Buna da biz 'zorunlu dürüstlük sistemi' diyoruz. Bugünkü ise 'zorunlu bozulma sistemi'dir'' Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Yerel seçimler öncesi köşe yazarları ile buluştuğunda bu sözleri söylemişti... Fırtınalarla geçen hayatında onlarca belki yüzlerce kez atlattığı ölüme, karlı bir günde yakalanarak hakkın rahmetine kavuşan, lise çağlarında tanıştığım Muhsin Yazıcıoğlu ile gazeteci kimliğimle 2007 yılının Mayıs ayında bir röportaj yapmıştım.
Küçük yaşlarda onun kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren, kimi zamanda ağlatan 12 Eylül öncesi hatıraları ile büyüyen onun siyasi görüşüne her zaman saygı duyan ben,hayatımdaki en güzel mesleki hatıramı o gün Muhsin başkanın sade gösterişten uzak makam odasında yaşamıştım.
Yapmış olduğumuz görüşmeye beraber gittiğimiz Demokrat Parti eski Milletvekillerinden duayen yazarımız ve büyüğümüz Yılmaz Hastürk ağabeyim ile uzun yıllardır tanışan Muhsin Yazıcıoğlu, bana, Mehmet Akif ile Necip Fazıl'dan bazı mısraları gözümün içine bakarak gülümser bir bakışla fısıldamıştı.
Siyaset üstü lider olduğunu siyasi konuşmayarak bizlere hissettirmiş ve parti genel merkez kapısının da gönül kapısının da bizlere 365 gün 24 saat açık olduğunun sinyallerini vermişti.
Ankara'dan İstanbul'a gelmiş ve yaptığımız görüşmeden çıkan bilgileri manşet bir haber olarak gazetemizin birinci sayfasında yayınlamıştık.
Gazetemizin yayınlanmasının ardından beni telefonla arayan Muhsin Yazıcıoğlu, yapılan görüşmeyi bir ayna misali bire bir habere dönüştürmemden dolayı bana teşekkür etmişti.
Aradan yıllar geçti ve mesleğimin onuruna zarar veren bazı kişilerle sorun yaşadığım anda benimle irtibata geçerek, durum hakkında bilgi almış ve bana bir büyük olarak tavsiyelerde bulunmuştu.
Siyasete 14 yaşında giren ve büyük kirliliklerin yaşandığı bir ortamda tertemiz durmayı başarabilen Muhsin Yazıcıoğlu, peygamber efendimizin, ay sonuna rast gelen Çarşamba günü sefere çıkmayın hadisini, ispatlar nitelikte yaşanan talihsiz kaza ile aramızdan ayrıldı.
Bu ayrılığa tüm yurdumuzda ve Türkî cumhuriyetlerinde ağıtlar yakıldı.
Bizim evde kayıp olduğu günlerde bulunması, bulunduktan sonra da cenazesi kaldırılana kadar ve kaldırıldıktan sonra da hesap verdiği gün içinde hep kuran okundu ve dualar edildi.
Muhsin başkan ahde vefa'yı bilen bir kişiliğeve dürüst bir duruşa sahipti. Yerel seçimler öncesi Hakk'ın rahmetine kavuştu.
İstanbul'da bir ilçe belediyesinde ismi bende saklı partililer tarafından Muhsin Yazıcıoğlu'nun cenazesinin kaldırılmasından bir gün önce seçimi kazanmaları dolayısıyla eğlence düzenlendiğinin haberini aldım ve hatta bir partili beni eğlencelerine bile davet etme küstahlığını gösterdi. Acaba gerçekten de öylemi acaba diyerek cep telefonumdan basın danışmanını aradım ve eğlencenin gerçek olup olmadığını sorduğumda, ''evet eğlence var'' cevabını aldığımda çok üzüldüm.
Davullu zurnalı eğlenceyi bırakın halaylar çekilmiş ve karşılıklı göbekler atılmış. İşte gençlik işte siyaset diyerek olaya üzüldüm ve başladım incelemeye başka belediyelerde de bu eğlenceler yapılıyor mu diyerek ama başka belediyelerde bu organizasyon Yazıcıoğlu'na saygı adına yapılmamış.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun cenazesinin kılınmasının arifesinde karşılıklı göbek atan sizler, ''Muhsin başkan sağ olsaydı sizin saygısızlığınıza bile saygı duyardı''
CRA 04.Nisan.2009 Cumartesi - 17:43:00