Lakin güzel ülkemin insanlarının ve özellikle siyasilerin tek vücut olması gerekirken, Yahudi’den daha Yahudi bir şekilde Başbakanımıza karşı saldırılarına hız kesmeden devam etmelerine gerçekten hem şaşırdım, hem de üzüldüm. Kesinlikle muhalefet iç siyaset ile dış siyaseti birbirine karıştırıyor ve içte sahneledikleri siyasi oyunların dışarıdaki oyunlardan daha önemli olduğunu düşünüyorlar.
Sorun Türkiye değil, Erdoğan diyerek konuşan Lieberman’ın CHP liderini sorun olarak görmesi zaten beklenemezdi. Ülkemizde sizin misyon ve vizyonunuzun temsilcisi olan derneklerin hangi siyasilerle kol kola girerek şarkılar söylediklerini ve kırmızı şarap dolu kadehleri yudumladıklarını biz çok iyi biliyoruz.
Firavun’u atlattık, bunlar bize vızz gelir diyerek yaptıkları katliamı doğal bir süreç olarak gören Lieberman, Kaddafi ve Hugo Chavez'den büyük taş düşsün başınıza inşallah…
Tüm dünya ülkeleri ile sıcak ilişkiler kurmayı başaran ve Osmanlının torunları yeniden adalet getirecek düşüncelerinin Ortadoğu da hafızalara kazınmasını sağlayan Ak Parti hükümetine bu çalışmalarında destek olmayanların hatalarından acilen dönmesinin gerekli olduğu gözlemleniyor.
İnsanların katledilmesine ve insanlık suçu işlenmesine seyirci kalmamanın suç olduğunu savunanlar gerçekten sapla samanı karıştırıyorlar.
Elimiz, kolumuz ve dilimiz katliama kayıtsız kalamaz diyerek dik duruş sergileyen Başbakanımıza destek olmak ve yapılan katliamlara seyirci kalmamamız bir vatandaşlık görevinden çok insanlık görevimizdir.
Sorun geçmişte olduğu gibi bu günde İsrail’dir. Başbakanımız yalnız bırakılırsa yarında İsrail sorun olmaya devam edecektir.
Mr. Avigdor Lieberman aklınızı başınıza alınız…