Konstantinopolis Öncesi (MÖ 667-M.S. 330) Byzantion ve Bizans Dönemi (MÖ 667-M.S. 330)
MÖ 667 yılında Antik Yunanistan'dan gelen Megaralı kolonistler bugünkü tarihi yarımadanın en doğusuna Byzantion (Yunanca: Βυζάντιον) adlı şehir devletini kurdular. Byzantion, MÖ 196'da Romalılar tarafından işgal edilinceye kadar şehir devleti özelliğini korumuştur. Bu antik Yunan şehri bugünkü İstanbul'un kentsel ilk atası olarak kabul edilir.
Roma Başkenti Konstantinopolis ve Geç Roma Dönemi (330-395)
İstanbul'un başkentlik tarihi Roma İmparatorluğunun Doğu-Batı ayrılmasından 65 yıl önce başlamıştır. 11 Mayıs 330 tarihinde Roma İmparatoru I. KonstantinByzantion'u imparatorluğun yeni başkenti seçmiş ve Yeni Roma (Latince: Nova Roma) diye tekrar isimlendirmiştir. İlk zamanlarından itibaren yeni başkentin tarihçileri kurucusunun adından dolayı onu Konstantin'in Şehri; Konstantinopolis diye anmaya başlamışlardır (Yunanca: Κωνσταντινούπολις veyaΚωνσταντίνου Πόλις). Şehir hızla eski site sınırlarından taşarak batıya doğru yayılmaya başlamıştır. Roma'nın istilası ve yıkılmasıyla onun yerine geçen Konstantinopolis, 395'de ikiye bölünen Roma İmparatorluğu'nun ardılı devlet Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti olur.
Bizans Başkenti Konstantinopolis ve Bizans İmparatorluğu Dönemi (395-1204)
Konstantinopolis, önce Doğu Roma İmparatorluğu adıyla kurulan ve Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra zamanla adı Bizans İmparatorluğu'na dönüşen devletin de 395'te başkenti olmuştur. Konstantinopolis erken ortaçağda da dünyanın en parlak ve zengin şehridir.
Latin Şehri Konstantinopolis ve Latin İmparatorluğu Dönemi (1204-1261) : Latin İmparatorluğu
1204-1261 yılları arasında Latinlerin işgaline uğrayan Konstantinopolis Latin İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiştir.
Bizans Başkenti Konstantinopolis ve Geç Bizans İmparatorluğu Dönemi (1261-1453)
Latin egemenliğinden sonra Konstantinopolis daha sonra tekrar 1453'e kadar Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olmuştur. 29 Mayıs 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet'in Konstantinopolis'i ele geçirmesiyle şehir Osmanlı Devleti'nin başkenti olmuştur.
Konstantinopolis Sonrası (1453-) Kostantiniyye ve Osmanlı İmparatorluğu Dönemi (1453-1922)
Kostantiniyye adını alan şehir bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olmuştur, Üç kıtada yayılan toprakları 400 yıldan uzun süre hakimiyetinde bulundurmayı başarmıştır. İstanbul'un fethi ile Karadeniz ticaret yolu Osmanlı İmparatorluğu'nun eline geçmiştir.
İstanbul şehri, Bizans döneminde kullanılan adıyla Konstantinopolis; 1453'te Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet'in fethinden sonra Kostantiniyye, İstanbul, Dersaadet gibi değişik adlarla anılmıştır.
Kostantiniyye, İstanbul'un Osmanlıcada kullanılan isimlerinden birisi olmuştur. Bunun yanında "İstanbul" (ﺍسطانبول) ve bazı kayıtlarda "İslambol" (اسلامبول) kullanılmıştır. Şehrin 1453'ten 1930'a kadar olan dönemde en çok kullanılan resmi adıdır.
İslambol adı, fetihten sonra yapılan bir yakıştırma olarak literatüre geçse de Osman Bey zamanında yazıldığı sanılan bazı dörtlüklerde İslambol adına rastlanır.[kaynak belirtilmeli]
Kentin şimdiki adı olan İstanbul'un Konstantinopolis'ten türediği ya da Yunanca "εις τήν Πόλι(ν)" (/is tin boli/) yani "şehir'e" ve "şehir'de" kullanımının Türkçeleştirilmesiyle oluştuğu kabul görür.
"Kostantiniyye" ismi 1930 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nce değitirilmiş ve resmî olarak "İstanbul" olarak adlandırılmıştır.
İstanbul ve Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923-)
1923'te Ankara'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ilan edilmesiyle İstanbul, M.S. 330'dan beri sürdürdüğü 1600 yıllık başkentlik özelliğini kaybetmiştir. Şehir Atatürk'ün 1930 yılında yaptığı dil reformu esnasında ismi değiştirilerek İstanbul adını almıştır. Konstantinopolis (Kostantiniyye) adı tamamen yürürlükten kaldırılmıştır.
İstanbul'un stratejik özelliklerinin basında Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine baglamasıdır. Bir nevi köprü vazifesi gormektedir ve tarih boyunca kültürler arası köprü vazifesini başarıyla yerine getirmiştir. Dogu Roma İmparatorluğuna ve Osmanlı Devletlerine başkentlik yapmıştır. Tarih boyunca birçok devlet tarafından kuşatmaya uğramıstır ama emsali görülmemiş surlarını kimse aşmayı başaramamıştır. Bu surlar üç aşamadan oluşuyordu ve aralarında boşluklar bulunuyordu bu boşluklara da hendekler kazılmıştı ve içlerinde göletler oluşturulmuştu. Bu surları Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet geçmeyi başarmıştır ve Osmanlı'nın yeni başkenti olmustur.
İstanbul ayrıca Yunan mitolojisin de de gecer ve altın boynuz olarak da bilinen haliç in oluşumu mitolojide anlatılagelir. İstanbul'un Dünya haritasına bakıldığında hem Asya hem de Avrupa ya hakim bir yapısı bulunmaktadır. İstanbul Boğazından geçerek Rusya Federasyonu'na deniz yolu ile geçilebilir ya da Akdeniz havzasına inilebilir.