Câlût

Yahudi ve Hristiyan kaynaklarında
Tanah ve Eski Ahit'e göre Antik Filistin şehri Gat'tandır. 1. Samuel 17 bölümüne göre Antik Filistinliler, İsrail Kralı Şaul (İslam'da Tâlût) ile savaş halindeydiler ve Câlût her gün İsrail askerlerini düelloya davet ediyordu. Sadece Davud Câlût'a meydan okumaya cesaret edebildi ve onu sapanıyla yendi. Yenilmez savaşçılarını kaybeden Filistinlilerin cesareti kırıldı ve kaçtılar. Devin kolları tapınağa konuldu.

Davud'un halk tarafından çok sevilmesi, adına maniler dizilmesi Şaul'u endişelendirmeye başladı.(1. Samuel, 18) Halkın Davud'u kral yapmak istediğini düşünmeye başladı ve onu öldürmeye karar verdi. Davud Şaul'dan kaçarken Câlût'un kılıcını yanına aldı.

Tanah ve Eski Ahit'teki bir başka bölümde (2. Samuel 21: 18-22) Beytüllahimli Yareoregim'in oğlu Elhanan'ın Golyat'ı öldürdüğü söylenir. Akademisyenlerce bunun bir elle kopyalama hatası olabileceği düşünülür zira paralel başka bir bölümde "Elhanan, Gatlı Golyat'ın kardeşi Lahmi'yi öldürdü," denir.

İslam'da
Bakara Sûresi'nde (249-251) Davud ve Câlût'dan kısaca bahsedilir. Câlût'un kafir bir kavimden olduğu, Davud tarafından öldürüldüğü ve Allah'ın Davud'a hükümdarlık bahşettiği söylenir.

Câlût'un boyu
Câlût'un boyu tarih boyunca çeşitli yazar ve çevirmenler tarafından gitgide büyütülmekle birlikte; eldeki en eski belgeler olan Ölü Deniz Tomarları'nda, 1. yüzyıl tarihçilerinden Josephus'un kayıtlarında ve 4. yüzyıl Septuaginta'sında (Yunanca Eski Ahit) "4 dirsek (kübit) ve bir karış (span)" olarak verilir. Yaklaşık olarak 2,05 metreye denk gelen bu boy günümüz standartlarına göre devasa olmamakla birlikte Câlût çağdaşlarından yaklaşık %30 daha uzundu. Daha sonraki dönem belgelerde 6 dirsek ve 1 karış olduğundan bahsedilir ki bu da yaklaşık 3 metreye denk gelir

1- Savaşmak üzere ordularını bir araya getiren Filistliler (İsrail’in en büyük düşmanları) Yahuda’nın Soko Kenti’nde toplandılar.
2- Saul ile İsrailliler de toplandılar. Ela Vadisi’nde ordugah kurup Filistliler’e karşı savaş düzeni aldılar.
3- Filistliler tepenin bir yanında, İsrailliler de karşı tepede yerlerini aldılar. Aralarında vadi vardı.
4- Filist ordugahından Gatlı Golyat adında usta bir dövüşçü ortaya çıktı. Boyu üç metrenin üzerindeydi.
5- Başına tunç miğfer takmış, pullu bir zırh kuşanmıştı. Tunç zırhın ağırlığı altmış kiloydu.
6- Baldırları zırhlar ile korunmuştu. Omuzları arasında tunç bir pala asılıydı.
7- Mızrağının sapı dokumacı tezgahının sırığı gibiydi. Mızrağın demir başının ağırlığı yedi kiloydu. Golyat’ın önü sıra kalkanını taşıyan bir adam yürüyordu.
8- Golyat durup İsrail ordusuna, ‘Neden savaş düzeni aldınız?’diye haykırdı, ‘Ben Filistliyim. Siz ise Saul’un kölelerisiniz. Aranızdan karşıma çıkacak biri seçin.
9- Dövüşte beni yenip öldürebilirse, biz sizin köleniz oluruz. Ama ben üstün gelip onu yok edebilirsem, siz bizim kölemiz olur, bize kulluk edersiniz.’
10- Filistli Golyat konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Bugün İsrail ordusuna meydan okuyorum! Benim ile dövüşecek birini çıkarın karşıma!’
11- Filistli’nin bu sözlerini duyunca, Saul da İsrailliler de çok korkup dehşet içinde kaldılar.

Golyat, İsrail’e alay ederek meydan okurken, Davut savaşın yapıldığı bölgeden uzak bir yerde huzur içinde babasının sürülerini güdüyor, Tanrı’nın Sözü üzerinde düşünüyor, lirini çalıyor ve Rabbe şarkılar söylüyordu. Ama Davut’un İsrail ordusunda asker olan üç ağabeyi vardı. Davut’un babası bir gün Davut’un yanına geldi ve şöyle dedi: “Git ve ordugahtaki ağabeylerini ziyaret et ve ne durumda olduklarını öğrenerek bana haber getir.” Davut böylece koyunlarını bir başka çobana bıraktı ve sabah erkenden kalkarak ordugaha doğru yola çıktı.

Davut ağabeylerini selamlar ve onlar ile konuşurken, Filistlilerin usta dövüşçüsü Golyat, Filist cephesinden ileri çıkarak son kırk günden beri yaptığı gibi yine İsrail askerlerini tehdit etti. İsrailli askerler Golyat’ı görünce büyük korku ile önünden kaçıştılar. Sonra biri Davut’a şöyle dedi: ‘Bu adamı görüyor musun? Bize meydan okuyup duruyor. Kral Saul onu öldürene, büyük bir armağanın yanı sıra kızını da verecek. Babasının ailesini de İsrail’e vergi ödemekten muaf tutacak.’

Bu sözleri duyan Davut şöyle dedi: “Bu sünnetsiz Filistli kim oluyor da, yaşayan Tanrı’nın ordusuna meydan okuyor?” Davut’un söylediklerini duyan ağabeyi Davut’a kızdı ve ona şöyle dedi: “Senin ne işin var burada? Çöldeki üç beş koyunu kime bıraktın? Buraya neden geldiğini biliyorum. Sadece savaşı görmeye geldin.” Ancak İsraili askerlerden biri Davut’un dev Golyat ile ilgili söylediklerini duymuştu. Kral Saul’a gitti ve Davut’un söylediklerini iletti. Sonra Saul, Davut’u çağırttı ve ona sorular sordu.
OGÜNhaber