Bu şehir Safavi döneminde başkent idi, bu nedenle söz konusu şehirde çok sayıda tarihi eser bulunmaktadır. Nüfus; 1,573,378 (2006 tahmini).
İsfahan, Yontma Taş Devri'ne kadar dayanır. İranlı Medler buraya yerleşince, Aspandana adı altında Medler'in en önemli şehirlerinden biri olmuştur. M.S. 642'de Araplar'ın eline geçti. Selçuklu hanedanı'nın kurucusu Tuğrul Bey de 11. yüzyılın ortalarında İsfahan'ı başkent yaptı. Onun torunu Melikşah yönetiminde kent büyüyüp zenginleşti. Ünlü İsfahan Mescid-i Cuma'sının yapımına bu dönemde başlandı. Selçuklu hanedanının yıkılışından sonra İsfahan gerilemeye başladı. 13. yüzyılda kent, önce Moğollar, ardından da 1387 yılında Timur tarafından yağmalandı ve bir çok insan katledildi. Coğrafi konumunun sonucu olarak, İsfahan özellikle Safeviler altında tekrar gelişmeye başladı. Şah I. Abbas İsfahan'ı başkent yaptı ve 17. yüzyılın en büyük ve en güzel kentlerinden biri olarak yeniden inşa etti (1598). O dönemde bir çok park, kütüphane ve cami inşa edildi. 1722'de Gılzailer (Peştunlar) uzun bir kuşatmanın ardından şehri ele geçirdi. Uzun yıllar bir harabe görünümünde kalan İsfahan'ın nüfusu da iyice azaldı. Rıza Şah Pehlevi döneminde (1925-1941) yeniden imarına başlanan kentte bir sanayi bölgesi oluşturuldu ve tarihsel yapıların birçoğu onarıldı.
İsfahan yemekleri arasında, “beryan” adı verilen ve koyun eti ve ciğerden yapılan bir kebap oldukça meşhur. İnce kıyılmış et parçaları tavada pişirilip, yine yöresel ekmekle servis ediliyor.
Fesenjan denilen bir tür güveç temeği de yine çok tüketilenler arasında yer alıyor.
Yerfıstığı ile nar pekmezi soslu olarak; tavuk, ördek, kuzu ya da dana eti ile yapılıyor Fesenjan ve pirinç pilavı eşliğinde sunuluyor
CHELO KEBAP
Chelo kebap pilav ile birlikte servis edilen bir kebap çeşidi. Sığır eti veya koyun etinden yapılıyor. Pilav daha çok basmati pirinçle hazırlanıyor ve safranlı oluyor. Her ne kadar günümüzde uygulanmasa da kebap geleneksel olarak pilavın üzerine çiğ yumurta sarısı kırılarak servis ediliyormuş.