Kudüs Tapınağı (Süleyman Mabedi) Jerusalem

Kudüs'ün Eski Şehirindeki Tapınak Tepesinde (Har HaBayit) bulunan ve Yahudilerce kutsal sayılan tapınak. Klasik Musevi inancına göre, Tapınak fiziksel dünyada Tanrı'nın tecellisinin (İbranice "shechina") simgesel ayak taburesidir.

Birinci Tapınak, Kral Süleyman tarafından MÖ 957 yılında yaklaşık 7 yıllık bir sürede inşaa edilmişti. Antik Museviliğin merkeziydi[1] Tapınak, Musevi inancının merkezinde bulunan Shiloh,Nov, ve Givon'da bulunanlarla beraber Musa'nın buluşma çadırı (taşınabilir musevi tapınağı) ile yer değiştirmiştir. İlk tapınak MÖ 586 yılında Babillilerce tahrip edilmiştir. Yeni tapınağın yapımına MÖ 535'de başlanmış olup bir süre ara verildikten sonra inşaat MÖ 521'de yeniden başlamış, MÖ 516 yılında tamamlanmasının ardından MÖ 515 yılında ibadete açılmıştır. Ezra Kitabı'nda bahsedildiğine göre, Tapınağın yeniden inşasına Büyük Cyrus izin vermiş ve Büyük Darius'da onaylamıştır. Yaklaşık 500 yıl sonra İkinci Tapınak, MÖ 20 yılında Kral Herod tarafından yeniden tamir ettirilmiş ve daha sonra Romalılar tarafından M.S. 70 yılında tahrip edilmiştir. Her ne kadar Tapınak uzun süre önce tahrip edilmiş olsa da, Batı duvarı hala ayaktadır ve uzun yıllardan beri tapınak yapısının ayakta kalan tek duvarı olduğuna inanılır.

Süleyman Mabedi ( Bet Amikdaş) Kutsiyet Evi, Yeruşalimde’ iki kez inşa edilmiş ve yıkılmış olan Tapınak I.Bet Amikdaş, Kral Süleyman tarafından Masonluğun atası sayılan Hiram Ustaya inşa ettirilmiştir.
İbrani takvimine göre 2928 (M.Ö 832) yılında inşa edilmiş Babil kralı Nevukadnessar tarafından 3338 ( M.Ö 422) yılında yıkılmıştır. II. Tapınak (Bet amikdaş) 3408 (M.Ö 352) yılında halkın lideri Zerubavel, peygamberler Ezra ve Nehemya tarafından inşa edildi ve Romalılar tarafından 3828 ( M.S 70 ) General Titus komutasındaki Roma İmparatorluğu'na bağlı birlikler tarafından 70 yılında yıkılmıştır. Maşiah geldiği zaman III. ve son Tapınak ( Bet Amikdaş ), ebediyen ayakta kalmak üzere inşa edilecektir.

Yahudiliğin mesih geldiği zaman tekrar inşa etmek istediği Kral Süleymanın Tapınağını ilk Sabetay Sevi inşa etmek istemişti. Tapınak hem Yahudiliğin kurtuluşu hemde İsrail krallığının simgesidir.
Kesin imanla, Hakikat Tanrısı'nın, İsrail'in Tanrısı'nın Süleyman Mabedi'ni gökten yere, bize kadar, indireceğine inanırım." (Sholem, Gershom, Seder tefillot shel ha.Dönmeh mc-İzmir" (Livre des prieres des Dunmeh, dyre Smyrne), dals Kiryat Sefer, XVIII,. Jerusalem, 1941, p. 298-312 et 394-408, et XIX, p. 58-64.)
 
İbranice yazılarda yapıya verilen isimler Beit HaMikdash ya da "Kutsal Ev" dir ve Kudüs'te bu isimle anılan tek tapınaktır. Tapınak aynı zamanda Tanah'da, Beit Adonai (Tanrı'nın Evi) ya da kısacaBeiti (Evim) ya da Beitechah (Eviniz) olarak da adlandırılmıştır.

