Müzeyyen Senar

HAYATI
1918 yılında Bursa'nın Keles ilçesinde doğan Müzeyyen Senar, müzik eğitimine Anadolu Musiki Cemiyeti'nde , kemençe üstadı Kemal Niyazi Seyhun Bey ve udi Hayriye Hanım gözetiminde başladı. Güçlü bir sese sahip olan bu kız çocuğunun ünü yayıldıkça, hafız Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Lem'i Atlı, Mustafa Nafiz Irmak gibi devrin önemli üstatları da ona dersler verdiler, zamanın sevilen şarkılarının yanı sıra, kendi bestelerini de öğretip söylemesine yardımcı oldular.

Kemal Niyazi Bey ile İstanbul Radyosu'nda şarkı söylemeye başlayan Senar, perşembe günleri ilgiyle izlenen bu programla geniş kitlelere adını duyurdu. Senar'ı bu programda dinleyenler arasında, İstanbul'un en önemli müzikhollerinden biri olan 10. Yıl Belvü Gazinosu'nun[4] sahibi İbrahim Dervişzâde de bulunuyordu ve gazinonun 1933 yılının yaz sezonunun yıldızlar programına Müzeyyen Senar'ı da aldı. Senar, sonraki yıllarda İstanbul'un başka ünlü gazinolarında da sahne aldı.

Müzeyyen Senar'ın yeteneği, Cumhuriyet'in kurucusu ve Türk sanat müziğinin büyük hayranı Mustafa Kemal Atatürk'ün de ilgisini çekti ve sanatçı birçok kez onun huzurunda, özel meclislerinde şarkı okudu.

1938 yılında Ankara Radyosu'nun ilk yayınlarına katıldı ve 1941 yılına dek radyo aracılığıyla dinleyicileri ile buluşmayı sürdürdü. Türkiye'nin ünlü gazinolarında yaptığı başarılı sahne programları ve plak çalışmalarıyla Türk musikisine yeni bir soluk getiren Müzeyyen Senar, son sahne konserlerini 1983 yılında İstanbul Bebek Gazinosu'nda verdi. Bu tarihten sonra yalnızca ender anlarda, müzikli özel toplantılarda şarkı söyledi.

Müzeyyen Senar 1998 yılında Devlet Sanatçısı seçildi. Müzeyyen Senar 2004 yılında Sezen Aksu tarafından düzenlenilen ve sanatçı dostlarınında katıldığı gecede 73.sanat yılını kutladı.

26 Eylül 2006 tarihinde İzmir deki evinde fenalaşan sanatçının beyin enfarktüsü geçirdiği ve vücudunun sol tarafının felç olduğu açıklandı. Beynindeki kan pıhtılaşması yüzünden felç olan sanatçının hayatî tehlikesinin bulunmadığı da ek olarak belirtildi. 2007'de İstanbul'daki Darüşşafaka'da Rehabilitasyon Merkezinde Nisan ayı başına kadar tedavi gördü. Bu tedavilerden sonra sol ayağının üzerine basabilmektedir. Şu anda Bodrum'da kızı Feraye ve oğlu Ömer ile birlikte yaşamaktadır. 24 Şubat 2008'de kızı Feraye annesi Müzeyyen Senar'ın sesini kaybettiği açıkladı. Senar sesini kaybettiğini hâlen bilmemektedir. 22 Temmuz 2008'de sağlık durumunun iyi olduğu açıklanmıştır. Atatürk'ün en sevdiği sanatçılardan birisidir.

30 Ekim 2009'da öğrencisi Bülent Ersoy tarafından anısına Müzeyyen Senar'ın sanat yaşamından fotoğrafların yer aldığı Cumhuriyetin Divası: Müzeyyen Senar sergisi açıldı.

