Kırgızlar

Türklerin bilinen en eski yazılı belgeleri olan Yenisey ve Orhon Yazıtları'nda Kırgızlar, tarihleri çok eskiye dayanan Türk kavimleri arasında zikredilmektedir.

Çin tarihi kaynaklarında ise Kırgızlar ilk kez M.Ö. 201 yılında Hunlar zamanındaki olaylar anlatılırken ortaya çıkmakta ve Kırgızların bilinen ilk devletlerini M.Ö. 2. yüzyılda bugünkü Kırgızistan topraklarından doğuya ve kuzey doğuya uzanan bölgede, (Tanrı Dağlarının doğu ve kuzey doğusunda) kurdukları anlaşılmaktadır.

Kırgız sözünün çıkış yeri üzerine farklı iddialar bulunmaktadır. Kırgız etnonimi üzerine yapılan bazı çalışmalar sözcüğün "kırk-as" sözcüğünden türediği yönündedir.[6] Bir diğer varsayıma göre ise Kırgız sözcüğünün "kırk-kız", ikincisi "kırk uz" veya kırk kabile-boy sözcüklerinden türediği yönündedir.[kaynak belirtilmeli] Kırgızistan bayrağında güneş benzeri şeklin etrafındaki kırk ışık süzmesi buna göndermedir. Ayrıca bir başka teori ise Kır-gezmek sözcüğünden türediğidir.

10. yüzyılda yaşamış ünlü Türk Dünyası araştırmacısı Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan Divanı Lügati Türk adlı eserde Türk Dünyasının coğrafyası tarif edilirken Kırgızların yeri de anlatılmıştır. Kitapta Türk Dünyasının en batısında Roma ülkesine yakın olan Beçenek Türkleri, en doğusunda ise Kıtay (Çin) ülkesine yakın Kırgız Türkleri şeklinde yazılmıştır. Bu iki Türk topluluklarının arasında ise Kıpçak, Oğuz, Yemek, Başgırd, Basmıl, Kayı, Yabaku,Tatar Türkleri olduğu belirtilmiştir. Yine aynı eserde Kırgızların konuştuğu dilinin en arı Türkçe olduğu tanımlaması yapılmıştır. Eski zamanlarda Türkiye'ye göç eden Türkistan toplulukları arasında Ötüken ve Yenisey dolaylarından Moğol soykırımdan kaçan bazı Kırgız toplulukları da gelmiştir. Mesela Eskişehir'in Günyüzü ilçesi Ayvalı köyü halkı arasında Kırgız sülalesinden gelenler mevcuttur. Dünya'da 5 milyonu aşan Kırgız halkı yaşamaktadır. 3.35 milyonu Kırgızistan'da, en büyük azınlık olarak 410 bini Özbekistan'da, 210 bini Çin'de, 81 bini Tacikistan'da, 32 bini Rusya'da, 40 bini Kazakistan'da 4 bini Türkiye'de,ve 3 bini Ukrayna'da bulunmaktadır.

Kırgızların % 99'u müslümandır. 8. yüzyılda İpek yolu ticareti nedeniyle İslamla tanışmışlardır. Müslümanlığa geçiş ise bir anda olmamış, sünnet gibi adetlerin şaman kültürüne aşılanması ile zamanla sağlanmıştır.

Sayıları az da olsa, ateistler - Sovyet Rusya etkisiyle, Tibet Budistleri ve eski kökleriyle şamanistler de Kırgız toplumunda bulunmaktadır. Kırgız Türklerini Hıristiyanlaştırmak ve öz benliklerinden uzaklaştırmak için Hıristiyan misyonerleri yıllardır büyük uğraş vermektedir. Kırgız Türkçesine Kuranı Kerim, Rusça Kuranı Kerim mealinden çeviri yapılmıştır.

Kırgızlar, yakın dönemde yerleşik hayata geçmiş bir toplumdur. Bayraklarındaki güneş benzeri şekil, bunun bir özetidir ve Kırgız otlaklarının ortasında, ocağın dumanının dışarı çıkmasını sağlayan boşlukla özdeşleşmektedir.

Kırgızlar asıl olarak dağlarda yaşayan ve buna bağlı olarak da dünyanın en iyi çadırını geliştirmiş Türk toplumudur. Ülkenin büyük bir kesimi dağlarla çevrilmiş olan Kırgızistan'da halen dağda göçebe hayatı yaşayan Kırgızlar vardır. Eski Türklerde olduğu gibi yazın yaylada, kışın ise kışlakta yaşanılmaktadır. Rusya'nın işgaline uğradığında ilk defa yerleşik düzene geçmiştir.

Kırgız mutfağında özel gün yemekleri toplumsal yaşayışa paralel olarak zengin bir çeşitlilik gösterir. Doğadaki değişmeler, üretim çeşitliliği, dini ay ve günler, hayatın dönüm noktasına göre değişir

Beş parmak Kırgızların en meşhur yemeği olup , önemli misafirlerin gelmesi durumunda mutlaka ikram edilir. Yemeğin adı beş parmakla yenmesinden gelir , kesme denilen çok ince kesilmiş hamurun üzerine çok küçük doğranmış et ve soğandan oluşan sosun ilave edilmesiyle yapılır.

BEŞ PARMAK TARİFİ
600 gram kuzu eti (kemiksiz)
200 gram kuyruk yağı
1 adet elde açma yufka. (Hamuru mantı hamura gibi olur.)
4 adet soğan
4 adet koyun beyni
İsteğe göre baharat

Eti normal tuzlu suda haşlayın ve pişirin. Kuyruk yağını ve beyinleri de aynı suda haşlayın. Hepsini ufak ufak doğrayın ve bir kaba koyun. Yufkadan ince ince doğrayıp etin suyunda haşlayın ve bir tepsiye alın. Soğanları yarım halka şeklinde ve biraz kalınca doğrayıp etin suyunda haşlayın. Doğranmış yufkanın üstüne etleri, yağı, beyinleri ve baharatı yayın. Haşlanmış soğanları da üste yaydıktan sonra yerken her tabağa azar azar koyup üstüne et suyundan koyun. Yanında salatayla servis yapın.
OGÜNhaber