Şehit üzerinden pirim yapmanın bin yolu varsa binine de ayak basmaktan, o yolda yürümekten haya ederim, ar ederim..
Kırk yıldır, her şehid haberinden sonra terör kadar, teröristler kadar can yakan siyasal ve sosyal mesajlar okuduk, dinledik..
"Beceremediniz, bitiremediniz, sizin yüzünüzden vs vs.."
Medyamızın ruhsuz, şuursuz, karanlık, kasvetli manşetleri; 'kara haber', 'acı haber' 'ateş düştü', 'yürekler yandı' ve daha nice manşet..
Şehadeti sıradanlaştırmak için atılmış gibi, giden yiğitler boş yere gitmişler gibi, milletimizin şehadet algısı, imanı boş bir avuntuymuş gibi, yalanmış gibi..
Acıyı paylaşmak, azaltmak bir yana katlayacak manşetler, yorumlar.
Oraya buraya yersiz sataşmalar..
Teröristi mutlu etmekten başka hiç bir işe yaramayan, hiç bir hayrı, faydası olmayan, sadra şifa, yaraya merhem olmayan çığırtkanlıklar..
İki gece önce, mübarek Berat Kandili gecesi dört kardeşimiz daha terörist saldırısında can verdi, şehit oldu.
Yüceldiler. Sonsuzluk şerbetini içtiler. Şehadet makamına, Peygamber komşuluğuna, ölümsüzlüğe terfi ettiler, Cennete tayin oldular.
Ne saadet, ne şeref.
Şehit için üzülmek te tuhaf. Rabbimizin ve Peygamberimizin övdüğü bir makama yükselene neden üzülürüz ki?
Kalan için üzülmeli insan.
Şehadete eremeyen, o şerefli makama uçamayana, kendimize üzülmeli değil miyiz?
Belki şehidin geride bıraktıkları için üzülmek yerindedir.
Yüreği yanan analar, bababar, eşler, bacılar, yetimler için bir nebze üzülmeli insan. Onların kazandıkları şereflerle övünme hakkımız var mı bilemiyorum ama üzülmeye hakkımız var.
Cennete adam yetiştiren topraklarda yaşamaktan gurur duymaya hakkımız var mı bilemiyorum ama elbette şükür borcumuz var.
Anadolu.. Bin yıldır İslam yurdu. Müminler yurdu.
İlimle, amelle, ahlakla, aklıyla, kalbiyle Allaha adanmış insanların yurdu.
Alimler, arifler, veliler, gaziler, şehidler yetiştiren,
Yaşadığı yeri Cennete çeviren, göçüp gittiğinde Cennete giden insanlar yetiştirilen topraklar.
Şehid kokan, gaza kokan, ilim, irfan, ahlak kokan şehid kokan topraklar.
Bu topraklardan Cennet kokusu eksilmez, Rabbim eksiltmez...
Şehidlerin ardından ülkeyi saran şehadet kokusunu, Cennet kokusunu içimize kana kana çekmek varken teröriste, katile en ufak zararı dokunmayacak beylik laflar ettikten iki sonra yine gündelik hayatın akışında sürüklenip gideceksek, biraz muhasebeye ihtiyacımız var demektir, silkelenmeye, titreyip kendimize gelmeye ihtiyacımız var demektir.
Vatan beylik laflarla kurulmaz ve korunmaz.
Vatana, millete hizmet beylik laflarla olmaz.
Dili, çenesi değil sessizce eli, bileği, yüreği, beyni çalışanlar hizmet edebilir vatana..
Caka satanlara güvenmem, çok şeyler daha satabilirler.
Hizmet edenin görünmek ve görülmek gibi derdi olmaz asla.
Görünme derdi telaşı olanınsa hizmet etmek gibi bir derdi olabilimez gibime geliyor.
Türkiye Irak sınır bölgesindeki çatışmada şehit olan dört yiğit vatan evladımızın şehadetlerini tebrik ediyorum, mübarek olsun.
Irak sınır bölgesi vurgusu yapanların bir kısmının bizim orada ne işimiz vardı da gittik ve bu dört evladımızı şehit verdik mesajı vermeye, ordumuzun Irak, Suriye topraklarından çekilmesi gerektiğini dolaylı yoldan söylemeye çalışanlar olduğuna da
inanıyorum.
Böyle bir grup var.
ABD askerinin ülkemizde, sınır bölgelerimizde, komşu ülkelerimizde, hasılı dünyanın her köşesinde neden var olduğunu anlayamayan embesillere diyeceğim yok. Fakat biz sınırımızın ötelerinde olamazsak terör ülkemizin sadece doğusunda değil, her ilinde, her köşesinde, bucağında başımıza bela olmaya devam eder.
Türkiye güneye doğru indikçe terör saldırıları çok çok azaldı, neden?
Son iki yıldır terörle mücadele tarihimizin altın sayfalarıdır desek yeridir.
Binlerce teröristi etkisiz hale getirmişiz ama kayıplarımız eskiye nazaran yok denecek kadar az hamdolsun.. Elbette her bir kayıp çok büyüktür.. Çünkü kaybolan insandır, hayattır..
Fakat kırk yıldır neredeyse her gün onlarca evladımız şehit olurken artık yıl boyunca verdiğimiz şehit sayısı onlara düşürülmüşse bu başarını nedenlerini farketmeli, bu yolda mesai harcayanlara lanet okumaktan vazgeçip dua etmeyi de denemeliyiz..