Seçmenin sağduyusu, feraseti, meraseti hikaye…

Halkın Feraseti,
Seçmenin Basireti,
Anadolu İrfanı…
Bolca söylenen ama aslında ne içerdiği pek de anlaşılmayıp lügatsal boyutu geçmeyen sözler…

Ben de kullanmışımdır,
Ama itiraf ediyorum ki; "laf osun torba dolsun"dan öteye geçmeyen sözlermiş.
Bu sözleri edince bir halt olunacağını sanmış; hamaset yapmışım.
Aldanmışım, kendi kendimi aldatmışım…
Herkesi ve her devri zemmetmek de istemem,
Ama bugüne bakınca irfan-mirfan, feraset-meraset hak getire…

Nereden geldik buraya?
Bir kardeşimiz var,
Çok güzel bir insan,
Terör gazisi…
Hala berrak, hala dik ve hala insan gibi insan…
Hani, zaman bazen birilerinden bir şeyleri alıp götürür ya; bu gazi kardeşimizden bir taş bile düşürememiş!
Tam bir görgülü aslan…
Dedi ki;
"Toplum olarak düzgün olsak ve yanlış olmayan insanları seçsek,
Siyaset ve siyasetçilerin seçim oyunlarına aldanmasak; dini ve milli olguların siyaset malzemesi yapılmasına pirim vermesek…"
Ve bunları öyle içten, öyle samimi ve öyle inanarak söylüyordu ki…
Zaman dardı,
Orada söyleyemedim…
Sevgili Kardeşim,
Bu dediklerinin olması için, "basiret lazım, feraset lazım, irfan lazım".
Şimdiyse bunlar dağa kaçmış,
Daha doğrusu, dağa kaldırılmış,
Dağ ise yanmış-bitmiş kül olmuş!
Ahmet Arif'in, "Dört yanım puşt zulası" dediği gibi; alem puşt, puştluk müreccah olmuş.
Senin de dediğin gibi; ortalık, celladına aşık maşuk ve maşuka dolmuş!
Herkes, ya en basitinden "Homo Economicus" olmuş ya da aldanmaktan haz almaya başlamış!

Bu noktada şu soruyu sorabilirsiniz;
Sen, bu iktidar için gider diyordun. Böyleyken nasıl olacak peki?
Enflasyon Partisi götürecek,
Bugüne kadar iktidar ne yaparsa yapsın, seçmenin tikinde değildi.
Çünkü cebine halel gelmiyordu.
Ama durum değişti,
Şimdi, iktidar ne yaparsa yapsın Enflasyon Parti'sinin oy oranını düşüremiyor.
Tüm çabalarına,
Seçim ekonomisine,
Popülist politikalara rağmen, düşürse düşürse yüzde 65'e düşürebilir.
Ona da pek ihtimal vermiyorum…
Delik büyük, yama küçük, fire çok…
Ne yapsalar boş; yetmiyor, yetişmiyor!
O yüzden, başörtüsü siyaseti raftan indirdiler, sahaya sürdüler,
Aslî ve dini işlevi başı örtmek olan örtüyle, ayıpları örtmeye çalışacaklar.
O yüzden ilave yamaları, yamanmaları ve yanaşmalığı alternatif eylediler.
Tutar mı peki?
Tutmaz…
Neden?
Çünkü Ak Parti seçmeni, AKP yüzünden ve sayesinde bu hale geldi.
Hangi hale?
Bol para harcamaya ve her şeyi maddi ölçütlerle algılamaya…
Yani?
Yani demem o ki, seçmen öyle bir korozyona uğradı ki; neresine dokunursan dokun bir süre sonra alışır ve gıkı çıkmaz,
Ama cebine dokundun mu; işte o zaman feryadı basar,
Din-iman-bağlılık-sadakat gibi, değer denilen ama aslında araç haline gelen olgular unutuverir!
Ki, yaşanan ve yaşanacak olan da budur.

Demirel dermiş ki:
"Vatandaş elini cebine sokunca, eline para yerine başka bir şey değiyor ise….
İşte o zaman iktidar üçün birini alır…"
OGÜNhaber