Siyasetin iki yüzü

Geçen sayımızda gazetemize özel açıklamada bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki seçimlerin Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi olacağını söyleyerek, bir oyun bile çok önemli olduğunu belirtmişti.

Tamamen katılıyorum… Önümüzdeki seçimler geçmiş seçimlere nazaran daha da önemlidir. Sebebine gelince, yeni meclis yeni anayasayı hazırlayacak.
Aynı şekilde muhalefet partileri de bu seçimlerin bu güne kadar ki tüm seçimlerden daha fazla önemli olduğu beyanatlarını veriyorlar.

İlk defa muhalefet partileri ile iktidar partisinin ağzından aynı düşüncelerin çıktığına şahidim. İktidar ile muhalefetin beyanatları aynı, nedenleri ise birbirinden tamamen farklı…

İktidar önümüzdeki mecliste tam yetki ile yeni anayasayı oluşturmayı planlarken, muhalefet ise yeni mecliste iktidarın yeni anayasayı yapmasının önüne engeller koymanın hesaplarını yapıyor.
İktidar partisine karşıt olmayı seçimlerden nağmağlup çıkmasını engellemek istemesini demokrasinin bir meyvesi olarak görebiliriz.

Yine muhalefet, iktidarın, iktidar da muhalefetin yönetim anlayışını ve siyasi vizyon ile misyonunu yanlış bularak, eleştirme davranışında bulunması da doğaldır. Bu siyasetin bir gereğidir.

Lakin bir siyasi partiyi seçimler veya değişik Bizans oyunlarıyla geçmişte denendiği gibi iktidardan uzaklaştırmak için planların içerisine girerse, bu tavrı demokrasinin yanlış kullanılması olarak değerlendirilir.

Bu tarz girişimlerin tekrar edilmesinden halkımızın ciddi anlamda rahatsız olduğunun farkına siyasilerin varamadıkları da gözlemleniyor.

Pos modern darbe rüzgarı estirenler şu anda bu rüzgarın etkisi ile sallanıp duruyorlar.
Son günlerde medya’yı tüm siyasiler seçim malzemesi olarak kullanıyorlar. Basın’a saldırı, basın özgür değil vs. vs. Basın özgürlüğü geçmişte ne kadar özgürse bu gün de o kadar özgür hatta ondan da daha özgür diyebiliriz. Bir kısım medya istediğine istediği gibi çamur at izi kalsın diyerek manşetlerinde yazıp, çiziyorlar. Bence basın’ın kişilere saldırı yapabilecek özgürlüklerinin kısıtlanmasının gerekli olduğunun bilincine varmalıyız. İster iktidar yanlısı ister muhalefet taraftarı olsun tüm gazetecilerin özgürlükleri yeniden gözden geçirilmelidir.
Saldırı ve kin ile nefrete dayalı bir gazetecilik olur mu? Kamu yararı gözetmek gibi siyasi bir misyonu görev olarak üstlenen basın neden asli görevini yapmıyor??

Bir basın mensubu olarak mesleğimize yakışmayan davranışları kabullenmemiz hoş olmadığı gibi mesleğimize ve onurumuza hakaret ederek, bizi hiçe sayanları da görmezden gelmemiz düşünülemez…

İnsanlara ve özellikle ülkesine siyaset yoluyla hizmet etmek için kendilerini adayan insanlara, ben bir vatandaş bir gazeteci olarak saygı gösteriyorsam, aynı saygı ve özveriyi siyasilerden de beklerim.

Genel seçim hem iktidar için hem de muhalefet liderleri için ne kadar önemli ise ben ve ailem için de o kadar önemlidir düşüncesiyle hareket ederek, oyumuzun ne kadar değerli olduğunun farkına varalım.





OGÜNhaber