Yoksa kurallar mı hayatı belirler…
Kurallar mı haklıdır, yoksa hayat mı..
Hayatın hayatı mı yoksa kuralların mayatı mı..!
Sosyoloji bir "kabz" (ruhun alınması ve canlı ölü oluş) hali mi yaşıyor yoksa…
Zihinler kısır, ruhlar sığ, kalpler siyah…
Vicdanlar, azap olgusundan yoksun.
Güya yaşanan bir "hayat" var.
Azap çekemeyen bir vicdan varsa,
Kalp kararmışsa,
Haksızlıklar artık pişmanlıklar bile veremiyorsa…
Hayat mı yaşıyoruz sizce…
Yoksa Necip Fazıl’ın dediği gibi;
"Hayat mı eksik hayatta…"
Hal böyleyse;
Hayatın mı ruhu ölmüş yoksa insanın mı…
Canlı cenazeler gibiyiz…
Çünkü Akif’in dediği gibi;
"His yok, hareket yok, acı yok…
Leş kesilmişçesine…"
Yaşayan ölülere dönmüşüz…
Kaçıyor; ruhla beden birbirinden…
Ruh mu bedenden yoksa beden mi ruhtan…
"Mideler kavi, çorbalar sıcak,
Atıştırma, tıkıştırma çanak çanak…"
O halde;
Ruh kaçıyor yalınayak…
Bedenin azgın iştihasından sinerek, korkarak…
Ruh bedenden bizar; toprağın altından sakınarak…
Bir hayat yaşıyoruz oysa…
Ama yaşadığımız hayat mı mayat mı; belli değil…
Ama belli galiba, belli…
Biz, hayatın içini boşaltıp mayatlaşmayı seçmişiz…
Halbuki hayat kitaptı,
Okuyup yaşayacaktık…
Okudukça "insan" laşacak,
"İnsanî"leşecektik…
Ama biz hayatı hayatsızlaştırmayı,
İnsanı azmanlaştırmayı,
Ruhu kaçırmayı,
İştahı kabartmayı,
Bedeni yüceltmeyi tercih ettik…
Ben dedik, benlik dedik; bencilleştik…
Hak ve hakikat dedik; uzaklaştık haktan…
Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlaştık…
Dilimiz başka, fiilimiz başkalaştı…
Geldiğimiz nokta; "kabz" hali…
Yaşayan ölüler…
Vicdanı eksik vicdanlar,
Kararan ve karanlıklaşan insaflar…
Rafa kaldırılan "merhamet".
Simsiyah'laşıp, taşa dönüşen kalpler…
Neyiz biz, neyiz…
Nasıl mahluklarız…
Hayatı nasıl katlettik; hayatta…
Solunum yapmayı nefes almak mı sanıyoruz.
Nefes almak kalbîdir,
Nefes almak insanîdir,
Nefes almak, hayatı bilmektir…
Peki biz ne alıyoruz..?
Hayat'ın canını mı,
Yoksa bedenin ruhunu mu…
Yok yok…
Üstad boşuna dememiş.
Yaşamış da demiş,
Görmüş de söylemiş;
"Hayat, mayat diyorlar, benim gözüm mayat'ta.
Hayatin eksiği var; hayat eksik hayatta.
Takınsam, kanat, manat; Kuş, muş olsam seğirtsem.
Bomboş vatana inat, Matan'a doğru gitsem..."