Yüz yıl önce bir gün.
Birinci Dünya Savaşı bitip, Almanlarla birlikte yenik sayılan Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında Mondros (Ateşkes Anlaşması) Mütarekesi'nin ardından İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan vb, leş kargaları gibi topraklarımıza, şehirlerimize üşüşmeye, işgallere başlamışlardı.
İşgal ettikleri yerlerde pervasız, arsız, vicdansız işlere girişen işgal güçlerine karşı pek çok şehir gibi Kastamonu'dan da çok sert isyan ve itiraz sesleri yükseliyordu.
Değişik cemiyetlere bağlı ve başı üst düzey bürokrat ve şehrin ileri gelenlerinin eşlerinin, kızlarının çektiği Kastamonulu hanımlar, vahşetleri protesto etmek üzere miting yapmaya karar vermişler ve öncelikle bir tertip komitesi kurmuşlardı.
"Bu komitede şu kişiler görev almıştır:
Zekiye Hanım, Kâmuran Hanım, Saime Hanım, Bedriye Hanım, Münire Hanım, Refika Hanım, Neyyire Hanım.
10 Aralık 1919 günü, üç binden ziyade kadın, Kız Öğretmen Okulu'nun bahçesinde toplanmış, işgalleri, vahşetleri ve yapılan haksızlıkları şiddetle protesto etmiştir.
Mitingde Zekiye Hanım, Kız Öğretmen Okulu Müdiresi Hikmet Hanım ve yardımcısı İclâl Hanım ile Miralay Osman Bey'in kızı Refika Hanım birer konuşma yapmışlardır. Gazetelerdeki yer darlığından sadece Zekiye Hanım'ın konuşması yayınlanmış, diğer hanımlardan ise özür dilenmiştir.
Zekiye Hanım, 'İşgalleri ve haksızlıkları şiddetle kınamış ve evlatlarımızın, kardeşlerimizin kanıyla suladığımız yurtlarımızın işgaline, kardeşlerimizin felaketine susmayacağız' demiştir.
Haksızlıklara son vermek için, İtilâf Devletlerinin kadınlarına başvuracaklarını söyledikten sonra; "Eğer onlar da hakkımızı teslim etmezlerse, evlâtlarımızın kanlarına kendi kanlarımızı karıştırarak erkeklerimizle bir safta, dinimiz ve istiklâlimiz için ölecek; haksızlara, zalimlere tarihin lânetlerini terk ederek şehâmetle öleceğiz", demiştir.
Mitingde alınan karar gereği, ABD Başkanı Wilson ile Fransa Cumhurbaşkanı Poincare'nin eşleri ile İngiltere ve İtalya Kraliçelerine ve Hindistan İmparatoriçesine telgraflar çekilerek işgaller protesto edilmiş ve düşmanların ülkemizi derhal terk etmeleri istenmiştir."
(Mustafa Eski)
İlginçtir, o dönem Kastamonu şehir nüfusu yirmi bin civarıdır.
Yarı nüfusun kadın olduğunu, bu kadın nüfusunun da en az yarısının yaşlı ve küçük çocuk olduğunu varsayarsak, şehirde yaşayan tüm kadın nüfusunun üçte ikisinin bu mitinge katılmış olacağı görülür.
Yüz yıl sonra bugün, o günü anıyor, anmak istiyorsak şayet, yeryüzünde herhangi bir zulmü lanetlemeden o günü anmak olmaz…
Uygur Türkünü işgale, soykırıma tabi tutan Çin'e…
Filistin Müslümanlarını işgal ve esarete mahkum etmek isteyen İsrail'e,
Arakan Müslümanlarını soykırıma tabi tutan Myanmar Budistlerine,
Suriye'de milyonu aşan ölümlere sebep olan Rus, ABD, İran, Fransız, İngiliz zalimlerine,
Mısır'ı darbe ve darbeciler eliyle işgal eden, meşru yöneticileri, masum, mazlum halkı zindanlara, idamlara mahkûm eden İngiliz-Amerikan ittifakına,
Venezüella, Peru, Brezilya, Afganistan vb. dünyanın pek çok yerini cehenneme çeviren ve kendilerini dünyadan büyük sayan beşli çeteye karşı bir söz söylemeyeceksek, söyleyemeyeceksek, bırakalım anmaları.
Yüz yıl önceki kadınlarımızın yüreğinden, imanından, azminden, basiretinden, cesaretinden bir eser taşımıyorsak, susmak yaraşır bize.
Ama gönül ister ki, yüz yıl önceki analarımızın yazdığı destansı duruş tekrar etsin.
10 Aralık günü Kastamonu Cumhuriyet Meydanı'na yirmi bin kadın toplanıp Çin'in Uygur Türklerine yaptığı zulmü lanetleyelim mi, var mısınız?
Sosyal medyadan değil, Cumhuriyet Meydanı'ndan haykıralım…!