Aynı gün sabah saatlerinde 3 şüpheli, Beyoğlu’nda yakalanmasa idi 2 fitil ateşlemeli basınç etkili el yapımı patlayıcı ile orada kan dökülecek ve bu katliamın faturası da devletimiz ile milliyetçi kesime kesilecekti.
Bundan tam tamına 8 yıl önce bir Türk'e ve bir Türk gazetecisine yakışır şekilde bilgisayarın başına oturarak meslektaşım olan Hrant Dink ile ilgili kınama yazımı kaleme almıştım.
Chamaeleonidae familyasından duygularına göre renk değiştiren bukalemunlar gibi ‘Hepimiz Ermeniyiz’ afişi ve sloganlarıyla Türklüğümü bir kenara bırakıp kanıma yakışmayan bir şekle sokmadım kendimi…
HDP Örgütü, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i anmak için yürüyüş yaptı. Ergenekon Caddesi'nin isminin Hrant Dink Caddesi olarak değiştirilmesi için imza kampanyası başlatan grup, tabelanın üzerine Hrant Dink Caddesi yazılı etiket yapıştırdı. Aferin size bir siz kalmıştınız Ermeni olmayan diyeceğim ama sizin lideriniz zaten ermeni idi.
Bir türlü ‘Türk’ olmayan ama hemen ‘Ermeni’ olabilenlerin sürü haline dönüşmesiyle bu sene de Dink ailesi ile gerçek sevenlerinin reklam kokmadan sade bir şekilde Hrant Dink’i anlamaları engellendi.
Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, oğlu Arat Dink, kardeşi Orhan Dink’in bu gündeki acılarını samimi bir şekilde paylaşmak için orada olan siyasi bir rant için orada bulunmayan, bölücü terör örgütü sempatizanları olmayan, ülkede kaos çıkarmak için karmaşa ile kargaşa ortamı yaratmak sevdası gütmeyen tüm samimi insanları din’i, dil’i, ırk’ı, mezhep’i, tarikatı, görüşü, cinsiyeti ne olursa olsun bukalemun diye tabir ettiğim insanlardan ayrı tutuyorum.
Vatanımız toprağıyla, milletiyle, tarihiyle ve geleceğiyle bir bütündür. Aziz milletimizin bayrağındaki kırmızıda Türk'ün, Kürt'ün, Laz'ın, Çerkez'in, Boşnak'ın, Azeri'nin, Gürcü'nün, Arap'ın renklerini görmek mümkün olduğu gibi azda olsa Ermeni rengi de bulunmaktadır.
Bir Ermeni Türk katliamına katıldı diyerek tüm Ermenileri katil diye adlandıramayacağımız gibi Bir Ermeni bayrağımız için kanını döktü diye tüm Ermenileri yiğit olarak değerlendiremeyiz.
Meslektaşımız Hrant Dink'in katledilmesinin altında yatan tahrikler ile provokasyonların farkına varmalıyız.
Hrant Dink'i önce bir insan olarak değerlendirmeli ve yapılan silahlı saldırıyı kınamayı kendimize bir insanlık görevi olarak görmeliyiz. Lakin hemen ermeni olmadan bunu yapmalı, meslektaşımız Dink’i siyasi bir amaç ve karmaşa çıkarmak için araç olarak kullanmamalı ve kullandırmamalıyız.
Esasında, ‘Hepimiz Ermeniyiz’ sesleri çıkaran Şişli’deki Agos Gazetesinde bulunan sözde Türklere yani bukalemunlara çok sert bir yazı kaleme alma arzusundaydım. Fakat Dink ailesinin tepkimi kendilerine yapılmış olarak kabul edilip, üzüleceğinden bu yazımı yazdığım gibi delete yapmam aynı zamana denk geldi.
8 yıl önce dış güçlerin düğmeye basması ile yaşanan infazın ardından ülkemizde kendini bilmez bir sürü kişi aniden Hrant oldu.
Hadi bunu kabul ettik kardeşim neden ermeni olmak için birbirinizle yarıştınız
Ülkemizi, devletimizi, önemli değerlerimizi hedef alarak ağır konuşmalar yapan tüm Hrant'ları (Hrant Dink hariç) ve tüm Ermenileri (Ülkemin kanunlarına saldırmayan Ermeniler hariç) kınıyorum.
Ermenileri ve sempatizanlarını kutluyorum. Ne güzel malzeme yaptınız meslektaşım Hrant Dink'in bedenini...
Hiç kimsenin hele hele Gazeteci, Düşünür ve Fikir adamlarının öldürülmesine hep karşı durdum. Bu olay karşısında da üzüldüm. Ama Hrant'ı devlet veya milliyetçiler değil bence şu an meydanlarda ellerine 301 pankartları alarak, ''hepimiz Hrant'ız ve hepimiz Ermeni'yiz.'' diyen provokatör kişiler yaptıkları tahriklerle öldürdüler diye düşünüyorum.
Ve son noktayı koyuyorum bugün Ermeni asıllı Gazeteci Hrant Dink yarın biz belli mi olur. Ama benim başıma böyle bir şey gelirse inanıyorum ki! Hiçbir ermeni olayı kınasalar bile Türk olmayacaklar ve bizde
Müslüman'ız bizde Ferhat'ız diye meydanlarda bağırmayacaklardır.
Onun için ben meydanlarda bağıranlar gibi Ermeni değilim. Hrant'ın öldürülmesine üzülen ve bu duygusunda da samimi olan bir Türk'üm...