Süleyman Mabedi, Tanrı tarafından Kral Davud'a verilen özel bir plan temel alınarak yapılmıştı. Davud bu tapınağı inşaa etmeyi umut etmişti ancak Tanrı ona, Birinci Tapınağı oğullarından birisinin yapacağını söyledi. Davud, saltanatı sırasında tapınak için gerekli olan ve ahşap, büyük temel taşları, altın, gümüş, bronz ve kullanılacak olan diğer metaller gibi işlenmemiş malzemeleri toplamaya başladı. Tapınak, Ahit Sandığı evi ve başta İsrailoğulları'na olmak üzere tanrıya ibadet edebilecek her milletten insanlar için tasarlanmıştı. Birinci ve İkinci tapınakların Museviliğe adanmış olduğunu söylemek bir hata olacaktır çünkü bu inanç sistemi birkaç yüzyıl sonra şimdi Irak olarak bilinen Antik Babil'de biçimlendirilmiştir. Kitab-ı Mukaddes'te, Yehuda (Davud) Krallığı vatandaşlığı ile ilişkili olarak Yahudi teriminden ilk kez bahsedilmesi, birinci tapınağın tahrip edilmesinden (Bu olay yaklaşık olarak MÖ 590 yılı civarında gerçekleşmiştir) hemen önce yaşamış olan ve Yehuda (Davud) Krallığı'nın son yöneticisi olan Kral Zedekiah'tan önce olmamıştır.

Süleyman Mabedi olarak adlandırılan ilk tapınak, Kral Davud ve Süleyman idaresi altından birleşen İsrailoğulları'ndan 12 kabilenin mensuplarınca inşaa edilmişti. Süleyman'ın saltanatının ardından tahta çıkan oğlu Rehoboam'ın kibirliliği nedeniyle, İsrailoğullarından 10 kabile birlikten ayrılarak Kuzey İsrail Krallığı'nı kurarlarken, Yehuda, Bünyamin ve Levi kabilesinin çoğunluğu Yehuda Krallığı'nda kaldılar. İkinci Tapınak, Nebukadnezar'ın 6. yüzyıldaki sürgününden geriye kalan Yehudalılar tarafından tekrar inşaa edildi. Diğer 10 kabile ise Asur krallığı tarafından yıkılan krallıklarından sonra, birkaç yüz yıl önce dağılmışlardı.
Kudüs'teki tapınak tepesinde bir biri ardınca inşaa edilmiş iki farklı tapınak bulunur:

Süleyman Mabedi aşağı yukarı MÖ 10. yüzyılda (960 civarı) Musa'ya ait Çadır Tapınağın yerine inşaa edilmişti. Tapınak MÖ 586 yılında Nebukadnezar komutasındaki Babilliler tarafından tahrip edilmiştir. İnşaatından tahrip edilmesine kadar geçen süre 375 yıldır ancak Talmudik gelenek bu süreyi 410 yıl olarak verir. Süleyman Mabedinin inşaası Masonik gelenekte de oldukça önemli bir rol oynar.

İkinci tapınak Cyrus'un Musevilerin Babil Sürgününden dönmelerine izin vermesinden sonra inşaa edilmiştir. Dönüş, MÖ 537 yılında gerçekleşmiş olup birkaç kez yaşanan gecikmeden sonra tapınakMÖ 516 yılında tamamlanabilmiştir. Tapınak tepesindeki mabed 150m x 50m ölçülerindeydi.

İkinci tapınak, General Titus komutasındaki Roma İmparatorluğu'na bağlı birlikler tarafından 70 yılında tahrip edilmiştir. Pompey, MÖ 63 yılında Kudüs'ü ele geçirdiğinde tapınağa hakaret etmişti. Josephus'a göre (Roma İmparatorunun maiyetinde yaşıyordu), Pompey tapınaktan ya da hazinesinden hiç bir şey almamıştı ancak Tapınağın kutsal alanına girmesine engel olan bir rahipleri öldürtmüştü. Pompey bir süre sonra tüm gücünü kaybetti ve avlanan bir kaçak olarak öldü. Bu olay pek çok Musevi tarafından ilahi bir cezalandırma olarak kabul edilir. MÖ 19 yılında, Kral Herod tapınak kompleksinin tamirine başladı. İkinci tapınağın temelleri dahi Romalılarca tahrip edildiğinden dolayı daha büyük ve daha geniş tamamen yeni bir tapınak yapılmasını emretti.