TÜRK MUSİKİSİNİN 75 YILI
Müzeyyen Senar’ı dinlemek bir ayrıcalıktır. Çünkü o şarkıları yorumlarken sizi alır, diyar diyar dolaştırır. O zaten “Ben şarkı söylemiyorum, güfteyi anlatıyorum,” demektedir. Onu da şöyle açıklamaktadır: “Ben şarkı söylemeye başladığımda onu ruhumda hissederim ve şarkının içinde kaybolurum. Adeta dış dünya ile irtibatım kesilir. Şarkı bittiğinde ise beni kendime alkış sesleri getirir. Makam seçişimde ve makamdan makama geçişimde o günkü ruh halim en büyük etkendir. Neşeli isem kürdilihicazkar ve hicazla başlarım. Duygulu isem uşşak ve hüzzamla girerim. Bazen o derece duygu ile yüklü olurum ki, söylediğim şarkı ta ciğerimden kopar gelir ve bu yüzden bazen gözyaşlarımızı  tutamadığımız olmuştur.” İşte Müzeyyen Senar işte CUMHURİYETİN SANATCISI.
 
ATATÜRK’LE BULUŞMA
Müzeyyen Senar'ın yeteneği, Cumhuriyet'in kurucusu ve Türk sanat müziğinin büyük hayranı Mustafa Kemal Atatürk'ün de ilgisini çekti ve sanatçı birçok kez onun huzurunda, özel meclislerinde şarkı okudu.
1938 yılında Ankara Radyosu'nun ilk yayınlarına katıldı ve 1941 yılına dek radyo aracılığıyla dinleyicileri ile buluşmayı sürdürdü. Türkiye'nin ünlü gazinolarında yaptığı başarılı sahne programları ve plak çalışmalarıyla Türk musikisine yeni bir soluk getiren Müzeyyen Senar, son sahne konserlerini 1983 yılında İstanbul Bebek Gazinosu'nda verdi. Bu tarihten sonra yalnızca ender anlarda, müzikli özel toplantılarda şarkı söyledi.

Ata'mız: Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'nda beni görür görmez berbere gönderip saçlarımı kestirtti. Balonun açılış dansını Atatürk yapacaktı. Bana dönerek; 'Buyurun dans edelim' dedi. Sihirlenmiş gibi kalktım. Bana önden yol verdi. Piste doğru yürüdük. Ama o kadar heyecanlanmıştım ki, bir türlü istenildiği gibi dans edemiyordum. Müthiş anlayışlı bir insandı.

Atatürk Dolmabahçe Sarayı'nda beni görür görmez berbere gönderip saçlarımı kestirtti. Balonun açılış dansını Atatürk yapacaktı. Bana dönerek; 'Buyurun dans edelim,' dedi.

1937’den 1938 yılının ortalarına kadar Atatürk’ün huzurunda beş defa şarkı söyler. İlki Dolmabahçe Sarayı’ında diğerleri Bursa Çelik Palas, Merinos Fabrikası ve Ege Vapuru’ndadır. Son olarak da 1938 yılının yaz aylarında tek bir saz eşliğinde Savarona yatındadır. O günü şöyle anlatmaktadır: “… Atatürk, doktoruyla yemek masasında idi. Dikkatle baktığımda, yaklaşık yedi-sekiz ay önce gördüğüm Atatürk’ten çok farklı idi.

Süzülmüştü… Aşağı yukarı saat 13:00’de şarkı söylemeye başladım ve bu iki saat kadar sürdü. Bu sefer herhangi bir sıra takip etmemiz mümkün değildi. Defterim önünde idi. O istediği şarkıları söylüyor ve biz de o şarkılara giriyorduk.”

Müzeyyen Senar tatil aylarında çok kere Mısır veya Beyrut’a gider. Ama diğer bir aşkı da İzmir’dir. Mutlaka Mayıs ve Eylül’ün en az 15 günü İzmir’de program yapar. Çünkü o “İzmir beni , ben de İzmir’i çok sevmişizdir.

İzmir'liler beni dinlerken aldıkları keyfi her zaman bana yansıtmışlardır,” demektedir. 1948 yılında Bursa’ya konser için gittiğinde ona Zeki Müren’i tanıştırırlar. 1956 yılında ise Bebek Belediye Gazinosu’nda birlikte program yaparlar. Bülent Ersoy ise 1976 yılında onu Setüstün’de otururken ziyaret eder. Müzeyyen Senar gerek Zeki Müren ve gerekse Bülent Ersoy için “Her ikisi de musiki konusunda çok iyi yetişmişlerdir,” demektedir.
OGÜNhaber