Yaşadığı dönemde, savaşlarla bunalan dünyaya, Konya'dan sevgi, dostluk, kardeşlik mesajları iletmiştir.
Mevleviliğe ilk adımın mutfakla atılması, mutfakla ilgili bir takım yazılı kurallar konulması, bu kurallar içinde görülen mutfakta ekipleşme ve bir aşçı için anıt mezar yaptırılması, Anadolu'da 13. yüzyılda mutfağa verilen ayrıcalığı göstermektedir. Mevleği mutfağı, bu özellikleriyle ünlü Türk mutfağının ana köklerinden biri olma özelliğini de taşımaktadır. Ayrıca Dergah'larda halk mutfağından daha seçkin bir mutfak bulunduğu da çalışma incelendiğinde görülecektir. Bütün bunlar Mevlevi mutfağının önemini ortaya koymaktadır.
O zamanlar domates, salça bilinmediği için yemekler beyaz oluyor. Ekmek olarak somun var. Meyve olarak armut, şeftali, elma ve narı sayabiliriz. Et olarak sadece koyun ve kuzu var. Yağ olarak tereyağ yeniyor, zeytinyağı ise aydınlatmada kullanılıyor. Yemek öncesinde gül şerbeti ve sirkencebin sunuluyor. Sirkencebin, bir ölçü bal, bir ölçü sirke dilediğiniz miktarda suya karıştırılarak yapılıyor. Hz. Muhammed de sirkenin çok yararlı olduğundan söz eder. Mevlevi mutfağının olmazsa olmazlarından biri de yoğurt. Sözde kötü ruhlu kabul edildiği için balığın Mevlevi somatında olmadığı söylenir ama bu doğru değil. Edirne Mevlevihanesi Şeyhi Ali Eşref Efendi'nin yemek kitabında tatlı su balıkları bile yer alıyor. Mevlana da bir yerde ‘‘Balığı yağa at altını üstünü kızart’’ diyor.
Tasavvufta yemeği meydana getiren tüm çiğ ve pişmiş bütün yiyecek maddeleri kutsaldı. Bazı yiyecek ve içeceklerin özel bir yeri vardı.
Mevlevilik, Alevilik- Bektaşilik ve Ahilikte yemeğe ‘lokma ‘ adı verilirdi. Mevleviler yemek yiyelim anlamında ‘ hora geçirelim’, Alevilik- Bektaşilerde ise ‘ lokma edelim, lokma görelim, hora geçirelim’ derlerdi.
Mevlana iki türlü gıdadan söz eder. Manevi gıdanın Tanrı ruhu olduğunu belirtir, ancak Allah’ın verdiği nimetlere şükretmenin de kudreti arttırdığını belirtir.
Biliriz ya meyve ham iken dalına sıkıca tutunur olgunlaştığında dalını bırakıp yere düşer. Tasavvuf felsefesi, muhteşem bir benzetme yapıp ham insanın tıpkı ham meyve gibi dünya malına sarıldığını, olgunlaştıkça dünya malını önemsemeyip bıraktığını anlatır.
Sizlere mevlevi pilavı ve tarifini vereceğim şimdiden afiyet olsun.
MALZEMELERİ
1 su bardağı nohut
2 su bardağı Gönen baldo pirinç
500 gr koyun eti
250 gr kestane
3 havuç
4 su bardağı sıcak su
1 soğan
75 gr tereyağı
2 yemek kaşığı çam fıstığı
2 yemek kaşığı kuş üzümü
Tuz
Karabiber
Nohudu 1 gün önceden suda bekletin. Pirinci bol suyla yıkayıp 20 dakika ılık tuzlu suda bekletin ve süzün. Eti kuşbaşı doğrayıp yaklaşık 1 saat pişirin. Nohudu haşlayın. Kestanelerin kabuklarını soyup dörde bölün.
3-4 dakika haşlayın. Havuçları küp şeklinde doğrayın. Havuç ve nohutları ete ekleyip 20 dakika pişirin. Suyunu ayırın. Nohut suyuna 4 su bardağı olacak şekilde sıcak su ekleyin. Soğanı ince kıyıp erittiğiniz tereyağında fıstıklarla birlikte kavurun. Pirinci yıkayıp suyunu süzdükten sonra ilave edin. Tuz, karabiber ve kuş üzümünü ekleyip karıştırın. Önce orta ateşte sonra kısık ateşte suyunu çekinceye kadar pişirin. 20 dakika demlendirin. Servis yapın. Mevlevi pilavı artık hazır, afiyet olsun.