Anayasa’daki değişim rüzgârları sürecinde oluşan fırtına öncesi sessizlik herkes ile herkesimi tamamen geriyor. Bu gerginliğin esas sebebi ise Ak Parti hükümetine anayasa taslağı konusunda siyasi rakiplerinin destek vermek yerine köstek olmak için birbirleriyle yarışmasından kaynaklanıyor.
Köstek olma yarışı ise ülkemiz siyasetinde normal karşılanırken, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) bölücü emellerine destek olmadığı için Ak Parti’ye karşı olma davranışı yakışıksız olarak yorumlanıyor.
En son mecliste yaptıkları konuşma ile Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in bile sabrını taşıranların bu hareketleri vatandaşın sinirlerinin tavan yapmasına neden olduğu da hissediliyor.
Anayasa sınavından meclisin uzlaşı ile çıkmasını hepimiz isterdik. Çünkü yapılacak uzlaşı ile Anayasa meclisten güle oynaya çıkabilirdi ve gerilmezdik. Tabi burada CHP’nin taktiklerinin bu uzlaşı zeminini baltaladığı gerçeği de unutulmamalıdır. Ortaya bir başarısızlık durumu çıkarsa, bence bu Ak Partinin değil, meclisin başarısızlık karnesi olacaktır. Tarihi fırsat kaçırılmış olması ise ülkemize kalıcı zararlar verecektir.
Ama ne olursa, olsun bu süreçte iktidar, iktidar’a yakışır, muhalefet’te, muhalefete yakışır davranışlar içerisinde olmasının gerekli olduğu unutulmamalıdır. Anayasa’nın görüşüldüğü oturumlarda milletvekilleri tarafından Anayasa’nın çiğnenmesi ise vatandaşlar tarafından şaşkınlıkla izleniyor. Partilerin süreci boykot etmesi ile oy hesaplarının en ön planda tutulması gibi…
Bu süreçten Ak Parti mi alnının akıyla çıkacak? Yoksa muhalefet mi? bilinmez ama bu süreçten halkın kazanması ve kamunun zarar görmemesinin sağlanması olmazsa olmazlardandır.