Bir çınar'ı daha kaybettik, hem de ne çınar…

EOKA ve ENOSİS ile verdiği mücadele ile Kıbrıs Türklerinin geleceğini şekillendiren Avukat, Siyasetçi, Savcı, Akademisyen, Fotoğrafçı, Gazeteci, Kahraman, Devlet adamı gibi birçok ünvan sahibi olan KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, değerli büyüğümüzü kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyim.

2007 yılında gazetemiz ortakları olarak Genel Yayın Yönetmenimiz Kenan Akın ile Rauf Bey’i ziyarete gittiğimiz günü dün gibi hatırlıyorum. Uzun yıllar verdiği mücadelelere rağmen Anavatan ile Yavruvatanda yaşayan Türkleri birbirlerine kenetlemeye çalışmasını gözlerinden okumuş ve dudaklarından da karanlık güçlere kalkan olmaktan asla vazgeçmeyeceği dökülmüştü.

ANAVATAN İLE YAVRUVATAN ARASINA NİFAK TOHUMLARI EKMEYE ÇALIŞIYORLAR
Rauf Bey, Anavatan ile Yavruvatan'da yaşayan Türklerin arasına birilerinin soktuğu nifak tohumlarının yeşermeden yok edilmesinin altını çizerek, zaman zaman Anavatan'daki Türklerin, Yavruvatan'daki Türklere, 'Rumların elinden sizi biz kurtardık' demesine anlam veremediği gibi, Yavruvatan'daki Türklerin, Anavatan'daki Türklere, 'Siz gelene kadar bizim Rumların elinde anamız ağladı' lafına bir anlam veremediğini de söylemişti.

Anavatan'dan gelen Türklerin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 3 hemşerisini bulunca hemen memleketlerinin derneklerini kurduklarını ve bu durumun ise Yavruvatan'da guruplaşmalara neden olduğunu belirtmişti.

PETROL KRİZİNİ 4 YIL ÖNCE SÖYLEMİŞTİ
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş, Kıbrıs açıklarında zengin petrol yataklarının bulunabileceğini bundan seneler önce Ankara'ya bildirdiklerini, fakat herhangi bir cevap alamadıklarını 2007 yılındaki görüşmemizde bizlere hatırlatırken, ''Hatta ABD bu petrolle ilgileniyordu. Bizimle bir anlaşma yapmak bile istediler'' açıklamasında bulunmuştu.

Denktaş, ''Amerikalıların belki de bir İsrail şirketine petrol arama işini havale edebilecekleri bilgileri vardı. Bu petrol olgusu çok önemli gelişmeler gösteriyor ve Kıbrıs adasını ne denli stratejik olduğunu da ispatlıyordu'' şeklinde konuşmuştu.

TÜRK ASKERİNİ YUNAN ASKERİNE BENZETENLERE SİTEM ETMİŞTİ
Bazı siyasilerin Türk askerini Yunan askerine benzeten talihsiz bir beyanatlarına da değinen Rauf Denktaş, böylesi açıklamaların Türkiye ve Kıbrıs aleyhine kullanıldığını belirterek, KKTC'deki şimdiki iktidarın nereden nereye geldiğini de iyi görmenin altını çizmişti.

Kıbrıs Türk'ünü ayırmak isteyen art niyetli güçlerin olduğuna işaret eden Denktaş, bu noktada çok dikkatli olmak ve kararlı, ciddi bir diplomasi yürütmek gerektiğine inandığını söylemişti.

Rauf Denktaş’ın bundan 4 yıl önce bizimle yaptığı özel görüşmede çok çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. O zamanlar bu söylemleri dikkate almayanlar bu zaman ki petrol gerginliğine zemin hazırladıklarının farkında bile değiller.

Büyük çınar, büyük adam ve kahramanımız Rauf Denktaş’ı rahmetle anıyor, tüm Türk milleti başta olmak üzere ailesi ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.


RAUF DENKTAŞ KİMDİR?

Rauf Denktaş, 1,5 yaşındayken annesini kaybetti. Babası hâkim Raif Bey'dir. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen Denktaş, 1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi. Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başladı. Ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve liseyi Kıbrıs'ta bitirdi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra hukuk eğitimi için İngiltere'ye gitti. Mezun olduktan sonra avukatlığa başladı.

27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingte Dr. Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. Türk cemaatinin iki önemli ismi Faiz Kaymak ve Dr. Fazıl Küçük arasında arabulucu rolünü üslenip, toplumun çıkarlarının takipçisi oldu. Faiz Kaymak'ın teklifi ve Dr. Fazıl Küçük'ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Kongresi'nde başkanlığa seçildi. Savcılık görevinden İngiliz yönetimini zorlukla ikna ederek istifa etti ve cemaat sorunlarıyla uğraşmaya başladı. 1949 yılı yaz aylarında savcılık yapmaya başladı. Yine aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi. 1955'te terörist bir hüviyete bürünen Enosisle mücadelede ve EOKA karşısında Kıbrıs Türklerinin direnişine yön veren Denktaş, 1958 yılında hükümetteki görevinden istifa etti. Arkadaşlarıyla 1 Ağustos 1958'de Türk Mukavemet Teşkilatı'nı (TMT) kurdu.

1958 yılında Rum tedhişçiler, Türk köylerine saldırınca, Türkler de bu olayları protesto etti. Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, Ankara'ya Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ile görüşmeye gitti. Bu görüşmede Denktaş adaya Türk Askeri gönderilmesi teklifini dile getirdi. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile 1960 Antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında emeği geçti. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi'yle İcra Komitesi Başkanlığı'na seçildi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı. 1964 Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından "istenmeyen adam" ilan edildi. Yeşilada'ya girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katıldı. 1967'de adaya gizlice girerken tutuklandı. Yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi. 1968'de adaya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs'a döndü.


SİYASET DÖNEMİ
1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 28 Şubat 1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi. 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanından sonra tekrar cumhurbaşkanlığına seçildi. 22 Nisan 1990'da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi. 17 Nisan 2005'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayan Denktaş, 24 Nisan'da görevi Mehmet Ali Talat'a devretti.
 

 

OGÜNhaber