Çünkü bu ülkenin ve bu ülke insanlarının başına kötü ne geldiyse fitneciler, hasetçiler, dedikocular ve hainler yüzünden gelmiştir. Kânunusani ayında yani bu ay hakkın rahmetine kavuşan Kazım Karabekir Paşamız da bu hasetçiler yüzünden yine Ocak ayında bu ülke için çabalamak yerine emekliye ayrılmayı tercih etmedi mi? Ocak ayı esasında benim ve 2. ailem olan ''Ogün Gazetesi'' için çok önemli ama bencil davranmayarak Ocak ayı ile ilgili bizim gazetemizin kuruluşundan daha önemli olan gelişmeler ile olayları bu yazımda sizlerle paylaşacağım. 10 Ocak 1945 yılından önce ismi Kânunusani olan Ocak ayında yaşanan gelişmeler ve olaylar bence tüm ülke insanımız ve hatta dünya insanları için tarihsel önem taşımaktadır.
KANUNUSANİ'DEKİ GELİŞMELER2 Ocak 1523'te Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos'u Fethetmesi, 4 Ocak 1740'ta Osmanlı-İsveç Savunma Antlaşması'nın imzalanması, 5 Ocak 1809'da Osmanlı-İngiltere arasında; Çanakkale (Kal'ayı Sultaniyye) Antlaşması'nın imzalanması, 9 Ocak 1784'te Osmanlı Hükümeti`nin, Kırım'ın işgalini resmen kabul ettiğini içeren belgeyi Rus elçisi Bolgokof'a vermesi, 10 Ocak 1792'de Osmanlı Devleti ile Rusya arasında ''Yaş Barış'' Antlaşması'nın imzalanması, 10 Ocak 1921'de I. İnönü Zaferi'nin kazanılması, 10 Ocak 2001'de Türkiye'nin 3. Uydusu Türksat 2A, Güney Amerika'nın Fransız Guyanası'nda bulunan Kourou Üssü'nden, Arien füzesiyle uzaya fırlatılması, 11 Ocak 630'da Peygamber (SAV) Efendimizin Mekke'yi fethetmesi, 11 Ocak 1905'te Yüzbaşı Mustafa Kemal'in, Harp Akademisi'nden mezun oluşu, 12 Ocak 1944'te Mareşal Fevzi Çakmak paşamızın hasetçilerin hasetlikleri karşısında emekliye ayrılması, 14 Ocak 1970'te Orgeneral Asım Gündüz'ün ölümü, 15 Ocak 1988'te İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'yı basması, 17 Ocak 1991'de Körfez Savaşı'nın başlaması, 20 Ocak 1921'de İlk Teşkilatı Esasiye Kanunu (ANAYASA)' nın TBMM'ce kabul edilmesi, 21 Ocak 1522'de Rodos'un fethedilmesi, 22 Ocak 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Ridaniye Seferini yapması, 23 Ocak 1913'te İttihatçıların Babıâli baskınını yapması, 26 Ocak 1948'te General Kazım Karabekir'in vefat etmesi, 27 Ocak 1299'da Osmanlı Devleti'nin kuruluşu, 28 Ocak 1920'de Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın gizli toplantısında, Misak-ı Milli'nin kabul edilmesi ve son olarak 29 Ocak 2001'de ise 18 Ocak'ta, Fransa Parlamentosu'nun kabul ettiği Sözde Ermeni Soykırımını tanıyan yasa tasarısı, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından onaylanması gibi gelişmeler, bizlerin geçmişimizden iyi ve kötü yönde ders almamıza vesile olacaktır. Ocak ayındaki gelişmelerin tahlili ve bu tahlilden çıkarılacak dersler, önümüzü görmemizi sağlayacaktır.
HAİNLER YİNE İŞ BAŞINDALAR
Tarihi kitleler yapar ama bu kitleler hainlik, fesatlık ve dedikodu üzerine kurulmuş varlıklarını tarihimize çirkinliklerle yazmaya kalktıklarını bugün her yerde görüyoruz ve onun için titreyerek kendimize gelmeli ve Atatürk'ün şu sözünü unutmamalıyız: ''Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir''
BİZ HESAPLARINIZI BİLİYORUZBizler Yüce Türk Milleti olarak, bu hesapların ne olduğunu çok iyi biliriz. Biz bu hesabın ne olduğunu tüm tarih süreci içerisinde çok gördük. Sizler de şunu çok iyi bilmelisiniz ki; Şehit kanları ile sulanan cennet vatanımızın bir karışında gözünüz varsa ve huzurumuza gölge düşürmeyi bile hayal ediyorsanız, ey yanlış hesap yapanlar, bilesiniz ki; o an geldiğinde bizler, çerkeziyle, lazıyla, kürdüyle, Yüce Türk Milleti olarak Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak ve Ulu Önder Mustafa Kemal düşüncesi, inancı, azmi ve kararlılığı ile dimdik karşınızda olacağız. Bizler, Pir Sultan Abdal'ların, Mevlana'ların, Yunus'ların kültürü ile yetişmiş bir millet olarak Çanakkale'de, Dumlupınar'da, Sakarya'da nasıl birlik beraberlik içerisinde ülke bütünlüğümüz tehlike altına girdiği için kenetlendiysek bu gün de böyle bir tehlike olduğu zaman kenetleniriz.
AK SÜTTEKİ AK KILI FARKEDELİM
Üç kıtadaki toprakları ve çeşitli dinlere mensup barış içinde yaşayan insanlarıyla günümüze güzel örnekler sunan Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıldönümü 27 Ocak'ta inşallah hep beraber kutlayacağız. Bizler büyük üstadımızın benzetişiyle, zifirî karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı fark edecek kadar gözü keskin bir gençlik olarak Ulu Önderimiz'in belirttiği gibi, ''Yurtta Barış, Cihanda Barış'' istiyoruz.
fyildirim@ogungazetesi.com.trOGÜN/13-19.Ocak.2008/Sayı:55/Sayfa:03