Yok, önceden planlanan bir yemekmiş,
Yok, İngiliz büyükelçisiyleymiş,
Yok, MOBESE nasıl kullanılmışmış….
Bence bunları geç ve izaha da çalışma.
Durum, çırpındıkça batılası türden…
Hatalısın ve yaptığın yanlıştı…
Siyaseten de,
Ahlaken de,
İnsanî olarak da,
Algısal olarak da,
Toplumsal psikolojik açıdan da; yanlıştı, yanlıştı, yanlıştı!..
Biliyor musun; geriye ne kaldı ve bugünlerden geriye ne kalır?
Söyleyeyim sana;
Kar-tipi ve karakıştan perişan olan İstanbul halkı ve balıkçıda yemek yiyen İmamoğlu…
Sen,
Gece-gündüz çalışmış olsan da,
Mağduriyeti, gerçekten minimize etsen de,
Bir sürü "ama-fakat-lakin" diye başlayan ve merkezi hükümetin lakaytlığını anlatan cümleler kursan da;
Buradan görünen manzara, sadece bu!...
O balık restoranındaki fotoğraf var ya; o fotoğraf,
Sildi-süpürdü, aldı-götürdü, her şeyin üzerini örttü ve tek görünen o kaldı!..
O nedenle; hiç kusura bakma ve "kim görmüş, nasıl görmüş, MOBESE nasıl kullanılmış" gibi herhangi bir tevile de kalkma!..
Demedi deme, Cem Yılmaz'ın skeçlerine konu olursun…
***
İyilik Treni…
Türkiye'den Afganistan'a yardım götüren tren törenle yolculanmış.
İki bakanımız uğurlamış.
Bir de isimlendirme yapılmış; "İyilik Treni",
Galiba insanî ve dinî bağlamda iyilik konsepti değişmiş,
Sağ elin verdiğini sol elin görmemesi makbul diye bilirdik.
Ama demek ki, artık iyiliğin makbul olanı göstere göstere ve törenle yapılanıymış.
Allah razı olsun…
Bu arada,
Teeeee Afganistan'a "İyilik Treni"nin uğurlandığını duyunca,
Geçen gün İstanbul'da, bir semtten ötekine gidemeyip, yolda kalan trenler aklıma geldi.
"Neredennnn nereye" diyerek; "biz böyle necip bir milletiz işte; semtten semte gidemesek de, Afganistan'a gideri olan bir milletiz" diye düşünmekten kendimi alamadım.
Benimki de akıl işte…
Zırt-pırt lüzumsuz şeyler düşünüveriyor.
***
Yunanistan…
Atina da, tıpkı İstanbul gibi kara teslim olmuştu.
Orada da ciddi sıkıntılar yaşanmış,
Trafik felç olmuş,
Halk, sefil-perişan hale düşmüştü.
Orada da, bizdeki gibi paralı yol varmış.
O yol da, kardan kapanmış.
Yunanistan Ulaştırma Bakanlığı,
"Ey firma,
Bu yoldan geçenler bir bedel ödüyor.
Senin görevin bu yolu yapmak ve hizmete açık tutmaktı.
Ama sen gereğini yerine getiremedin ve vatandaş yolda kaldı..." diyerek, yolu işleten firmaya araç başına 1000 ve 2000 Euro ceza kesmiş.
Yolu işleten firma yöneticisi "görevimi bihakkın ifa edemedim" diye istifa etmiş.
Bizde de paralı yollar var,
Ve karda kapandı, araçlar yolda kaldı…
Çok merak ediyorum,
Acaba benzeri bir cezai yaptırım veya istifa gelir mi?...
***
Halide Edip Demirci Efe'ye sorar;
—Ahaliye neden zulmediyorsun?
Demirci Efe cevap verir;
—Ahaliyi yönetmek ya ilimle olur, ya zulümle,
Bende ilim yok…