Musevilerin, 132-135 yılları arasında Romalılara karşı giriştikleri son isyan sırasında Simon bar Kokhba ve Rabbi Akiva tapınağı yeniden kurmayı denediler ancak bar Kokhba'nın isyanı başarısız oldu ve Museviler Kudüs'ten çıkartıldılar.

363 yılında Dönek Julian Kudüs'teki Musevi Tapınağının tamir edilmesini emretti ancak bu plan da başarısız oldu.

İkinci Tapınağın tahrip edilmesinden beri, üçüncü bir tapınağın inşaa edilmesi için dua etmek bir Musevi için günde üç kez yapılan Musevi ibadetinin resmi bir parçası haline gelmiştir. Her halukarda tapınağı nasıl ve ne zaman inşaa edileceği sorusu hem Musevi ve hem de Musevi olmayanlar tarafıdan sürekli tartışılmaktadır. 1. yüzyıldan sonra genişlemeye başlayan İbrahimi Dinler'den Hıristiyanlık ve Müslümanlığa ait kutsal yerlerinde burada bulunması sorunu daha karmaşık hale getirmektedir. Buna ilaveten Kudüs'ün politik durumu ve tarihi tapınağın bulunduğu düşünülen alanda Müslümanlarca kutsal sayılan Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra'nın bulunması tapınağın yeniden inşaa edilmesinin önündeki en büyük engellerdir.

Talmud'a göre Tapınağın Doğu tarafında bir Ezrat Nashim (Kadınlar avlusu) bulunurken asıl yapı Batı taraftaydı. Asıl alan, kurban kesilecek bir alanı ve adağın bazı parçalarının yakıldığı ve kanının akıtıldığı bir Mizbaeach (dış sunak) ihtiva ediyordu. Büyük bina, bir Ulam (ön oda), Heichal veKodesh Kodashim'den (kutsalların kutsalı) oluşuyordu. Heichal ve Kodesh Kodashim birinci tapınakta bir duvar ile ayrılmışken ikinci tapınakta bu işlem iki perde yardımıyla yapılmıştı. Heichal içerisinde Menorah, ekmek masası ve tütsü sunağı bulunuyordu.

Ana avluya açılan on üç kapı vardır. Güney tarafında, Güneybatıdan başlayarak dört kapı bulunur:
•Shaar Ha'Elyon (Yukarı kapı)
•Shaar HaDelek (Tutuşturma kapısı); odunların getirildiği kapı
•Shaar HaBechorot (İlk doğan kapısı); İnsanların ilk doğan hayvanlarını adak olarak getirirken ve baba ve oğullarının Pidyon HaBen seremonisi için girdikleri kapı
•Shaar HaMayim (Su kapısı); Su sunuların Sukot'a girdiği kapı.

Kuzey tarafında, Kuzeybatıdan başlayarak dört kapı bulunur:
•Shaar Yechonyah (Yechonyah kapısı), Davudun soyundan gelen kralların girdiği ve Yechonyah/Yehoyachin'in esarete giderken çıktığı kapı
•Shaar HaKorban (Kurban kapısı), Rahiplerin kodshei kodashim için adanan adaklarla giridikleri kapı
•Shaar HaNashim (Kadınlar kapısı), Kadınların Azaryah ya da ana avluya girerek adaklarını sunmak için kullandıkları kapı[6])
•Shaar Hashir (İlahi Kapısı), Leviler'in müzik aletleriyle girdikleri kapı

Doğu tarafta, Kadınlar avlusu ve ana avlu arasında iki küçük antre'ye sahip Shaar Nikanor bulunur ve bunlardan birisi sağda diğeri soldadır. Görece önemsiz olan Batı duvarında adı olmayan iki kapı daha bulunur.
Kitab-ı Mukaddes peygamberleri, Tapınağı baştan aşağı kaplayan Tanrının huzurunda gördükleri olağanüstü görüntüleri tarif ederler. Yeşeya şöyle yazar; "yüce ve görkemli Rab'bi gördüm; tahtta oturuyordu, giysisinin etekleri tapınağı dolduruyordu." (Isaiah 6:1). Yeremya şöyle yalvarır; "Adın uğruna bizi küçümseme" (Yeremya 14:21) ve "Tapınağımızın yeri başlangıçtan yüceltilmiş görkemli bir tahttır." diye bahseder (Yeremya 17:12). Hezekiel ise, "Ovada gördüğüm görümdeki gibi, İsrail'in Tanrısı'nın görkemi oradaydı." der.

