Trafiğe çıkan araç sayısında yaşanan artış ise petrolün maliyetini de beraberinde getirmiştir. Fakat fosil yakıtların gelecek zamanda bitecek olması tüm ülkelerde olduğu gibi bizde de elektrikli araçlara yatırım yapmamıza neden olmuştur.
Günümüzün en değerli araçlarından olan elektrikli araçlar yeni icat gibi bilinse de durum esasında tam olarak öyle değildir. Bundan tam 200 yıl önce mekanik enerji ile çalışan arabalar günümüzün elektrikli araçlarının atası olarak imal edilmiştir. Ve 1880’lı yıllarda trafikte elektrik ile hareket ettirilen araçlar kullanılmıştır. Ve araçların seyir halinde olacağı uzun yollar olmadığı için o yıllarda elektrikli araçların yaygınlaşma sürecine girdiği de bir gerçektir.
1900’lü yıllara gelindiği zaman ise elektrikli araçlar zirveye oturmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’nde araç sayısının %30’unun elektrikli araçlardan oluşmasına rağmen 1909 yılında içten yanmalı motorlu araçların seri üretimi, elektrikli araçların cazibesini azaltmıştır. Uzun karayollarının yapılması, şarj probleminin olması ve elektrikli araçların diğer araçlara kıyasla daha maliyetli olması da elektrikli araçların üretiminin rafa kaldırılmasına neden olmuştur.
Elektrikli araçlar hava kirliliği ve fosil yakıtların tükenme endişesi sebebiyle 50 yıl sonra yeniden otomotiv üreticilerin projeleri arasında yerini almıştır. 1970’li yıllarda yaşanan petrol kaosunun meydana gelmesiyle özellikle petrol üretimi olmayan ülkeler elektrikli araç çalışmalarına hızlı bir giriş yapmışlardır. Elektrikli araç üretimi için devletler ciddi desteler vererek hem ekonomiye hem çevreye katkı sağlamayı amaçlamaları elektrikli araçlara yapılan yatırımları artırmıştır. Batarya teknolojisi ise elektrikli araçların şehirler arası yollarda kullanabilmesine de olanak tanımış ve bu araçlara tüketicilerin ilgisi de artmıştır.
Elektrikli araçlar hayatımıza bu sefer geçmişte olduğundan daha cazibeli ve konforlu bir şekilde girdi.
Tesla Motors tarafından üretilen ilk elektrikli araç olma özelliğini taşıyan Roadster modeli satışlarda büyük başarı yakalamıştır. Bu başarının altından dev otomobil firmaları da elektrikli araçlara yaptıkları yatırımları artırmaya başladılar.
Ve 2022’ye girdiğimiz bu ilk günlerde tüm markaların elektrikli bir araç modeli olduğunu söyleyebiliyoruz.
Ülkemiz elektrikli araç konusunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere göre elektrikli araç kullanımında geri kalmıştır. Fakat son yıllarda yapılan yatırımlar bu durumu değiştirmek için hızla artmaktadır.
Dışa bağımlı olmamız ve çevreye salınan sera gazını azaltma gayretlerimiz elektrikli araçlara olan yatırımlarımıza her geçen gün bir yenisini eklemektedir.
Ülkemizde yapılan elektrikli ve elektriksiz proje çalışmalarına göre yakın zamanda yollarda yerli üretim elektrikli ve elektriksiz araçları görebilmemizi ümit etmekteyiz.
Türkiye’de elektrikli araçların trafiğe çıkmasıyla elektrikli araç sektörünün şaha kalacağı da konuşuluyor. Ülkemizin elektrikli araç pazarında gerçek büyümesi ise TOGG ile gerçekleşecektir.