echelon için çalışıyor. Yer istasyonları genelde ABD'nin büyükelçiliklerinde kurulu ve ev sahibi ülkelerin denetimine tabi olmaksızın görev yapıyor. Küresel bir bilgi ağı olan internetin yaygınlaşması ve edevlet projelerinin geliştirilmesinin en önemli amaçlarından biri, kitlelerin daha iyi izlenmesidir. İnternet ne kadar çok yaygınlaşırsa, Echelon gibi kulaklara sahip ülkeler, ağ üzerinde dolaşmakta olan daha fazla bilgiyi alıkoyacaklardır. İnterneti kullanan, onun e-posta, haber grupları, web sayfaları ve sohbet odaları gibi hizmetlerini kullanan herkes arkasında iz bırakmaktadır. Örneğin, ücretsiz e-posta adresi veren bir şirkete veya bir siteye kayıt olurken verdiğimiz bilgiler sadece o hizmeti aldığımız şirketin eline geçmez. Şirketler ticari olarak bunu başka firmalara satabileceği gibi, siber ağlar üzerinde dolaşan bu bilgiler Echelon ve benzeri sistemler tarafından yakalanır. Benzer şekilde, e-devlet projesi de hükümetlerin vatandaşlarını fişlemek ve davranışlarını izlemesinden başka bir şey değildir. e-devlet projesi, devlet ile olan ilişkilerimizde, -bürokrasiyi azaltarak büyük yararlar sağlarsa da bireyler için yarardan çok zarar getirebilir.

 

kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/08-14.Nisan.2007/Sayı:15
OGÜNhaber