Yeşeya, tapınakta dua etmek kadar kurban kesmenin ve evrensel bir amacın öneminden bahseder:
"Kutsal dağıma getirip dua evimde sevindireceğim.,
Yakmalık sunularıyla kurbanları sunağımda kabul edilecek,
Çünkü evime 'Bütün ulusların dua evi' denecek." (Yeşeya 56:7).

Tapınak, Tanah'ta nasıl tatbik edileceği tarif edilen kurban'a ilave olarak Şabat ve diğer Musevi tatillerindeki özel ve her gün sabah ve öğleden sonra gerçekleştirilen sunuların da yapıldığı yerdi.Leviler, ezberledikleri mezmur'ları kurban esnasındaki uygun zamanlarda okudukları gibi aralarında günün mezmuru, yeni ayın özel mezmuru, büyük Musevi tatilinde söylenen Hallel ve "Şükran kurbanı mezmuru " (Mezmur 100) gibi özel durumlarda da söylüyorlardı.

Tapınakta günlük sununun bir parçası olarak, Musevilerin geleneksel sabah ibadeti temel alınarak yapılan ve iyi bilinen Barchu, Şema ve Birkat Kohanim dualarınında dahil olduğu dualar ezbere okunarak bir dua ibadeti gerçekleştirilirdi.

Tapınağın avlusu ağaçlar, çiçekler ve çeşmelerle kaplıydı çünkü Tapınak Cennet Bahçesi'nin bir modeli ve yeniden yaratılması anlamına geliyordu.

Geleneksel Musevi sabah ibadetinin merkezindeki Şema duasını da içine alan bölüm, aslında tapınakta yapılan günlük ibadetten farklı değildir. İlave olarak, Tapınağın günlük tamid ve özel durumMussaf (ilaveten) sunusuyla geleneksel olarak yer değiştiren ezberden okunan Amidah duasının hem Ortodoks hem de Muhafazakâr Musevilik'te, tapınakta düzenlendiği günlerdeki gibi kurban zamanında yine ezberden okunması gerekmektedir.

Tapınak geniş ölçüde Ortodoks ibadetleriyle birlikte anılmaktadır ve Muhafazakarlar ikinci planda kalmaktadır.
Arkeolojik kazılarda, Tapınak tepesi ya da Har HaBayit'i çevreleyen yüz kadar mikvaot (ritüel arınma havuzu) bulunmuştur. Havuzlar, bu bölgenenin seküler bir alan olmaktan ziyade kutsal bir tapınım alanı olduğunun güçlü delilleridir. Her hâlükârda, kesin olarak tapınağın bulunduğu alanın içinde kurulmamışlardır. Tapınağın konumu ile ilgili temel olarak üç adet teori vardır:
•Tapınak şu anda Kubbetüs Sahra'nın bulunduğu yerde kurulmuştu.
•Tapınak şu anda Kubbetüs Sahra'nın bulunduğu yerin biraz Kuzeyindeydi (Profesör Asher Kaufman).
•Tapınak şu anda Kubbetüs Sahra'nın bulunduğu yerin biraz Doğusundaydı (Profesör Joseph Patrich, Kudüs İbrani Üniversitesi. World Jewish Digest, Nisan 2007).

Diğer teorilere göre ise tapınak, tepenin ya kuzeyinde ya da güneyindeydi. Araştırmacılar genellikle tapınağın Kudüs'ün ya da İsrailtopraklarının dışında olduğu yönündeki teorilere karşı çıkarlar.
OGÜNhaber