Son 250 yıldır en büyük sıkıntımız sahada kazanılanı masada kaybetmek idi.
Bunun istisnası Kurtuluş Savaşı süreciydi sadece.
Sonraki yıllarda bu kronik sorunumuz, yine ve yeniden nüksetmeye başladı.
Ama görüyorum ki, ders çıkartmışız.
Nasıl bir ders?
Kendi kendimize karşı…
Konuyu seçime getireceğim…
Millet İttifakı ne yaparsa yapsın; sonuç yine de böyle olacaktı diye düşünüyorum.
Herkesin içinde, "bu normal değil" hissi var ama kimse bir şey ispat edemiyor!
Neden?
Çünkü son bir yıldır bu günlerin taşları döşeniyordu ve döşendi.
Fazla geriye gitmeden söyleyeyim;
Son bir-iki ayda iktidar cenahının açıklamalarına bakın!
"Ne alaka" cinsinden söylemler…
Biri diyor "14 Mayıs darbe girişimidir"
Başka birisi "İşgalcilerle mücadele, tam bağımsızlık savaşı"…
Ama bir yandan da ne diyorlardı?
"Sandık sonucuna saygılıyız. Herkes de saygılı olsun…"
Devam edeyim;
İktidarın hep bir planı vardı,
Yapılan açıklamalarla da, canbaza bak canbaza yaptılar.
Sıtmayı gösterip gribe razı ettiler.
Yapacakları atraksiyon ve algı operasyonunun zeminini ince ince döşediler.
Bence, başta kişisel ve dijital boyutta olmak üzere; muhalefet içine sızmak da dahil hiçbir parametreyi ihmal etmediler.
Ve başarılı da olmuş gözüküyorlar.
Neden?
Sonuçlara bakın…
Tıpkı Birinci dünya Savaşı sonrası masa başında cetvelle çizilmiş Ortadoğu haritası gibi, en ince detayına kadar hesaplanmış bir seçim sonucu var karşımızda…
Önceki yazımda 32. ABD Başkanı Franklin Roosevelt'in, "Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır…" sözünü aktarmıştım.
Bence de öyle,
Ve, sonuçlara bakınca "adam haklıymış…" demekten kendini alamıyor insan…
Peki, buna rağmen Muhalefet kazanabilir mi?
Kazanabilir ama yaptığını yapmaz, yapmadıklarını-yapamadıklarını yapabilirlerse…
Neler bunlar?
Oyun içinde oyun oynanmasına engel olabilirse,
"Oy kullanan ama ismi var cismi yok kabilinden varlığı olmayan bir grup seçmen" iddiaları gerçek ise bunları teşhis ve tespit edebilirse,
Dijital ağlar üzerinden yapılabilecek müdahaleleri önlerse,
Seçim akşamında uygulanacak algı operasyonunu fark ederse,
Ve, maharetli darkness ellerin tuşlar üzerinden yapacağı dijital manipülasyonuna mani olabilirse kazanabilir!
Sinan Oğan'la ittifak, yeni seçmen kazanmak veya seçmeni aynı şevk ve heyecanla sandığa götürmek mi dediniz?
Amenna..
Bunlar olumlu ve olması gereken gelişmelerdir ama dediklerim olmazsa ve yapılamazsa yüzde 60 oy da verilse; kazanan-kaybeden şimdikinden farklı olmaz!
Son olarak;
Kredi kartlarıyla ilgili getirilen ve bir gün sonra kaldırılan uygulama bana oldukça manidar geldi.
Böyle bir pratiğin yapılmasını da iptal edilmesini de tesadüf görmüyorum.
Artık neyi test ediyorlarsa…