Şişkin bencillikle yapılan iyilik

İyilik veya iyi bir şey ne için yapılır?
Minnet oluşturmak veya sevap beklentisi nedeniyle mi?
Dilimize pelesenk olmuş:
"Sevabına yapıver"
Veya "çok makbule geçer…"
Yahu bir iyiliği veya birine iyi gelecek bir şeyi illa sevap beklentisiyle mi yapmalıyız
Ya da karşılığında sevap olmasa yapmayacak mıyız?..
Yani, boşu boşuna neden yapayım; karşılığında sevap bile yok diye iyi bir şey yapmaktan vaz mı geçmeliyiz!
Hatta ibadetlerde bile böyle değil miyiz?
Namazı camide kılarsan şu kadar fazla sevap,
Orucu ne kadar zor şartlarda tutarsan o kadar fazla makbul…
Öyle ki neredeyse sevapmetre oluşturulmuş ve çetelesi tutulacak!
Halbuki iyilik, iyilik yapmak için yapılsa,
İnsanın içinden iyilik geldiği için yapılsa,
İbadet, ibadet olduğu için yapılsa,
Tanrı-insan bağını güçlendirdiği için yapılsa çok daha iyi, makbul ve muteber olmaz mı?
Neden illa bir karşılık beklentisiyle yapılır ve yapılmalı ki?
Yani, şimdi sevap ihtimali olmasa,
Cennet ödülü, cehennem korkusu olmamış olsa iyilikler dağa kaçırılacak, ibadet boşu boşunalaşacak ve Tanrı'ya iman gereksiz mi olacaktı?
Garip…
Çok garip!..
Her şeyde hep bir karşılık beklentisi!
İbadet et cennete git,
İyilik yap sevap kazan…
İlginç,
Çok ilginç!..
OGÜNhaber