Şırnak, tarihsel olarak çok eski bir geçmişe sahiptir. Şehrin geçmişi Katip Çelebi’nin 17. yüzyılda yazdığı 'Seyahatname' ve tarihi rivayetlere göre Nuh Tufanı öncesine dayanır. Bu rivayetlere göre Cizre, tufandan sonra ikinci kez Nuh ve oğulları tarafından inşa edilirken Cizre’nin kızgın sıcağından korunmak için, Şırnak yazlık ve yaylak olarak inşa edilmiştir.
Şırnak, Nuh'un gemisi kalıntılarının olduğu öne sürülen Cudi Dağı’nın kuzeyinde 'Şehr-i Nuh' adıyla kurulmuş, önceleri Şerneh, daha sonraki yıllarda ise Kürdara Şırnak adını almıştır. Şırnak, tarihte birçok önemli devletin başkentini kendi topraklarında barındırmıştır. Aynı zamanda Guti (Qurtie) imparatorluğunun başkenti olan Bajarkard Silopi ilçesi topraklarındadır. İl sınırları içinde bulunan Cudi dağının isminin, Gutilerden geldiği
İslam'da Cudi Dağı.
İslamî inanışlara göre, Tufan'dan sonra Nuh'un Gemisi bu dağın üzerine oturmuştur. Sözü geçen geminin Ağrı'da bulunduğu konusunda söylentiler vardır. Austen Henry Layard ve L. King, bu dağın dolaylarında çivi yazısıyla hazırlanmış Asur yazıtlarına rastladılar.
Kur'an'da geminin Cudi dağına oturduğu söylenmektedir. Hud Sûresi'nde "Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu" denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî'ye oturdu ve "Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" denildi. şeklinde anlatılır.
Kur'an tefsirlerinde Cudi'nin Musul'a yakın bir yerde olduğundan bahsedilir. Bahsedilen dağ, bugün Cizre sınırları içinde bulunan dağ, günümüzde Türkiye Cumhuriyeti'nin Şırnak ili sınırları içine düşmektedir. Şırnak ismi, "Şehr-i Nuh" anlamında çok eski bir isimdir. Cudi Dağı'nın eteğinde ismi "seksenler" anlamına gelen Heştan Köyü bulunmaktadır. Heştan köyünün Nuh tarafından kurulduğuna inanılır, ve köyün ismi Nuh'un Gemisi'nde bulunduğuna inanılan seksen kişiye atfen böyle anılmaktadır.
Cûdî Dağı, dinler tarihi ve özellikle İslâm dini bakımından önemlidir. Zira Kur’ân-ı Kerimde Nuh’un gemisinin tûfandan sonra Cûdî Dağına oturduğu belirtilmektedir.
Bu dağın hangi dağ olduğu konusunda çeşitli yorumlar bulunur. En çok üzerinde durulan dağlardan ikisi Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Ağrı Dağı ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan Cûdî Dağıdır. Bu iki isimden ağırlıklı olanı Cûdî Dağıdır. Bu konuda dikkat çekilen delillerden birisi Ağrı Dağının çok sarp ve yaşamaya elverişli olmayan yapısıdır. Buna karşılık Cûdî Dağı geminin inmesi ve insanların barınması için çok büyük avantajlara sahiptir.
Diğer yandan âlimler Cûdî kelimesinin “cömertlik” anlamındaki “Cûd” kelimesinden geldiğini söyleyerek, bunu görüşlerine destek göstermişlerdir.
Kurak bir bölgede bulunan Cûdî Dağının yüksek kesimleri çok yağış alır. Bundan dolayı 1500-2000 metreler arasında çam ve meşe ormanları vardır. Türkiye-Irak sınırına 15. km mesafede ve elips biçiminde olan Cûdî Dağı üzerinde 2000 metreyi aşan dört doruk bulunur. Bunlardan 2017 metre yükseklikte olanı, “Nuh Peygamber Ziyaret Tepesi” olarak anılır.
Gertrude Bell adlı, diğer bir adı 'Çöl Kızı' olan, bu ingiliz ajan da Cudi Dağı'nı ziyaret etmiş ve 'Amurath the Amuraht' kitabında Nuh'un gemisinden bahsetmiştir.
SERBIDEV
Malzemeler;
2 su bardağı yarma buğday
150 gr kurut(keşk) yoğurt kurusu
3 yemek kaşığı tereyağ
Kırmızı pul biber, kuru nane, tuz
Yapılışı;
Yarma buğdayını iyice pişirelim.Büyük bir tabağa koyalım.Ortasını açıp çukur şekline getirelim.Açılan çukurcuğa kurut( keşk yoğurt kurusu) suyu dökelim.Tereyağda kızdırılmış kırmızı pulbiber ve kuru nane serpelim. Afiyetle yiyelim.(Ben yarma buğdayını özel çekilmiş olarak kullandım. yoğurt kurusunun kendisi tuzlu olduğu için ayrıca tuz kullanmadım.)
SERBİDEVİN ŞİFASI
01. Vücut ve sinirlere kuvvet verir
02. Hazmı kolaylaştırır
03. İshali keser
04. Tansiyonu yükseltir