İtilmiş, kakılmış, hor görülmüş ve bir de ekonomik imkansızlıkla imtihan edilen bir çoğunluk oluştu ve gün be gün artıyor.
Özellikle gelişmekte olan ve Ortadoğu ülkelerinde bu durum ciddi riske dönüşmeye başladı.
Bir de bunun yanında, ülke iktidarlarına yakın lüks ve konforlu yaşama sahip bir "mutlu azınlık" var.
İkili bir kategorizasyon ortaya çıktı.
Birincisi "şiddeti kutsayanlar" diğeri ise "hazzı yüceltenler"
Başka bir deyişle; yaşadığı çevreye, topluma ve hatta kendi gibi olmayan herkese içsel bir kin ve şiddet besleyen ve kendi kendini adeta "toplumsal lanetliler" gören tükenmişler,
Diğeri ise emeksiz, çabasız ve armut piş ağzıma düş diyerek, hayallerinin ötesinde bir varsıllık içinde yaşayan "haz devri çocukları".
Bu ikili durum öyle bir hal aldı ki artık bir kıvılcım bekliyor.
Şili’de, Bolivya’da, Irak’ta ve İran’da fitil ateşlendi.
Tam da algı operatörlerinin ve siyaset mühendislerinin istediği mümbit bir zemin.
İran’daki sokak hareketlerini irdeleyelim…
Yani sadece akaryakıta yapılan zam mı, bu infialin sebebi.?
Yok yok… Belki de zam, en basit sebebidir.
Hani lise tarih kitaplarından aklımızdadır ya; Birinci Dünya Savaşı sebebi diye…
"Avusturya-Macaristan Veliahtı’nın bir Sırplı öğrenci tarafından Saraybosna’da öldürülmesi"
Sizce koca Cihan Harbi bu yüzden mi başladı..?
Alakası yok…
Bir kibrit gerekiyordu ve bu olay da, o kibritin çakılması oldu.
Aynen bu örnek gibi, İran’da da zamlar, çakılan kibritir.
Biriken kin, nefret ve şiddetin dışavurumudur.
Kaybedecek bir şeyi kalmayan "lanetlilerin, kullanışlı aptalların ve tükenmişlerin" (!) eşitsizliğe ve görmezden gelinmeye isyanıdır.
Kendileri açlık ve sefalet içindeyken, ikincil ve önemsiz insanlaştırılmışken; emsalleri, akranları ve mümasilleri olan diğer kesimin hedonist debdebesine itirazın sokağa yansımasıdır.