Kibbutz

Sosyalizm ve Siyonizmi pratik bir şekilde bir araya getiren kibbutizm İsrail'e özgün bir deneydir, ve tarihte gelmiş geçmiş en büyük ortaklaşa toplum hareketlerinden biridir.

Kibbutz, 19. yüzyılın Saint Simon, Proudhon ve R. Owen gibi filozofları ile Martin Buber gibi düşünürlerin kuvvetli etkisi altında gelişmiştir. Kibbutizm, Yahudiliğin tarihi bunalımı, baskı ve zulüm ile bağımsızlık ve yabancılaşma kadar, Filistin'de hayatını idame ettirmesi gibi iktisadi zaruretler aksettirir.

İlk kibbuta 1909 yılında kurulmuştur. Bugün 1.000 nüfuslu 250 kadar kibbutz vardır. Bu da İsrail nüfusunun %3'ünü teşkil eder. Toplu üretimin yapıldığı, kollektif yaşanan, amacı öncelikle tarımsal üretimi geliştirip, İsrail'e gelenlere yaşanacak yer ve üretime katkı yapma imkanı sağlamak olan, özel mülkiyetin ve maaş kavramının olmadığı köyler. Gönüllü katılım, çok taraflı sorumluluk ve eşit hakların bulunduğu bir sistem hakimdir.

Teknolojinin gelişmesi ile her türlü imalat sanayiine de el atmışlardır. Temel birimi ise kişidir, insandır. Bu köylerde yaşayan insanların temel felsefesi de "herkesin yapabildiği kadar, herkese ihtiyacı olan kadar" sözüyle açıklanabilir. Ülke nüfusunun %2.7'si buralarda yaşar. Esas amacı enstitüler kurup aynı zamanda tohum üreterek dünya piyasalarına sunan devlet destekli bir kurum. Kibbutz!..

Sebze tohumu, İsrail ve Hibrit tohum
Her yıl sebze tohumu ekilme zorunluluğu sebze üretiminde ve bazı bitki türlerinde de (mısır, ayçiçeği) kullanılan hibrit çeşitlerden kaynaklanmaktadır. Hibrit çeşitler iki farklı bitki genotipinin mesela Kemer patlıcanı ile Aydın Siyahı patlıcanının birbiriyle melezlenmesi sonucunda elde edilen melez tohumlardır. Bu iki bitki tipinin melezlenmesiyle elde edilen hibrit tohumlar Kemer patlıcanı ve Aydın Siyahı patlıcan tiplerine göre daha yüksek verimli, kaliteli, sıcak ve soğuğa adaptasyonu yüksek melez tohumlar verirler. Seralarda ve turfanda yetiştiricilikte de bu hibrit tohumlar kullanılır.  

Hibrit ya da melez sebze tohumları  (GDO ) 1920’li yıllarda ilk olarak mısırda başlayan sonra diğer bitkilerde de devam eden bitki ıslahı tekniklerinden biridir. Hibrit çeşitler, üstün vasıflı iki bireyin melezlenmesi ya da biri verimli diğeri hastalıklara dayanıklı bireylerin melezlenmesi sonucunda elde edilmişlerdir. Bazı bitkiler biri çok verimli ve kaliteli diğeri ise zayıf, verimsiz bir genotipin melezlenmesinden çok kaliteli, yüksek verimli hibrit çeşitler geliştirilmiştir.

Tohum firmaları her yıl hibrit tohumları elde etmek için iki ebeveyn bitki arasında melezlemeler yaparlar ve hibrit tohumları elde ederler. Hibrit tohum üretimi oldukça maliyetli bir tohum üretimini gerektirir. Üretimde kullanılan 2 ebeveyn ait bitkiler yetiştirilir ve çiçeklenme döneminde baba hattan alınan çiçek tozları ana hatla melezlenir ve ana hat üzerinde oluşan meyvelerin tohumları alınır, paketlenir ve hibrit tohumlar piyasaya sunulur.

Kısacası Kibbutz, küçük ayrımlar bir yana, bütün değerlerin toplu mülkiyet altında bulunduğu, çalışmanın toplu olarak  örgütlendiği zira labaratuvarlar ve bilimseler çalışmalarıda içine alani bir köydür. Ancak, İsrail toplumu veya halkı için bir model olarak hizmet edebilir .

Türkiye tohumda tamamen dışa bağımlı. Tek kelimeyle tohumun patronu ise İsrail
İsrailli araştırmacıların, genleriyle oynayarak, gül ile limon kokulu domates yetiştirdiğini biliyoruz. İstediğiniz şekle sahip domatesleri bile bulabilirsiniz; çekirdeksiz, kalp şeklinde, salatalık şeklinde, dilimli... Yani genlerle oynama meselesi yüzde yüz doğru. Bu tohumların bir ekimlik olduğunu bilmeyen yok.

Yani İsrail'den bir defa tohum almakla kurtulamıyorsunuz. Bir gram tohumun fiyatı her dönemde bir gram altına denk oldu. Üstelik İsrail tohumunu toprağa bir ektin mi artık isteseniz de yerli tohuma dönemiyorsunuz.

Genetik tohum o toprağa da zarar veriyor. Artık hep bu genetik tohumu kullanmak zorundasınız. 50-70 yıl sonra ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz hale geliyor. Buna en güzel örnek Türkiye'nin patates deposu olan Niğde ve Nevşehir bölgelerinde yetiştirilen patateslerde kanserojen maddeye rastlandığı için artık patates ekimine izin verilmemesidir.

50-70 yıl sonra ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz hale geliyor. Yani İsrail tohumu tek başına satmıyor. Tohum alana hastalığı bedava....

Tohumların içine hastalık yerleştiren İsrail bu sayede zirai ilaç satımını da garanti altına almış oluyor.

Bütün bu acı tabloya rağmen Türkiye'de yabancıların menfaatine çalışan bir patent sistemi işletiliyor.

Ne korkunç. Köylü kendi bahçesinde tohum bırakamayacak. Yoksa uluslararası mahkemede yargılanacak!

Şu anda dünyada İsrail tohumu kullanma yasası çıkartan ilk ülke işgal altındaki Irak'tır. ikinciside biz olacağız.

Bisküvilerde ve kolalı içeceklerde kullanılmasına göz yumduğu GDO'lu mısır yüzünden gencecik kızlarımız yumurtlayamıyor.

Geleceğimizi bitirmeyin, doğa affetmez, dengesiyle oynayanı yok eder; hiç kimse işlediği bu günahlardan muaf olamayacaktır, yabancı tohum (adı İsrail tohumudur) şirketlerinin çıkarı için insanlığı karartmayın!

Yarın bir gün nesli kesilen kızlarımıza oğullarımıza Yahudi Sperm bankalarından insan tohumu aldıracaklar eğer GDO lu tohumlara bugün HAYIR demeliyiz.Yabancı şirketlerden GDO lu tohum almaya dur demeliyiz
Lütfen yabancı şirketlerden GDO'lu tohum almaya dur deyiniz.
OGÜNhaber