La Casa De Papel,
İspanya yapımımı bir dizi,
İspanya Merkez Bankası'ndaki altınların çalınması anlatılır.
Son ve final bölümü Aralık-2021'de yayınlanmıştı.
Dizinin, final bölümündeki bahse konu ülke İspanya değil de sanki Türkiye…
Bakın, dizinin başrol oyuncusu-soyguncu Profesör nasıl bir ekonomi dersi veriyor.
Hatta Türkiye'deki ekonomi yöneticilerine, yalaka ve güzellemeci yorumculara ve iktidarın güzide ekonomistlerine ikazlar gönderiyor;
"Finansal piyasalar büyük bir kumarhane gibidir.
Her şey oynanabilir,
New York Borsasının yükselişine, buğdayın düşüşüne veya ülkenin çöküşüne; yasa dahilinde bahse girerek bir ton para kazanılabilir."
Altınları çalarak, Merkez Bankası'nı tamtakır bırakan soygunun etkilerini söyledikten sonra, olacakları şöyle anlatıyor;
"Yatırımcılar paniğe kapılıp İspanyol borç ve hisse senetlerini satacak,
Ve bu da, borsaları çökertecek.
Ama daha önemlisi, ülkenin "risk pirimi (CDS) 800 puan"ın üstüne fırlayacak."
Kendinden emin şekilde arkadaşlarının yüzüne bakan Profesör, "Bu ne demek?" diye sorunca;
Hikayenin nereye gittiğini fark eden ekipten birisi muzipçe gülümseyerek,
"İspanya, piyasalardan para bulamayacak,
Ödeme aczine düşüp iflas edecek" diyor.
"Aynen öyle" diyerek tasdikleyen Profesör, önünde dizili domino taşlarının ilkine dokunup, peş peşe yıkılışını gösterdikten sonra devam ediyor;
"Ve bu domino etkisi hükümetin üstüne inanılmaz bir baskı yükleyecek…"
Ama bir noktaya dikkat edin,
Adamın bu kadar faciaya sebep verecek dediği risk primi kaç?
800,
Türkiye'ninki kaç?
900 ve maalesef azim ve istikrarla ilerliyor!
1000'lere ulaşması ve hatta 1100'lere erişmesi ne demektir?
Basit, sade ve kahvehane diliyle,
Kişi veya bir Şirket üzerinden ve özelinden ifade edersek;
"Ya bu adam veya bu şirket bitik,
Batakta,
Bırak borç vermeyi; peşin paranla, mal bile alamazsın,
En iyisi mi, o kişi veya firmadan uzak dur" demektir!
Çıldırmamak elde değil,
Ülkemizdeki kimi şirketlerinin bile, kredibilitesi devletten yüksek.
BOTAŞ dış kredi alıyor,
Dış krediye ihtiyaç duyulması ve nedenleri, zaten apayrı bir fecaat de…
Neyse,
Kredi veren Alman Bankası Türk Hazinesi'nin garantör olmasını şart koşuyor.
Allah'ım, Ya Rabbim,
Gel de çıldırma, duy da inanma…
Sen, ne hallere düştün "Ey" Sevgili Türkiye!
Günün Sözü ve iktidarın 20 yılının Maliye Bakanı'nın dilinden özeti,
"2002 yılında sadece 1 milyon haneye sosyal yardım hizmeti verilirken 2021 yılında 4,3 milyon ailemize ulaşılmıştır."
Sosyal yardım kime verilir?
Alım gücü olmayan veya zayıf olan, iktidarın tabiriyle "fakir-fukara, garip-gureba" olanlara yapılır.
20 yılda, 1 milyondan 4,3 milyona çıkmışsa;
Bunun anlamı nedir ve bu neyin ikrarıdır?..
"2002'de şahtık, 2022'de Şah/landık ve şahbaz olduk" demektir!