Onları sürekli kutlamalıyız, ne kadar hediyeler alsak, dünyayı önlerine sersek az bile.
Sırdaşımız, dostumuz, en yakın arkadaşımız en güvenli limanımız her şeyimiz onlar bizim. Bizim bugün olduğumuz kişi olmamızın en büyük etkenleri...
Küçüklüğümü hatırlıyorum. Ne zaman başıma bir olay gelse annem oradaydı. Kötü bir şey yaşadığımda haberi olmasa bile içine doğmuş gibi yanımda biterdi. Okul çıkışı canım bir şey çekse eve gittiğimde o yemeği bulurdum. Saf sevgiyi, hayatın iyi taraflarını hep ondan öğrendim.
Doğruyu, merhameti, hakkaniyeti, doğru ve güzel bir insan olmayı, vicdanı ondan öğrendim.
Kaç yaşına geldim, hala evde kalan yemeğin sonunu canı çekse de yemez benim yemem için bırakır. Ben de o yesin diye bırakırım. Bozulana kadar durur orda.
Bir süre sonra şu duyguya kapılıyor insan 'Ben onun için yaşıyorum!'. O da aynını düşünür 'Ben onun için yaşıyorum!' der.
Bazı anneler gösterir, bazıları gösteremez. Dünya hali, günün sonunda kimimiz var ki birbirimizden başka?
Mutlu bir haber aldığımızda ilk aradığımız insandır o. Kötü haberi söylemekten ilk kaçtığımız, sırf o üzülmesin diye.
Canından bir parçasındır sen onun. Nasıl kıyabilir ki sana? Senin de parçası olduğun bir bedenden ve ruhtan cayamayacağın gibi.
Hayat akıp geçiyor dostlarım. Bugün olan yarın olmayabilir. Zamanın, anın kıymetini bilmemiz gerekiyor.
Her fırsatta bu sevginin tadını çıkartın. Onu sevdiğinizi söylemekten asla çekinmeyin. Onu mutlu etmenin vermiş olduğu mutluluğa paha biçilebilir mi? Güzel anılar biriktirin bol bol. İleride pişman olmayacağınız bir ilişkiniz olsun. Bu saf sevgiyi keşkelerle mahvetmeyin.
Ben babamı kaybettiğimde çok keşke bıraktım arkamda. Acısı büyük oluyor. Siz keşkeler değil iyikiler bırakın arkanızda.
Bütün annelerin, anneler gününü bütün içten dileklerimle kutluyorum.
İyi ki varsınız.
İyi ki yanımızdasınız.
Allah sizi başımızdan eksik etmesin.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Hoşça kalın...